Y: yusuf B: babası A: annesi
Yusuf akşam eve geldiğinde kendisini direk odasına attı.Yorgunluktan kafasını yastıktan kaldıramıyordu.1 saat uyuyup sonra evdekilerle görüşecekti.Eğer şimdi görüşmeye kalksa annesi gününün nasıl geçtiği hakkında soru yağmuruna tutacaktı. Günleri hep aynıydı aslında, evden üniversiteye, üniversiteden işe, işten de eveydi ama ana yüreğiydi işte oğlunu merak ediyordu.Onu anlayabiliyordu Yusuf. Ailesi onun her durumuyla ilgileniyordu .Bunun için çok şükrediyordu .O da ilerde nasip olursa çocuğu olduğunda kendi ailesi gibi çocuğuyla ilgilenen bir ebeveyn olmak istiyordu ve tabi onun gibi düşünebilen bir bayanla karşılaşabilmek de dualarından biriydi.
Yatsı ezanıyla gözlerini açtı Yusuf. Onu kimsenin uyandırmadığını görünce annesinin ve babasının kendi durumunu anladıklarını ve uyandırmaya kıyamamış olduklarını düşündü.Bu düşüncesini dışarıdan gelen annesinin ''Bey ,bizim kocaoğlan yemekte yemeden uyumuş acaba şimdi kaldırsam mı yoksa bir kaç saat sonra mı kaldırsam ? ''lafı doğrulamış oldu.Yataktan doğruldu. O anda direk takım elbisesiyle yattığını fark etti.Hemen eşofmanlarını giydi.kapıyı açtığı an babasının karizmatik suratıyla karşılaştı. Yusuf annesinin bu adamı seçme nedenini anlayabiliyordu.Tabi annesi için en önemli nedenin yakışıklılık olmadığını da biliyordu annesi bunu hep söylüyordu zaten .Annesini ilk olarak etkileyen babasının dinini güzel yaşamasıydı ardından ikinci en büyük faktör olarak yakışıklılık geliyordu. Yusuf ta kabul ediyordu babasının yakışıklı olduğunu, bir adam nasıl yaşlandıkça daha da karizmatik olabilirdi. Örneği karşısında duruyordu.
Y: Selamünaleyküm baba.
B: Ve aleykümselam evlat.ben de seni uyandırmaya geliyordum ama bakıyorum da zaten uyanmışsın. Hadi gel de beraber yemek yiyelim.
Y: Tamam baba hemen geliyorum .İlk önce bir abdest alıp yatsıyı kılayım ardından hemen gelicem.
B: Peki evlat.Zaten annen de yemekleri yeniden ısıtıyor anca ısınır.Sen benim karıma nasıl tekrardan zahmet verirsin eşşek herif. (gülerek)
A: Üzme benim oğlumu:)
B: Senin de önceliğin hep oğlun ama hanım yaaaa.
A: Tabi ne sandın bey .Bakıyorum da birilerinden kıskançlık seziyorum.
B: Ulan hanım tabi kıskanıyorum.Ben senin tarafını tutayım sen git şu eşşek sıpasının tarafını tut.Kıskanmayıp ta ne yapcam.
Yusuf, anne ve babasının atışmalarını gülerek izliyordu. İkisini de çok seviyordu. O anda Allah'a şükretti .Onları başından eksik etmemesi için Allah'a dua etti. Yusuf'a göre aile ,Yüce Yaradan tarafından dünya da verilen en güzel ödüllerden en büyüğüydü.
Yemekler yenilmiş,yorgunluk kahveleri içilmiş,şimdi herkes kendi odasına geçmişti.Yusuf hemen yatamamıştı.Yatağa uzanmış whatsapp'tan Yavuz ve Yunusla konuşuyordu.Yarın ünversite'nin kafesinde buluşmaya karar vermişlerdi.Uzun bir gün daha onu bekliyordu.Neyse şimdi bunu düşünerek kafa yormanın zamanı değildi.
YARIN OLA HAYROLA İNŞALLAH
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUHABBET FEDAİLERİ
RomanceKaderimizde ne varsa o olsun mu demek lazımdır yoksa kaderimizde o olsun deyip dua etmek mi gerektir? Nurvera,Nisa,Nur hep birlikte takılan 3 yakın arkadaştır.hiç beklemedikleri bir zaman karşılarına 3 yakışıklı dindar velet çıkarsa sizce ne olur...