-3-

958 92 219
                                    

Yeni bölümü sınavdan önce koyduğum için mutluyum. Bu bölüm Steve'e birazcık kızabilirsiniz. Bol bol yorum atın, iyi okumalar. Ve üstte dans şarkısı var, o kısım geldiğinde açmayı ihmal etmeyin.

-------------------------------

"Hazmetmeye çalışıyorum. Odadakiler nefes almayı bırakabilir mi?" 

Howard Stark, SSR'ın genç başkanını koltuğundan zorla kaldırıp baş köşeye oturmuş, ellerini şakaklarına koymuştu ve durum değerlendirmesi yapıyordu. Onun aksine Jarvis çoktan durumu kabullenmişti ve her şey mantıklı geliyordu. Yerinde duramayarak efendisine ilerledi, omzuna hafifçe dokundu.

"Bay Stark. Dedikleri tüm bilgiler tutarlı, bu genç adam-" Tony'i işaret ederek devam etti. "Aile sırlarınızı biliyor ayrıca serumun güçlü olduğunu kendiniz söylemiştiniz."

Tony endişeli gözlerle babasına baktı. Bunun geleceğini elbette tahmin etmişti, Doom tarafından kaçırıldığı güne lanet ediyordu. Onun endişesini fark eden Natasha elini arkadaşının omzuna koydu.

"Çavuş Barnes ve Rogers yaşıyor. Karşımda ki yakışıklı herif oğlum, gelecekten geldiler. Oğlumun yanındaki ateşli kızıl umarım bekardır."  Göz kırptı,  gerinerek sandalyeye yaslanıp konuşmaya devam etti. "Ve duyduğuma göre -kulaklarımkeskindir- oğlumla Steve beraber."

Natasha sabit zamanda iki Stark'ın olmasını kesinlikle şanssızlık olarak tanımlarken göz ucuyla şoka girmiş Bucke'e baktı. İyi olmasını beklemiyordu çünkü kendi elleriyle Howard Stark'ı katletmişti. Vicdan azabından kıvrılma nedeni karşısındaydı. Tony desen kendinde değildi, Steve biraz önce Peggy ile gitmişti. Tek sağlam olan Barton olmak zorunda mıydı? Yanaklarını şişirerek Bucky'nin yanına ilerleyip elini tuttu. 

"Benim bir oğlum oluyormuş. Duydun mu Jar?" 

Sonunda kabullenen Howard kahkaha atarak ayaklarını söylenmekte olan Thompson'ın masasına attı, Tony aşırı saçma hissediyordu. Belki de ömründe ilk defa bu kadar sessizdi, kafasında kurduğu 40 yıllık Howard Stark disiplini gitmiş onun yerine ciddi olmayan, şımarık ve muzip bir adam gelmişti. Rahatlığı ve çocuksuluğu Tony'e bir yerden tanıdık geliyordu.

"Duydum efendim. Bunun mümkün olduğunu düşünmüyordum yani şu gelecek olayının."

"Ben de inanmamıştım fakat bu bey ailevi sırlarımızı bile biliyor." Howard kaşlarını kaldırmış kahve gözleri Tony'de ki detayları inceliyordu. Boyundan tut, çenesindeki sakala kadar her ayrıntıyı kafasında ölçüyordu, Tony sıkılmış bir vaziyette gözlerini kaçırdı.

"Eee Anthony annen kim?"

"Cidden sora sora bunu mu sor-" 

"Bay Stark bence bu soruyu sormamalısınız. Zaman çizgisine zarar vermek istemeyiz değil mi?" Jarvis kontrollüydü, akıllıydı. Tony'nin hatırladığından daha koyu olan yeşillerini efendisinden ayırmıyordu. Her zamanki gibi aklı başındaydı, yani Jarvis genç haliyle bile Tony'nin kahramanıydı. 

"Efendim yani Bay küçük Stark, hangi zaman diliminden geliyoruz demiştiniz?" 

Tony cevap verecekken Clint araya girerek sordu. " Bu kadar kibar olmak zorunda mısınız?" 

Natasha göz devirip başını iki yana salladı. Kesinlikle bu zamandan kurtulmaları gerekiyordu. Başları belaya girmeden kurtulmak zorundaydılar.

"Centilmen olmak zordur bayım. Siz olamıyorsanız bizim yapabileceğimiz bir şey yok."

Jarvis'in sivri dilinden nasibini alan Clint donup kalırken geldiğinden beri suskun olan Bucky kahkaha atarak Howard'a eşlik  etti. "Bu iyiydi!" 

OblivionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin