Hei'yi MOON'a getirme kararı almıştım, çünkü herkes Ae'den duyunca ve Matt yayınca onu görmek istemişti.
Yeni aldığım beyaz ayakkabıyı üstüne de mavi elbisesini giydirdim. Aşırı tatlı olmuştu.
(Bunu Hei olarak düşünün)
Taksiyle MOON'a geldik. Hei hafif tedirgin gibiydi. En son geldiğinde güzel bir anısı yoktu ve MOON'a dair bildiği tek şey Ae ben ve sibirya kurtlarına benzettiği Matthew'du.
Şirketten içeri ilk girdiğimizde Venüs her gün yaptığı gibi yanıma yürüyerek (kaplumbağa hızı) değil, en az ışık yolu parmak hızı kadar hız ile koşup Hei'yi kucağına aldı. Hei herşeyi çok seviyor ve herşeyi çok kıskanıyordu. Örnek, geçen gün köpeğimizi topu yaladığı için kıskanıp;topu sakladıktan sonra köpeğin onunla oynamasını sağlamıştı. Ve tabiki bu da yeni bir banyo savaşı çıkardı.
Herneyse Hei Venüs'ü hiç konuşmamış olmalarına rağmen çok sevdi.
-----^-^
Bütün.Birgün.Herkes.Benim.Biricik.Kedimi.YEMEYE KALKTI!
Normalde çok kıskanç bir insan değilim ama Hei'nin yüzünde makyaj temizleyici kullanmak zorunda kaldığım için çok sinirliydim. Çünkü kedimin cildi o kadar hassastı ki bütün yanakları kızarmıştı. Dudaklarına bir öpücük bırakıp ona sarıldım. Prova zamanım gelmişti. Daha bizim kızlar onu görmemişti acaba ne olucak?
Odaya girer girmez koro halinde :
''Aaaaaaeeeyyyyyyyyyyyyy '' dediler.
Size provayı özetliyim. Hei Sunchel ile kovalamaca oynadı, İmmyroon ile aighyo yapıp bir sürü fotoğraf çekildi. J-You ile telefon ve prova odasında oyun oynadı. Ve ilk kez benimle dans etti. Dans hocası da yetenekli olduğunu söyledi. Sonuç olarak o da bende çok eğlendik ama provalardan sonra saat gece 2:00 olduğundan. Koltuğun üstünde uyuyakaldı.
Bende onu kucağıma alıp taksiyle eve gittim.Onu yatağına yatırıp uyudum.
Ertesi gün:
''Unni payka dideliğimmmmmmm''
Bununla uyanmanın iki farklı yönü var: bir dün gece fazladan çalışıp 3'te uyumuş olmam, iki üstümde dünyanın en tatlış kedi kızı olması. Neyse Sun'ı arayıp Hei'yi parka götürmesini rica ettim. O zaten bir hafta öncesinden hazırdı.Sun Rachel'la birlikte geldi ve Heilyn'i parka götürdüler. Ardından şirkete gittim.
*Hei'den*
Parka geldiğimizde Sun ve Rachel unnilerim ile biraz oynadık. Sonra ben iki dakika yanlarından ayrıldım. Çünkü iki tane abi kenarda öpüşüyordu. bende boyu uzun olanın paltosunu çekiştirdim.
''Oppa sij neden öpüşüyoyşunuz.''
''Çünkü bu oppan benim sevgilim'' dedi ve elimi tuttu.
''Ama itinijde eykekçiniz''
''Evet ama gayiz tatlı kuş''
''Mende unnimii çeviyoyum o çaman gay miyim?'' karşımdaki oppa gülümsedi, tam bişey dicekti ki Sun unnim geldi.
''Hei nerdeydin kusura bakmayın rahatsız ettik''
''Hayır rahatsız olmadık'' dedi ve el salladı.
*Aly'den*
Her zamankinden oldukça erken gittiğim için içerde sadece Wendy ve Ceolar vardı, Wendy'le biraz dans ettikten sonra herkes geldi, Sun ve Rachel Hei'i de getirmişlerdi ve yanakları kırmızı kırmızıydı.
"Neyin var Hei?"
"Şeni öşledim" dedi ve ben daha ona sarılamadan J-You gelip onu kucağına aldı ve birlikte koşarak bütün şirketi gezdiler.
Geri döndüklerinde Hei J-You'nun sırtındaydı. Ve orada ters duruyordu. Yani vaktinde büyüklerimizin ''yapma yavrum gözün akar ''dediği şekil. Ama burada durum farklıylı. Hei''nin ayakları J-You'nun boynunda , J-You'nun kolları ise Hei'nin iki yana açtığı kollarına tutunuyordu ve ben endişe krizlerine giriyordum.
''Hei düşeceksin! ''
''Sakin ol Aly omma şuan Wendy hatırlatırım''
''Mende ommayım hemde miz Vendi unni ile şüpey ommayış''
''Öyle mi küçük hanım gel bakalım sen beni özlememiş miydin?''
''Jokkkkk öçledim '' dedi ve tatlı parmakları ile on yapmaya çalıştı.
''Sen gel bakalım bana'' dediğim an J-You'nun sırtında mekik çeker gibi doğruldu ve küçük kollarını bana uzattı.
''Eve gitmek ister misin?''
''Oluy çevgilim''
''S-sevgili nerden çıktı bebeğim''
''Bugün paykta göydüm~''
''Peki o zaman sevgilim hadi eve gidelim''
-------------------------------------
''Unni paşda yapalım''
''Tamam aşkım koş mutfağa çorabının tekini bulup geliyorum''
Ben sözümü bitirirken çoktan mutfağa koşmuştu. Bende her tarafa bakıyordum.Koltuğun en arkasına sıkışan çorabı görmemle ayağımı koltuğun altına uzatıp aldım. Nasıl yaptığımı sormayın Hei ile yaşayınca alışıyorsunuz.
''Hei napıyo-''
Karşımda duran şey tatlı felaketti. Neden mi? Üstü başı alt rafa konan undan dolayı un olmuş dudağını pörtleten bir adet tatlılık hayal edin. Sonra da onu banyo yaptıracağınız ve evi sileceğinizi...
''Hei banyo savaşı yapıcaz gibi görünüyor.''
''Öşüy dileyim iştemeden oydu.'' Gözleri dolmuştu. Meleğim benim.
''Kızmadım ki hem evi temizlemem gerektiğini hatırlattın teşekkürler aşkım. Ağlama sakın gel bakalım kucağıma banyo savaşı yapıcaz.'' Paytak paytak kucağıma geldi ve küçük parmağını burnuma sürttü. Un olduğuna emindim Sonra kıkırdadı bende parmağını öptüm.Çoktan banyoya gelmiştik. Üstümüzü çıkardık ve bir banyo savaşı daha başlattık.
--------------------------------------
Allahım çok duygulandım şuan bu bölüm Hei'nin son küçüklük bölümü bu yüzden biraz uzun. Umarım beğenirsiniz ^-^