Baby Powder/ Texting (boyxboy)

White Ginger

Görkem, bakkaldan sigara alırken sadece tek paket değil, 5 paket aldığı için mutluydu. Tabii o anki haline mutlu denebilirse. Saat gece 4'e yaklaşırken 3. paketini açtı. Bu saatte açık bakkal bulamayabilirdi ve hüzünlüyken çok fazla içiyordu.

Eskimiş shot bardaklarından birine votka doldurdu. Sonra gülümseyip bardağa dokunmadan şişeden içti.

Karşısında duran küçük dolu bardağı Emir'e ayırmak istemişti.

Sigarasından çektiği derin nefesi dışarı üflerken gözlerinin dolmasına lanet ediyordu.

"Seni çok seviyorum." dedi kendi kendine. "Neden bu kadar aptalca bir şekilde bağlandım ki sana?"

Yardıma ihtiyacı olan, ölü birine aşık 18 yaşındaki bir çocuğa aşık olmaması gerekiyordu.

"Keşke söyleyebilsem yüzüne. Ama büyük ihtimal benimle bir daha konuşmazsın." Önündeki bardağın ardında Emir varmış da onun gözlerine bakıyormuş gibi, karşısına dimdik bakarak konuşuyordu.

"Sırf mutlu ol diye o çocuğun dirilmesini istiyorum. Bana birdaha asla bakmayacağını bile bile. Mutlu olduğun an beni bırakacaksın. Bana ihtiyacın kalmayacak. Ama ben yine de mutlu olmanı istiyorum."

Kendi kendisine konuşurken kendini kaptırmış, sinirlenmişti. Ani bir hareketle shot bardağını kırdı. "Siktiğimin şeyini hemen içmezsen birisi böyle bir kazaya yol açar işte. Hemen temizleyeyim."

Sarhoşluğu arttıkça Emir'i karşısında daha net görüyordu.

Islak bez getirmeye gittiğinde lavabonun kenarında unuttuğu telefonundan bir bildirim sesi geldi.
.
.
Emir: Görkem?

Emir: Neredesin?

Görkem: Ne oldu?

Emir: Hiç,merak ettim. Hala kızgın mısın bana?

.
Sana nasıl kızgın olabilirim ki? Küçük Emir'im benim.
.
Görkem: Kızmamıştım?

Emir: Garip..

Emir: Fazla mesafeli konuşuyorsun gibi.

Emir: Konuşmak istemiyorsan uyuyorum ben.
.
.
Durumu, Emir'e cevap vermek için fazla kötüydü. Hiçbir şey yazamadan telefonu kapattı ve lavaboya kusmaya koştu. Alkole hep dayanıksız olmuştu zaten.

Alkol ve kusmuk kokusu gitsin diye duş aldı ve hasta olmayı umursamadan balkona çıkıp bir sigara yaktı. Güneş yavaş yavaş doğmaya başlamıştı.

"Bir gün." dedi. "Bir gün gündoğumunu beraber izleyeceğiz ve sen onu unutmuş, mutlu bir şekilde benim elimi tutuyor olacaksın."