Tanıtım

10.2K 289 69
                                    

          

Şimdi gitmekten vazgeçip Ayşen'in yanına varsaydı ne olurdu? Gülümsemesi dudaklarında takılı kaldı. Muhtemelen kollarını açardı genç kadın ama Murat kendini tamamen veremezdi. Bir kere daha kalbinin vücut bulup kendisiyle karşılaşmasını diledi. Ne yazık!

Orada ne kadar durdu, ne kadar dalgınlıkla etrafı inceledi bilmiyordu ancak Aydın'a gidecek olan trenin bağırışı ortalığı inlettiğinde silkindi. Gelen trenin durup da boşalmasını bekledi. En güzel kıyafetlerini kuşanan hanımlar, fötr şapkalı beyler ve neşeli çocukların trafiği beklediğinden de uzun sürdü fakat çok geçmeden trene binip yolculuğu boyunca kalacağı kompartımana giriverdi. Henüz bir yol arkadaşı yoktu ve bundan memnuniyet duydu. Doğrusu meraklı bir hanımın suallerine veyahut yol boyunca politikadan konuşacak beylerden gına gelmişti. Aydın'a giderken olabildiğince hazır olmaktı tek derdi. Ardında bıraktığı her şey bir bir karşısına çıkacaktı. Yalnız annesi ve o adam olmayacaktı.

Annesinin hatırası zihnine üşüştüğünde yutkundu. Keşke son bir kez görebilseydi onu. Lakin artık olmazdı. Yıllardır o kadar uzaklaşmıştı ki annesinin akıbetini önemsememişti bile. Mektuplarını dahi o meşum haber geldikten sonra okuyuvermişti. Hayırsız bir evlattı, biliyordu. Pişmanlık boğazına ilmeğini geçirdiğinde bakışları pencereden dışarıya değdi. Bir kadın elinde küçük çocukla koşturuyordu. O hareketlilik sebepsizce ilgisini üzerine çekti. Korkunç görünümlü iki adam peşlerinden bağırıyor, karşılarına çıkan herkesi deyim yerindeyse çiğniyordu. Görüntü bakış açısından çıkana kadar pencereye eğildiğini fark etmedi bile.

Sırtını koltuğuna dayayıp biraz önce gördüğü şey üzerine kafa yormamaya çalıştı. Kuvvetle ihtimaldir karı koca çekişmesiydi gördüğü, onu ilgilendirmezdi. Yere bırakmış olduğu valizini üst raflara yerleştirirken bu sefer de koridorda bir hengâme koptu. Ne olduğunu anlamak adına çıkacakken biraz önce iki adamdan kaçan kadın, paldır küldür içeriye daldı. Kadın nefes nefese kalmış; çocuğu sıkıca tutmuştu. Mavi gözleri heyecanından ötürü irice açılmış olan kadın nihayet konuştuğunda Murat'ı büyük bir çıkmazın içine sürükledi.
"Lütfen bizi saklayın!"
***
Yıllardır o şehir, bu şehir gezen ziraat mühendisi Murat, kendini tekrar bulmak adına bir kozaya sarmıştı. Niyeti geçmişten olabildiğince uzaklaşmak olsa da başına gelecekleri bilse yerinden kımıldamaz; işinin başına geçerdi. Fakat kader onu küçük bir çocuk ve kadın ile karşılaştırdığında Allahtan belasını bulduğunu sanmıştı. Oysa o bela tek duasıydı...

*Bu hikaye Gülilzar hikayesindeki Murat'ın öyküsüdür. Çok alakası olmasa da okumakta fayda var.

***
Yeni bir hikaye ile merhabalar sayın okur. Aslına bakarsan bu hikayeyi Ağustos'ta yayımlamaya başlayacağım. Lakin şimdiden yayımlamayı uygun gördüm. Elbette bir delilik yapıp şimdiden bile yayımlayabilirim. Bu hikaye, 'Gülilzar' adlı kurgumdaki Murat'ın öyküsüdür. Gülilzar ile bir alakası olmayacak. Yani onu okumasan da olur fakat Murat'ı daha iyi anlayabilmek adına bir göz gezdir dilersen. Daha fazla lafı dolandırmadan görüşmek üzere sayın okur. Selametle!

NAZENDE SEVGİLİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin