Birden karşımda beliriverince ne yapacağımı şaşırdım.
O an dudaklarımdan şu sözcükler fırladı :
" - Günlerdir neredeydin? "
Sorduğum soruya bir müddet cevap vermedi. O işlerinin ne kadar yoğun olduğunu anlatırken ben babamı en son ne zaman gördüğümü düşünüyordum.
" - Beni dinliyor musun? "
" - Ah dalmışım. "
" - Çok mu özledin? "
Ne diyeceğimi bilemeyip sadece sustum. O ise hep susmamdan nefret ederdi.
" - Bu arada artık burada çalışmayacaksın. "
Bir müddet ne dediğini anlamaya çalıştım, o ise anlayamadığımı fark edince anlatmaya koyuldu :
" - Seni satın alıyorum. Yani bir çeşit sahiplenme. "
Yine sustum. Ne diyeceğimi bilemedim. Yetimhanede mi kalıyordum ben? Ne sahiplenmesi?
" - Konuş Madison. "
" - Peki. "
Yanıma yaklaştı ve hiç beklemediğim bir hareket yaptı. Boynumu öptü.
" - Niye öptün öyle? "
" - İçimden geldi "
" - Ondan bahsetmiyorum!" Birden sesim yükseldi ve aklımı bir anlık yitirip konuşmaya başladım :
" - Nasıl bu kadar şerefsiz oluyorsun diye soruyorum sana ! "
Bir müddet sessiz kaldı, uzun bir müddet. Sessizliği beni daha çok sinirlendirdi ama hiç bir şey söylemedim. Gitme vakti geldiğinde ise ağlamayı kesip arabaya bindim.
¤¤¤¤¤
Arabadayken sadece düşünüyordum, ama o konuşmaya başladığında tüm düşüncelerim yok oldu. Onu cidden anlamıyordum. Beni neden evine götürdüğüne doğru düzgün bir açıklık bile getiremiyordu. Ona sadece şu soruyu sordum :
" - Hayatımda hiç gitme gibi şansım var mı? "
Bu sorunun cevabı beklediğim gibi gelmemişti. Bana sadece o istersem dokunacağından ve nazik davranacağından bahsederken kesinlikle şok içerisindeydim. Dudaklarımdan fırlayan sözcükler bana tuhaf bakmasını sağlamıştı :
" - N'oldu imana mı geldin? "
Gülmemek için kendimi zor tutuyordum ama gerçekten komikti. Konuyu değiştirmeye çalıştım :
" - Saçlarını boyatıyor musun? "
" - Konuyu değiştirmeye çalıştığının farkındayım. " iç çekti ve devam etti, " Ben sandığın gibi biri değilim. "
" - Seni nasıl sanıyorum? "
" - İyi birisi olarak değil. "
" - Yanılıyorsun. "
Arabayı park etmeye çalışıyordu ama bana ' nasıl yani ' dercesine bir bakış attırmayı sürdürdü. Bense sadece sustum.
¤¤¤¤¤
Odama yerleştiğimde uzun zamandır hissetmediğim kadar mutlu hissediyordum. Ama yalnız kalmak canımı sıkmıştı ve etrafı dolaşmak istiyordum. Salona indim. Justin oradaydı. TV seyrediyor ve bir yandan tıkınıp duruyordu. Gözlerimi ondan alamıyordum ve cidden aklımı bir soru kurcalıyordu, acaba ciddi bir ilişkisi yok muydu? Ama bu beni neden alakadar ediyordu ki?
Diğer kanepeye oturduğumda beni süzmeye başladı. Onun amacını biliyordum. Ve reddetmedim.
Yatak odasına geçtimizde beni yatağa itti. Bu hallerini o kadar iyi tanıyordum ki. Böyle zamanlarda nedense bana daha nazik davranırdı ve benimde zevk almam için elinden geleni yapardı.
Öpücüklerini artık boynumda hissediyordum. Bu nedense ilk kez bu kadar doğru hissettiriyordu.
Bir müddet sonra beni kucağına aldı. Sertliğini hissediyorum ve ben de kalçamı hareket ettirip iyice yerleştim. O alt dudağımı emerken ben de aynı şeyi onun üst dudağına uyguladım. Boynuma küçük ısırıklar bırakmaya başladığında ise inledim. O tişörtünü çıkarıp bir kenara attı ve ben de kendime şaşarak onun altını çıkarttım. Öpücükleri inlemelerimi çoğaltıyordu. Bir şekilde beni taytımdan kurtardı ve ben de tişörtümü bir kenara attım.
Artık ikimizde iç çamaşırlarımızlaydık ve bu beni nedense ilk sefer ki gibi utandırmıştı.
Göğüslerime küçük ısırıklar bırakmaya başlamıştı. Bense ilk defa bu sert ısırıkları reddetmedim. Belki de ona alışıyordum?
O erkekliğini icime geçirdiğinde ise dudaklarımdan inlememi serbest bıraktım.
Ben inledikçe o daha da hızlanıyordu. Içimde son kez kasılıp kendini yana atma bile gereği duynadan üstüne bıraktı. Îlk defa onu böyle görüyordum.
O romantik dakikalardan sonra kendini yana attı. Belli bir müddet sonra uyuyakaldığındaysa ben onun güzel yüzünü seyretmek ile meşguldüm.
Belki ona fazla bağlanmıştım ne dersiniz?
Yorun yok yb yok arkadaşlar
En az 20 yorum ya.
