Namjoon yatağın karşısındaki koltuğa oturmuş uzun süredir uyuyan Jimin' i izliyordu. Jimin ter içindeydi, dudakları arada hareket ediyor ve sayıklıyordu "Mavi olma". Namjoon sakince onu izlerken Jimin aniden uyanmıştı.
Namjoon:
-"Mavi olma" diye sayıklayıp duruyordun, rüyanda ne gördün merak ediyorum, dedi sakince.
-Hatırlamıyorum, dedi Jimin sakin olmaya çalışarak. Oysa ki rüyasını çok net hatırlıyordu. Nasıl korktuğunu, nasıl endişelendiğini hatırlıyordu.
Rüyasında en sevdiği kırmızı ayısının üzerinde önce mor benekler çıktığını sonra onların hızla maviye dönerek yayıldığını görmüştü. Mor benekler büyüyor, daha sonra ortasındaki mavilik onu takip ediyordu. Jimin ise kırmızı sulu boyayla ayıyı boyayarak maviliği kapatmaya çalışıyordu. En sevdiği renkler, mavi ve siyah, onun kabusu ve kafesi olmuştu.
Namjoon Jimin' in düşüncelerini sesiyle bölmüştü:
-Bu akşam Jungkook gelecek.
Jimin' in gözbebekleri büyümüştü.
-Hayır, Namjoon lütfen. Korkuyorum, dedi Jimin.
-Dün "Başkalarını görmeme izin ver" diye yalvarıyordun, bugünse mızmızlanıyorsun, cidden sinirimi bozuyorsun, dedi Namjoon ve yavaşça Jimin' in yatağına doğru ilerledi. Jimin korkuyordu, dün onu dövmemişti ama bugün belki de dayak yiyecekti. Namjoondan olmasa da Jungkook' tan muhtemelen dayak yiyecekti. Ama Jungkook' tan dayak yemeyi tercih ederdi, çünkü Namjoonun eli çok sertti.
Namjoon yatakta uzanan Jimin' in yanına oturdu ve:
-Bugün uslu dursan iyi edersin, özellikle akşam. Ben olmayacağım çünkü, Jungkook' un elinde kalmanı istemiyorum. Şimdi çıkıyorum, sabah döneceğim, dedi ve elini Jimin' in kafasına götürdü. Jimin korkuyla gözlerini kısmış ve yüzünü ekşitmişti. Namjoon şaşkın bir şekilde gülüp Jimin' in saçını okşadı. Daha sonra kalkıp gitti.
Jimin dış kapının kapanma ve kilitlenme sesinden sonra Namjoon' un gittiğinden emin olmuştu. Kalkıp uzun süredir baktığı masanın üzerindeki tabağa yöneldi. Masaya oturup hızla yemeye başladı, çok acıkmıştı.
----------Jimin saatin kaç olduğu hakkında bir tahmin yürütemiyordu ama yemeğini yiyeli epey olmuştu, çok acıkmıştı. Açlıktan karnı ağrıyordu. Jungkook' un gelip ona yemek getirmesini istiyordu ama aynı zamanda hiç gelmemesini de istiyordu, onun gelmesini ve olacakların bir an önce olup bitmesini istiyordu ama aynı zamanda olacaklardan inanılmaz derecede korkuyordu.
Kilidin açılma sesiyle, korkusu katlanmıştı. Ardından kendi odasının kapısı da açılmıştı.
Jungkook korkutucu derecede neşeliydi.
-Acıktın mı? Kimchi Jjigae aldım, çok sevdiğini biliyorum, dedi Jungkook gülümseyerek. Jimin zoraki bir gülümsemeyle:
-Teşekkür ederim, dedi.
Jungkook yemek paketinin birini Jimin' e verdi. Jimin Jungkook' a bakmadan paketi alır almaz açıp yemeye başladı. Jungkook' un uzun süredir yemek yerken onu izlediğinin farkındaydı ama çok açtı, umursamayacak kadar açtı. Jungkook onu izlemekten vazgeçip kendi yemeğini yemeye başlamıştı. Jungkook çok hızlı yiyordu ve kendisinden çok daha önce başlayan Jimin' den önce yemeğini bitirmişti.
Yemeklerini yedikten sonra çöpleri atmışlardı ve muhabbete başlamışlardı. Jungkook onu güldürüyordu, bu Jimin' i rahatlatmıştı. Ve her şeyi bir kenara bırakıp sarhoş olmuşçasına neşelenmeye, gülmeye başlamıştı.
Jungkook aniden gülümsemeyi kesip ciddi bir şekilde:
-Jimin benimle banyoya gel, dedi. Aniden yüzü düşmüştü Jimin' in, ürkmüştü. Kesinlikle gitmek istemiyordu ama mızmızlanmak sadece Jungkook' u kızdırırdı, başka hiçbir şeyi değiştirmezdi.
Jimin yavaş ve küçük adımlarla Jungkook' u takip ediyordu. Mavi ve siyahla kuşatılmış geniş odadan çıkıp banyoya girmişlerdi. Banyo ise bembeyazdı, kabus gibi.
Jungkook kendi üzerindeki kıyafetleri çıkardıktan sonra Jimin' e de çıkarması için emir vermişti. Jimin yavaşça soyunurken Jungkook onu sabırla bekliyordu. Jimin korkudan mı yoksa üşüdüğü için mi bilmiyordu ama yüreğine kadar titriyordu. "Otur" dedi Jungkook, Jimin olduğu yere çöktü. Jungkook yavaşça ve sakince kendisine arkasını dönen Jimin' in önüne geçti. Jimin' in titremesine aldırmadan çenesini kavrayıp başını kaldırdı ve gözlerine bakmasını sağladı. Jungkook "Ağzını aç" diye emir verdi. Jimin ağzını açtıktan sonra Jungkook Jimin' in ağzına işemeye başladı. Jimin' in midesi bulansa da ağzını kapatmaya cesaret edememişti. Jungkook sidiğinin birazını Jimin' in çenesinden aşağı akıtmıştı. Tamamen işedikten sonra sordu:
-Tadı nasıldı, beğendin mi?
Jimin kafasını hafifçe hayır anlamında salladıktan sonra:
-Acıydı, tuzluydu, kokuyor. İğrenç, dedi. Jungkook sakince:
-Cidden hayal kırıklığına uğradım, dedi. Bir süre korku dolu gözlerle bakan Jimin' e baktıktan sonra devam etti:
-Ama yine de seni ödüllendireceğim, dedi. Banyo dolabını karıştırırken "nerde bu" demişti. Jimin neyi aradığını merak ediyordu. "İşte buldum" dedi Jungkook ciddi bir ses tonuyla. Elindeki kayganlaştırıcı jel kutusuyla Jimin' in yanına oturdu ve Jimin' in dudaklarını öpmeye başladı.
Jimin karşı koymaya çalışmıyordu, yapabileceği hiçbir şey yoktu, bu yüzden hiçbir şey yapmıyordu. Jungkook Jimin' in zevk almasını sağlamak istiyordu, Jimin' in aletini yalamaya başladı. Bir yandan da kendini hazırlamaya çalışıyordu. Kayganlaştırıcı jelden eline biraz döktükten sonra götünü parmaklamaya başladı. Jimin onu şaşkınlıkla izliyordu. Jungkook' un dil darbeleri Jimin' e zevk veriyordu ve Jimin' in aleti çoktan kalkmıştı.
Jungkook kendini yeterince hazırladığından emin olduktan sonra Jimin' in kucağına oturup aletini içine almaya başladı.
İkisi de çok zevk alıyordu, nefesleri birbirine karışıyordu. Jimin dayanamayıp "Jungkook" diye inledikten sonra nazikçe Jungkook' u altına aldı ve canını yakmamaya dikkat ederek Jungkook' un içine girdi. Jungkook' un içinde gelgit hareketleri yaparken ondan önce boşalmıştı Jimin ve Jungkook' un aletini yalamaya başlamıştı.
Jungkook Jimin' in ağzına boşalmıştı, Jimin ise ne yapacağını şaşırıp yutmuştu.
-Aferin, emir bile vermemiştim oysa ki, dedi. Jimin' in saçını okşadıktan sonra devam etti:
-Benim menimi yutacaksın, asla tükürmeyeceksin. Bundan sonra da beni altına almayacaksın, ben istersem geçerim zaten, dedi. Jimin "Peki" demekle yetindi, ağzından çıkabilen tek kelime buydu o kadar düşüncenin arasından. Jungkook gülümseyip neşeyle "Gel buraya, seni yıkayacağım" diye emir verdi. Jimin sessizce küvete girdi ve kendisini yıkamasına izin verdi.
Jimin banyodan çıkmış, yatağına oturmuştu ve Jungkook' u bekliyordu.
Jungkook banyodan çıkıp pijamalarını giymişti, Jimin yatakta oturmuş uykulu gözlerle boş boş bakıyordu. Jungkook sessizliği bozup "Sana bir hediyem var, çok beğeneceksin" dedi. Jimin bakışlarını Jungkook' a çevirmişti, hediyesini merak ediyordu. Jungkook odanın dışına çıktı ve bir süre sonra elinde hediye paketiyle döndü. Jimin altın rengi paketi en ufak bir heyecan göstermeden açtı, içinde mavi bir ayıcık vardı. Dalgın bir şekilde "Teşekkür ederim" dedi.
Jimin rüyasını hatırlıyordu, ne kadar korktuğunu...
Korku dolu gözlerle ayıya baktığının farkında değildi. Sadece iç sesine odaklanmıştı. Rüyasında bağırdığı gibi bağırıyordu iç sesi, kontrol edemiyordu.
"Mavi olma, mavi olma, mavi olma..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ VE SİYAH (BTS Fanfiction)
FanfictionNamjoon içeriye girdiğinde bacağındaki zincire dolu gözleriyle bakan Jimin' i gördü. Jimin Namjoon' un kendisine baktığını fark ettiğinde gözyaşlarını gizlice silmeye çalıştı. Namjoon' un kendisine doğru, yavaş yavaş büyük adımlarla gelmesi Jimin' i...