5

31 5 0
                                    

Sahih-i Buharî’deki 3842. hadis-i şerifte Aişe radıyallahu anha annemiz, Ebu Bekir radıyallahu anhın bir işçisi olduğunu, bu işçinin onun malını çalıştırıp kazandıklarını belli aralıklarla Ebu Bekir radıyallahu anha teslim ettiğini söylüyor. Yani Ebu Bekir radıyallahu anhın geçimini sağladığı gelirlerden biri buydu.

Bu işçi bir gün Ebu Bekir radıyallahu anha bir yiyecek getirdi. O da herhâlde aç idi ki getirileni
yiyiverdi. Sonra işçisi ona, “sana getirdiğim yiyeceği çalıştırdığım parayla almadım” dedi. Hangi parayla aldığını sorunca da şöyle cevap verdi: “Biriyle iddialaşıp iddiayı kazandım. Oradan kazandığımla bunu aldım.

Bakınız, Ebu Bekir olmak, Sıddık olarak tasdiklenmek nasıl oluyor… Bu cevabı duyan Ebu Bekir radıyallahu anh, parmağını boğazına sokabildiği kadar sokmuş ve midesindeki her şeyi istifra etmiş. Sonra da “vallahi bunlar midemden gelmeseydi midemi bile sökerdim” demiş.

Neden? Çünkü midesine haram ile kazanılan yiyecek girmişti. İman budur. Ebu Bekir böyle olunur. Genç kardeşlerimiz için Allah’tan niyaz ederiz ki böyle bir haramı yanlışlıkla yedikleri ortam oluşmaz.

Oluşursa da gençlerimiz böyle yapmasınlar zira şeytan böyle bir hareketi başka tarafa çekebilir,
hareket sahibini vesveseye yöneltebilir. Çünkü Ebu Bekir olmak başka bir iştir. Zaten fıkhın kaidelerine göre, bilmeden yenen şey haram değildir. Yanlışlıkla ve unutularak yapılan Allah’ın nezdinde kabahat sayılmaz. Ama bir kere Sıddık vasfını kazanınca insan bambaşka olur, adeta nefeslerini bile kontrolle alır.

Gençler Helal Yiyin!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin