"Asya... Lütfen gitme!"
Çocuksu ses tonuna aşık olmuş, bedenim uyuşmuştu. Bir kaç adım geri attım.
"Bari beni eve bırak. Elimde bu paralarla zor eve varırım." dedim gülerek. Bana hayret ederek gülümsedi ve arabanın kapısı açmıştı. Az önce öpüştüğümüz için ikimizde gerçek dünyaya uyum sağlayamıyorduk adeta. Arabaya bindik ve Ömer çalıştırmaya başlamıştı.
Yol boyunca ölüm sessizliği oluşmuştu. Tek bir kelime bile etmemiştik. Mahalleme girdi. Evimi nereden bildiğini bile bilmiyordum. Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir misali...
Beklemediği bir şekilde sessizliği ben bozmuştum. "O belgeleri niye almamı istedin?"
Aniden bana döndü. "Neden sordun?"
"Benim yerime başkası da alabilirdi."
Bana uzunca baktı. "Ama ben seninle birlikte almak istedim." Yutkundum istemsizce.
"Gerçi o dosyalarda ne var bilmiyorum. Gerekli olur diye aldım." Bunu dedi ve ondan sonra hiç konuşmadı.
Kafama sonradan yatmıştı. Hassiktir...
Belgede ne olduğunu bilmiyordu ve orada babamın adı geçiyordu. O belgeyi eline geçirirse benden şüphelenebilirdi.
Aptal Asya! Kendi ellerimle dosyayı ona vermiştim. O dosyayı almam gerek.
---
"Ben dışarı çıkıyorum. Beni bekleme Bilge."
Bilge uykulu bir şekilde Hale'ye baktı ve kafasını tekrar yastığına gömdü. Uykusuna düşkündü Bilge. Hâle onun aksine gece kuşuydu. Tıpkı kardeşi gibi.
Kulaklığını taktı ve kalabalık sokaklarda, müzik eşliğinde yürümeye başladı. Oturduğu semtte gece yarısı sokakta çok insan olurdu. O insanların içinden sıvışırdı. Bir büfeye gidip kendine sigara almak için sokağa saparken onunla birlikte bir kişi daha vardı.
Cihan Alemdaroğlu...
Elinde sigarası, yavaş yavaş ciğerlerine çekerken bir yandanda Ömer'in dediğini yerine getiriyordu.
Not 1: Gece dışarı çıkıyor.
Not 2: Sigara içiyor.Kafasına not etmişti hepsini. Tekel bayi sokağın sağ sapmasındaydı. Hedefi olan Hale ellerini ceplerine koyup hızlıca sağa saptı. Cihan beklemeden peşinden gidince Hale sokakta yoktu. Cihan biraz daha yürüdü. Tekel bayi sokağın ucundaydı ama Hale çok kısa sürede oraya varamazdı.
"Nereye kayboldu bu kız?"
Elini saçına daldırdı ve boş boş etrafa baktı. Ömer'e ne diyeceğini düşünürken arkasından birisi ona sesleniyordu.
"Niye takip ediyorsun beni?"
Cihan yavaşça arkasına dönerken şaşkınlıktan deliye dönmüştü. Ona seslenen Hale'yi.
Kısık sesle "Nasıl olur ya..." derken Hale ona yaklaşmaya başladı.
"Beni neden takip ettiğini bilmiyorum. Kim olduğunu da bilmiyorum fakat sahibine söyle. Benden uzak dursun." Ses tonu çok ikna ediciydi.
Cihan yere baktı ve güldü pişkin pişkin. "Demek öyle." dedikten sonra tekrar güldü. Cebinden Hale'nin kullandığı sigarayı çıkarıp ona fırlattı. Hale havada yakalamıştı ve anlam verememişti.
Aşağılayıcı bir bakışla "İçtikçe beni düşünürsün." dedi ve Hale'nin yanından geçip gözden kaydoldu.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Ordusu
FanfictionKARAKTERLERİN SÖZDEKİ HALLERİYLE BİR BAĞLANTISI YOKTUR! "Kumarda kazanan aşkta kaybeder derler. Yalan! Ben seni de kazandım Ömer..."