göğüsünün rüzgârıyla aydınlanıyor |17

872 132 52
                                    


bangtanboys5553 ' e ithaftır.

---------------

Çalan alarmla yataktan zorla doğruldu. Yüzünü yıkamak için yavaşça banyoya adımladı. Aynaya bakmadan musluğu açıp soğuk suyla yüzünü yıkadı. Yüzünü silmek için havluya uzandığında elindeki kızarıklık dikkatini çekti. Yaralar vücüdunun heryerine yayılıyordu. "Hastalık gitgide beni ele geçiriyor." deyip derin bir nefes verdi ve gri havluyla yüzünü sildi. Havlunun kokusu onu rahatsuz etmişti. Yüzünü buruşturup havluyu kirli sepetine fırlattı. Ne zamandır değiştirmiyordu onu?

Kafasını kaldırdığında aynadaki yansımasıyla gözgöze geldi. Aynaya yaklaşıp eliyle yüzüne dokundu. Birden bire ne olmuştu ona? Eski canılığı ne çabuk gitmişti? "Aşk." dedi. "Karşılıklı sevgi aşkı, tek taraflı sevgi de insanı öldürür." İki ihtimaldede bir şeyler ölecekti ama o en acı ihtimalin içindeydi.

Banyodan çıkıp koltuğun üzerine dikkatsizce atılmış iş kıyafetini giydi. Giyerken gözleri kapalıydı çünkü her saniye ölüme biraz daha yaklaştığını daha fazla görmek istemiyordu. En azından şimdilik...

Üzerini giydiğinde masaya yönelip yazdığı istifa mektubunu cebine koydu. Belindeki ağrıya aldırmadan mutfağa gidip kahvaltı hazırlmaya koyuldu. Çok bir şey yapmayacaktı. Dolaptan iki tost ekmeği alıp arasına peyniri dikkatlice yerleştirdi. Ekmeği tost makinesine koyup üzerine bastırdı. Sonra dolaptan sıkılmış portakal suyunu alıp bardağa doldurdu.

Tost makinesinin yanına gidip birkaç dakika tostun olmasını bekledi. Yeteri kadar ısındığını düşünüp fişi çekti ve sıcak tostu tabağa koydu. Bardağı ve tabağıda tepsiye yerleştirip üst kata çıkmak için merdivenlere yöneldi.

Merdivenleri yavaşça çıkarken söyleyeceklerini tekrar ediyordu. Boğazını temizledi "Günaydın efendim. Bu istifa mektubum. Bana sağladığınız imkanlar için size minnetarım."

Kapının önüne gelip kolunu kavradı. Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi. Kapıyı tıklayıp içeri girdi. Boy aynasının önünde kıravatını takıyordu. "Günaydın efendim. Kabvaltınızı getirdim ve,"

"Günaydın Jisoo. Kahvaltıyı götür lütfen. Sooyoung'la dışarıda edeceğiz."deyip sözünü böldü.

"Peki efendim." deyip dışarı çıktı Jisoo. Tepsiyi mutfağa bırakıp odasına gitti. Yavaşça kapıyı kapatıp masasının başına geçti. Cebinden istifa mektubunu çıkarıp masanın üzerine bıraktı. Kağıt alıp yazmaya başladı.

Üzülmüyorum, artık üzülmüyorum. Tek dileğim mutlu olmanız. Mutluluğun için kendimi feda etmeye hazırım.

Eskiden erkekler yüzünden üzülen kızları saçma bulurdum. "Kimse onu sevmeyen biri için üzülmemeli." derdim.

Herneyse, mektuplarımı okumana az kaldı. İstifa mektubum hazır. Sadece sana vermem kaldı. Sana nasıl veda edeceğim?

Kızı en çok üzen cümle de bu oldu. "Nasıl veda edeceğim?" Hâlâ ondan ayrılmak istemiyordu. Düşüncesi bile kalbinin sıkışmasına neden oluyordu. Yine bıraktı damla damla inci tanelerini kağıda.

Veda etmesem? Veda etmeden çekip gitsem? Umrunda olur mu? Sanmıyorum. Fakat söylemek istediğim bir şey var; senden önce ne bu kadar halsizdim ne de mutsuz. Ama üzülme senin bir suçun yok. Senin beni sevmeyeceğini bile bile ben bağlandım sana. Kalbimdeki aşk ateşini kimse söndüremez artık. Koca bir şehri yakacak büyüklükte. Beni yakıyor.

Anonymous Bird ; k.th+k.js ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin