Anonymous Bird ; k.th+k.js ✓

sen dilin evisin| 13

moonrosie_  ithaftır.                                             

_______________________

"Seni yok sayacaklar, sen daha çok varolacaksın."

Anlatacaklarım, dün oldu fakat yazamadım. Gücüm yetmedi, elim varmadı yaşananları anlatmaya.

Şimdi başladım işte yaşananları anlatmaya.

Belki bir gün verirdim sana tüm mektupları.
'Sen bunları okurken, çok uzaklarda olacağım.'  diye sonlandırarak. Veyatta hiç vermezdim. Verebilirdim aslında fakat okuyamazsın her kelimesini göz yaşlarımın ıslatıp, yazısı birbirine karışan,anlaşılmaz hale gelen mektuplarımı ...

Öğle yemeği için eve gelmiştin. Senin için masayı hazırladım ve seni çağırmak adına odanın önüne geldim. Tam kapıyı çalacakken, telefonla konuştuğunu fark ettim. Teşefondaki kişiye 'sevgilim' derken duydum seni. Zaten acıyan kalbim daha da acıdı...

Yine başlamıştın daha sert vurmaya... Kalbimi kum torbası gibi kullanmaya... Benim kalbim torba, sen boksördün. Hiç durmadan vuran , her vuruşunda hızlanan, yorulunca nefes arası verip devam ettiğinde ise hızlanıp canımı daha çok yakan... Ne zaman vazgeçecektin canımı yakamaktan? Ne zaman son bulacak bu döngü?

O gül buketinden sonra anlamışıtım zaten sevgilin olduğunu. On altı gül... Üstelik seni internetten gül sayılarının anlamına bakarken görmüştüm. Kahveni getirmiştim. Masana koyarken gözüm kaymıştı işte. On altı gül... Sevginin , sevinmenin ve mutlu olmanın göstergesi.

Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. 'Gir' sesini beklemeden girdim bu sefer. Üzmüştün beni... Bir nevi intikamdı benimki. 

Ne kadar acınası değil mi? Sen benim kalbimi paramparça edip , parçaları cebime koyuyordun ve her elimi cebime attığımda ellerim kesiliyor, kanıyor , canımı yakıyordu...  Bense, tüm bunların intikamını 'Gir' sesini beklemeden kapıyı açarak alıyordum. Komik. Çok komik...

İçeri girince bana baktığını hissettim ama benim sana  bakacak cesaretim yoktu. Ellerime bakıyordum sana yemeğin hazır olduğunu söylerken.

"Peki,geliyorum." deyip devam ettin 'sevgilinle' konuşmaya. Odama gittim bende. İki saate yakın kaldım odamda. Masayı toplamayı unutmuştum hissettiğim acıyla. Bana çoğu şeyi unutturuyordun.

"Bak işte! Yine unuttum masayı!" dedim ve hızla çıktım odamdan.

Salona geldiğimde masa toplanmıştı. Şaşırdım. Sen ev işinden nefret ederdin. Sen yapmış olamazdın. Sağıma, soluma baktım seni görebilmek için. Sağda, oturma grubunun olduğu yerde bir kızla oturuyordun.

Yanınıza geldim kıza 'Hoş geldiniz.' demek için. Ne yazık ki 'Hoş geldiniz.' diyemeden şokla açtım gözlerimi. Kızın üstünde bana aldığını sandığım, benim seçtiğim fakat bana vermediğin elbise vardı.

Sevgilin, bu kız olmalı... En çok acıtan ne biliyor musun? Elbiseyi bana seçtirip beni umutlandırman ve sonra da beni boş vermen.

Ne hayaller kurmuştum biliyor musun Taehyung?! Belkide, gönerip üzerine bir not bırakacaktın. Notta

"19.00'da hazır ol. Bahçede buluşalım." yazacaltı.

Ya da "Akşama dışarı çıkacağız. Elbiseyi giy ve beni bekle." yazacaktı notta.

Ben bunları düşünürken ikinizinde bana baktığını fark ettim. Hemen toparlanıp "Hoşgeldiniz, kusura bakmayın, uyuya kalmışım. Bir isteğiniz var mı?" dedim. Gülümseyip sevgiline baktın

"Bir isteğin var mı canım?" dedin. Ben daha çok 'canım' a takılmıştım. Kız bana gülümseyip

"Hayır, teşekkürker." dedi

Güzel bir gülümsemesi vardı ama sadece o kadar. Yani, belki ortalamanın azıcık üstündeydi güzelliği. Abartılacak kadar değil.  Kimi kandırıyorum?! Kız bildiğin, baya baya güzeldi. Hatta, biraz fazla güzeldi.

"Peki, masayı kim topladı?" dedim mahçupa. Gülümsedin ve elinle kızı gösterdin. "Soo Young topladı." dedin en sevdiğim gülüşünü sunarak. Oda utançla karışık bir tebessümle karşılık verdi sana.

Kıskandım. Gülüşünü kıskandım, ona bakışını kıskandım. Sadece ben görmek isterdim. Sadece bana gülmeni, tek bana bakmanı, yalnız bana özel olmanı... Ne yazık ki hayatta her istediğimiz olmuyor öyle değil mi?

Ona bakıp gülümsedim ve teşekkür ettim. Sizi yalnız bırakmak adına mutfağa gittim bende.

Kalbimde tarifi olmayan, her nefes aldığımda acısı dahada artan bir ağrı var...

Artık farkına vardım ki Taehyung ;

Sen, kötü bir fikirdin ama ben kötü fikirleri severim.