Yalnız Ordusu 3. Bölüm

509 43 9
                                    

Ömer'in babamla ne işi vardı? Merhum babamla... Sinirden ve anın şokuyla yazıları okuyamıyordum bile. Elim tireye titreye telefonumdan kağıdın fotoğrafını çektim ve telefonu cebime attım. Konuşmalar kesilmişti ve Ömer kapıyı tıklatmıştı. Belgeleri sıkarak odadan çıktı.

"Alabildin mi?" Belgeleri eline koydum ve önüme döndüm. Bana umut dolu bakıp ilerlemeye devam etti.

"O belgeleri niye aldık?"

"Akşamki iş için gerekliydi." Koridordan köşeyi dönerken az önceki adamlar bizi görmüştü.

"Hassiktir!" Ömer bir kaç adım attı ve elimi sıkıca tuttu. " Kaçmamız gerek. Koş!" Elimi sıkı tutarak koridordan çıkıp barın merkezine daldık. Adamlar arkamızdan gelmeye devam ediyordu.

"Arka kapısı yok muydu buranın?!" Cevap vermeyerek var gücümüzle koşmaya devam ettik. Bardan çıkmıştık ve arabaya doğru hızlıca ilerlemeye başladık. Can haliyle arabanın kapısını açıp bindik. Hızlıca sürmeye başladı, ben arkamıza bakıyordum. Görünürde kimse yoktu.

Ömer pişmanlık yaşarcasına "Seni buraya getirmemeliydim!" demişti. Ses tonunda anlayamadığım bir naiflik vardı.

"Ne o benim için endişelendin mi?"

Altan gülerek "Altın yumurtlatacak tavuğumu kesmeye hiç niyetim yok." dedi bana dönerek.

Sakince camdan bakarken kafamı Ömer'e çevirdim. Sabah hayatıma giren bir adamdı ve tüm günümü nerdeyse onunla geçirdim fakat dikkatli bakmamıştım ona.

İtiraf ediyorum. Aşırı sexy bir insandı. Vücuduna zaten bir şey diyemezdim çünkü direksiyonu sallarken çıkan kaslara baktığımda hala ergenliğimden kalan hormonsal şeyler devreye giriyordu.

Hava karanlıktı, sadece ikimizdik ve bir arabada...

Düşüncelerimi engellemek için kafamı salladım.

Mal olma Asya.

---

Casinoya gelmiştik. Elime krupiye elbisesi sıkıştırıp beni odaya kapatmışlardı. Yavaşça üstümü soyarken aklımı kurcalayan bir soru vardı.

Ömerle babamın ne alakası vardı? Ne? Sadece bir kaç saattir yanında durduğum adamla babamın ne alakası vardı aklım almıyor.

Üstümü çıkarıp koltuğa atarken aniden kapı açılmıştı. Sütyenimden taşan göğüslerimi reflesk olarak kapatmaya çalıştım. Kim mi giren? Ömer!

Sinirden bağırarak "Sen mal mısın? Giyiniyorum burada ey adam." dediğimde Ömer mahçup bir şekilde "Giyindiğini düşündüm hem bir şey almam gerekti." dedi bana bakmamaya çalışarak arkasını döndü ve bir defter alıp çıktı. Kanser etti beni.

Üstümü giyindikten sonra odadan çıktım.

"Hazır mısın?" Evet anlamında başımı salladım. Çok tuhaf ve anlayamadığım şekilde bakıyordu bana. Saçı açmıştım, omzuma düşüyordu.

Bana ne yapacağımı her detayıyla anlattı. "Bu iş sonunda kumardan kazandığının 4 katını kazanacaksın." dediğindeki sevincim vazgeçilmezdi. 200 binden fazla para. Bu parayı ablama nasıl açıklayacağımı bilmiyordum ve umrumda da değildi.

Masanın ortasına geçtim ve dik durmaya çalıştım. Ömer oyuncu koltuklarına oturunca şaşırmıştım.

"Sende mi oynayacaksın?" dedim şüpheyle.

"Hünerlerimi sana göstereyim dedim." dedi ve göz kırptı. Göz kırptı! Peki.

Oyuncular gelmeye başlamıştı yavaş yavaş. Ensemi ovuşturup derin bir nefes aldım.

Yalnız OrdusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin