Yalnız Ordusu 1. Bölüm

825 47 8
                                    

"Kumarda kazanan aşkta kaybeder diyorlardı. Yalan! Ben seni de kazandım Ömer."

"İki gün oldu baba. Senin burada gömülü kaldığın 48 gün..." Yetiremedim kendine. Tuttum kendini. Ağlamamak için göğe baktım uzun uzun. Toprağı avuçlayıp sıktım. Aklıma alamadım bu olayı. Ben ölmeliydim!

Bastırdığım duygular bir ip gibi boynumdaydı. İntiharına meyilliydi.

"Yediremiyorum kendime baba." Kalbimi gösterdim sertçe. Karşımdaydı sanki. O kadar doluydum ki ona. Doyamamıştı baba duygusunu.

"Burası kabul etmiyor." Kastı kendimi, ağlamayacaktım. Babamın karşısında asla. Kızardı o. Gözlerimiz dolduğunda bağırır çağırır, ağlamamızı isterdi. Bakışlarım, elindeki toprak gibi koyulaşıyordu istemsizce. Başımı babasımın toprağına yaslayıp uzunca kokladım. Yavaşça mezar taşına baktım. Bakışlarımdaki her anlam ruhumu çökertiyordu. Babamdan aldığım tek şey olan mavi gözlerim kapkaranlıktı, simsiyahtı.

"Onların yanına bırakmayacağım baba. Asla!"

---

"Asya sen nerdesin? Öldüm meraktan. Hale'de havalimanına inmek üzere. Eve gel çabuk!"

Kimseyle muhattap olmak istemiyordum. En yakın arkadaşımla bile. Telefonu sıktım konuşurken. Elimi başıma koydum ve derin bir nefes aldım.

"Ablam umrumda değil!"

Dalgacı bir ses tonuyla "Saçmalama." demişti.

"Bilge ben seni arayacağım tamam mı? Yalnız kalmak istiyorum biraz."

Benden bıkarcasına nefes aldığını telefondan bile duymuştum. "Ara beni ama."

"Tamam." dedim ve hemen kapattım. Tek bir kelimeye bile katlanamayacaktım. Biraz daha yürüdükten sonra bir büfeye zor attım kendimi. Adama 50 lira uzattım.

"Kent Switch, Efes."

Adam bana dik dik bakmıştı. "Yaşın tutuyor mu senin?"

25 yaşımda işittiğim soruya bakın. Küçük gösteriyordum ama bu sorunun sorulacağı kadar değil.

Biraz yüksek sesle "Dayı, sen paraya bakmıyor musun? Ver biramı gideceğim." dediğimde adam 'Deli bu' bakışı atıp biramı ve sigaramı verdi. Para üstünü alıp dükkandan çıktım ve kayalıklara doğru hızlıca yürüdüm. Kayalıklara geldiğimde ileride iki sevgili vardı ve kendi hallerinde takılıyorlardı. Bir kayaya oturdum ve ayağımı denize doğru boşluğa uzattım. Hiçbir şey düşünmek istemedim. Paketten bir sigara çıkarıp yaktım ve dudağıma yerleştirdim.

Hayatım mahvolmuştu.

İşten atılmıştım. Elimde sadece 10 bin tl vardı ve beni nereye kadar idare edeceğini bilmiyordum. Bunlar babamı kaybetmenin yanında sevinç gibiydi. Bilge dışında kimse yoktu hayatımda. Annemi de babamı da kendi ellerimle verdim ölüme. Güçlü bir şekilde içime çektim sigara dumanını. Yavaş yavaş üflerken aklımdan hala çıkmıyordu yaşadıklarım.

Pisliğin tekiydim.

İçkisi, sigarası olan keş bir kızdım babamın gözünde. Sonrasında online pokere saran haramcı bir kıza dönüşüp evden atılmıştım. Ablam var ama nafile. İyi yapmıştı ama. Beni bırakıp Dünya'nın diğer ucuna gidip hayatını kurtarmıştı. Babamın ölümüyle tekrar bir araya gelecektik.

Elimi siyah poşete daldırdım ve birayı çıkarttım. Çakmakla kapağını açacakken arkamdan ayak sesleri duydum.

"Hiç değişmeyeceksin."

Yalnız OrdusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin