-2-

880 98 188
                                    

Karşılaşma kısımlarını aktaramadıysam beni affedin. 1700 kelime yazdım, bu hikaye için rekor...
Karakterleri unutan varsa cast'e bakabilir. Yorum atmayı unutmayın, iyi okumalar. ❤

...........

"Beyler.. İyi misiniz?"

"Bence değiller." diye mırıldandı Clint. Sırtını duvara yaslamış ne yapabileceklerini düşünüyordu çünkü Steve ve Bucky pek iyi değildi.  Tabi birden toparlanmaları beklenmiyordu fakat böyle zor bir durumdayken yıkık dostlar kimsenin işine yaramazdı.

Tony çaresizce Natasha'ya baktı ve Steve'e döndü. Neyse ki akşam vakti olduğu için pek insan yoktu, hafif yağmurun çiselediği caddede duyulan tek şey arka planda çalan noel şarkılarıydı. Bucky en azından kendindeydi ama Steve donup kalmıştı, Tony elini kaldırıp Steve'in çenesini tuttu. "Yüzbaşı kendine gelir misin?"

"Evet Steve, şu an sırası değil. Bilmediğimiz bir zamandayız ve size ihtiyacımız var."

Bucky başını sallayıp Natasha'yı onayladı. "Onlar haklı Steve."

"Pekala. İyi olmaya çalışıyorum." dedi Steve. Kendi cümlelerinin doğruluğundan bile emin değildi. Tony'nin elinin üzerine kendi elini koyup baş parmağıyla ince parmakların üstünü okşadı.

"Ben iyiyim Tony."

Tony üstelemedi, bu tür durumlarda Steve'in üstüne gidilmemesi gerektiğini gayet iyi biliyordu. Tek olmadığını belli etmek ister gibi sevgilisinin çenesini okşayıp geri çekil. Elindeki makineyi sıkı sıkı tutuyordu.

"Şimdi ne yapıyoruz ?" Clint dahil tüm herkesin gözü Steve'deydi. 

Steve kendini toplamaya çalışıyordu, her yere gitmeyi beklerdi, hatta geleceğe gideceklerini bile düşünmüştü. Ama geçmiş hem de kendi geçmişi aklında yoktu. Başını kaldırıp gözlerini özlediği hatta rüyalarında gördüğü zamanda gezdirdi. Hiçbir şey değişmemişti.

İlan panolarında yeni filmlerin posterleri asılıydı, sokakta bulunan birkaç dükkanda ise randevuya gelmiş çiftler vardı. Dükkanlardan birinde Bing Crosby'nin plakları çalıyordu.

"Eee ne yapıyoruz şimdi?" diye sordu Clint. Cephanesini saymayı yeni bitirmişti, gergin ekibin içindeki en rahat adamdı. "Steve şu an yaşıyor musun yoksa güzellik uykusunda mısın? Seni bulsak bize yardım edebilirsin belki."

"Ben şu an yokum Clint. 1 Sene sonrasına gelmişiz ve inanın ne yapacağımızı ben de bilmiyorum."

"Onu geçtim makinedeki zamanı ayarlaya ayarlaya 1946'ya mı getirdin Stark?"

Tony iğneleyici bakışlarını Barton'a çevirdi. "2 Haftadır tutsak olan sen değilsin Barton. Ayrıca o an makineyi kurtarma derdindeydim, güzel bir zaman seçip keyfini bozduğum için kusura bakma."

"Çocuklar!" dedi Natasha araya girerek. "Önemli olan Doom'un elinden kaçmayı başarmamız. Burada bile birbirinize giriyorsunuz."

"Birbirimize girmiyoruz, anlaşma şeklimiz böyle Nat."

"Her neyse. Burada bize yardım edecek birisi var mı?"

Bucky tüm bu tartışmayı uzaktan izliyordu. Arada gözleri dostuna gidiyordu, Steve'in aklına kimin geldiğinin farkındaydı, arkadaşını bu yükten kurtarmak adına mırıldandı. "Ajan Carter var ama onu nerede bulacağımızı bilmiyorum. Belki Steve biliyordur."

"Büyük ihtimal SSR'da çalışıyordur." dedi Steve. Peggy'nin adı geçtiği an kalbine gömdüğü duyguların rahatsızlık verdiğini hissetti. Gözünü herkesin üzerinde dolaştırıyordu fakat Tony'e bakmamaya çalışıyordu. Onun anlayacağını biliyordu ve üzülmesini istemiyordu.

OblivionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin