"İsmim Rüzgar Olsun "

129 15 33
                                    

"Yağmur?" Dedi. Komodinimin üzerinde duran peluş ayıyı eline alarak.

"Bu ne ?"

Oturduğum yerden kalkıp hemen yanına gittim ve peluş oyuncağımı elinden bir çırpıda aldım.

"Bu" dedim iç çekerek.

"Bu ,bana rüzgardan hediyeydi."

Sesimin titremesini engellemeye çalışırken, peluş oyuncağı elimde tuttuğum süre kadar büyüyordu boğazımdaki yumru. Hatta... hatta o kadar büyüdü ki göz pınarlarım varlığını belli bile etmişti. Hemen yerine geri koyduğum peluş oyuncağım bana eski anılarımı hatırlattı tekrardan.
Ben içimdeki fırtınada boğuşurken ,

"Iyi misin ?" Diye sordu bana acıyan gözlerle bakarken . Cevap vermek mahiyetinde olması için sadece tebessüm ettim.

"Rüzgar senin için gerçekten çok önemli biri anlaşılan " deyip konuyu devam ettirdi, bense tam tersine kapatmak istiyordum yüreğimi burkan bu acıyı.

"Evet önemli, ama lütfen... artık sus."deyip yatağımın kenarına oturdum.

"O zaman benim ismim Rüzgar olsun. Hem bana hala bir isim vermemiştin." Dedi ciddi bir ses tonuyla.
Haklıydı ,ona hala bir isim vermemiştim. Neden ona isim vermem gerektiğinide anlamamıştım, ama O bana geldiğinde kurallarından bir tanesi buydu.
Yavaş adımlarla bana doğru yaklaştı ve yatağımın diğer ucuna oturdu. Hiç bir zaman bana çok yaklaşmazdı ,genelde benim arkamda yada görebileceğim yerde ama uzakta olurdu . Bu nadir anlardan birisiydi.

"Bana Rüzgar adını vermeni istiyorum "dedi kaşlarını çatarak. O na Rüzgarın kim olduğunu söylememiştim ,sadece bir kaç küçük anımı anlatmıştım ve Rüzgar'dan hoşlanmamıştı.
Buna rağmen bu adı istemesi biraz yüzsüzlüktü.

"Ne ?! Sana asla Rüzgar ismini vermem ."

"Neden ? Rüzgar senin için önemli değilmiydi ?"dedi biraz sesini yükselterek. O 'nun bana sesini yükseltmesi neredeyse bana yaklaşmasını görmek kadar nadirdi. Korkuyordum...

"Tabiki de önemli "diyebildim korkumla yüzleşirken. Derinden gelen ağlama isteğim ,çığlığımla birleştiğinde bir felaket olduğundan tuttum kendimi . Aynı Rüzgarı kaybettiğim gün ki gibi.

"Rüzgar..." dedim. Beni asla duyamayacağı bir ses tonuyla, Beni asla duyamayacak olan biricik sevgilime.

"Bak..." diyebildim sadece O'na ,boğazımdaki yumruyu aşağı indirmek için yutkunurken.

"Rüzgar... Tabiki de önemli biri benim için ,ama bu ismi sana veremem anladınmı? ...Yani.." kulaklarım son kelimeyi benim söylememe rağmen duyamamıştı. O sesi duyabiliyordum.
O ses Rüzgarın sesiydi , ve gözyaşlarımım . Ağladığımda her zaman yanımda olan rüzgarım beni bırakalı çok uzun zaman olmuştu ,ama yaram tazeydi ve hala kanıyordu.
Ellerimi yumruk yapıp başıma koydum ve gözyaşlarımın yanaklarımdan aşağı inişini seyretmeye başladım. Zaman durmuştu sanki. Sanki... Rüzgar hala buradaymış gibi hissediyordum, her ne kadar gözümün önünde olmasada.

Ben hayata küsmüş ağlarken yanaklarımda bir sıcaklık hissettim . Hemen kafamı kaldırıp baktığımda ise, O sağ eliyle yanaklarımdan aşağı süzülen yaşlarımı siliyordu. Hala bana fazla yaklaşmamaya çalıştığı için oturduğu yerden kolunu uzatmış gözyaşlarımı inceliyordu.
Bana dokunmasını istemediğim için hemen elini ittim . Temas kurmayı hiç beklemiyordum, ayrıca hala uzağımda dururken .

"Ne yapıyorsun?"diye sordum elimi saçıma geçirerek. Zaten zor bir gece geçirdiğim için sinirlenmiştim .

"Affedersin , gözünden çıkan sular çok dikkatimi çekti "dedi. Hayatında ilk defa gözyaşı gören biri olarak anlayışla karşılasamda tuhafıma gitmişti.

"Lütfen ,bunu benim üzerimde inceleme"deyip bağırdım. Bundan korkmuş olmalı ki , yatağımdan kalkıp odamın diğer ucunda duran koltuğuma oturup bağdaş kurdu ve uzun bir süre konuşmadık.

*********

Biraz kendimi toparladım ikimizinde sustuğu süre zarfında, ama hala göz pınarlarım patlamaya hazır bomba gibilerdi.

Sessizliği bozan , ilk O oldu.

"Bu Rüzgar denen kişiyi hem seviyorum ,hemde nefret ediyorum. "Dedi bana anlamsızca bakarak .

"Bu ne demek ? Yani nasıl ifade edilir?" Diye sordu.

"Biz buna ikilemde kalmak diyoruz ,ama... anlamadığım şu."dedim oturduğum yerde ona doğru dönerken .

"Neden ikilemde kaldın?"

Koltukta bağdaşını bozup normal oturdu ve cevap verdi.

"Seviyorum ,çünkü seni seviyor . Nefret ediyorum çünkü seni sevmesiyle sende onu seviyorsun. Eğer bana öğrettiğin sevgi kelimesi bu demekse , o zaman sende ikilemde kalmışsın demektir. " dedi gözlerimin içine acıyan bir yüz ifadesiyle bakarak. Gözlerime öyle bakıyordu ki sanki "evet" dememi ister gibiydi.

"Hayır ikilemde kalmadım ."dedim sakin bir ses tonuyla.

"Hem bunu da nereden çıkardın?"

"Onun yüzünden ağlıyorsun ama onu seviyorsun ,bence bu bir ikilemde kalmak."

"Onun yüzünden ağlamıyorum ,sadece aklıma gelince gözlerim doluyor o kadar."deyiverdim bir çırpıda. Sanki vücudum O 'nu haklı bulduğu için beynime kaçış planını buymuş gibi sunmuştu.

"Rüzgar için ağlaman ,onun yüzünden olduğu gerçeğini değiştirmez. "Dedi çok sakin bir tavırla, bu bana biraz ukalaca gelmişti.

"Nereden buluyorsun bu lafları?"dediğimde oturduğu yerden kalkıp tam karşımdaki duvara yaslanıp cevap verdi.

"Senin sayende ."dedi ." Çok iyi bir öğretmensin, bana bir sürü şey öğrettiğin için teşekkür ederim."deyip gülümsedi.

Gülümsemesi aynı Rüzgarın gülümsemesiydi, gamzeleri bile aynı yerdeydi. Gülünce kısılan gözleri ,ve ... ve bana bakışı, bakışı bile aynıydı. Sevgi dolu , özlem dolu,aşk dolu...

Düşüncelerimden sıyrılmak istiyordum, çünkü bunlar benim düşüncelerim olamazlardı. O'nu Rüzgar'la kıyaslamam ,geri dönülemez bir yolun gidiş biletiydi.

"Buradan gitmeni istiyorum!" dedim bir anda . "Hemde hemen!"
Eğer bunu yapmasaydım kafam çok karışabilirdi, bunu asla istemiyordum.

Ne olduğunu anlamamış olacak ki,hemen yaslandığı duvardan doğrulup kaşlarını çatarak.

"Ne oldu birden bire?!"diye sordu meraklı bir şekilde.

"Soru sorma artık, ve git . Burada kuralları terular koyar."dedim işaret parmağımı havada sallayarak . Çok ciddiydim ve eğer O 'nu göndermessem, daha sonra hiç gönderemezdim.

Morali bozulmuş gibiydi , çünkü eğer onun gitmesini istediğimde gitmezse, yada gelmesini istediğimde gelmezse onu cezalandırmam gerekiyordu. Kısacası bana geldiğinde kurallarından biride buydu.

"Peki ,nasıl istersen teru" dedi .

Gözlerimi kapadım ve parmağımı şıklattım. Gözlerimi açtığımda odamda sadece ben vardım ve artık yalnızdım.

Odamın ışığını kapatıp yatağıma girdim ve beynimde istemsizce yankılanan O ve Rüzgar ayrımını durdurmaya çalıştım,ikisi asla bir olamazdı. Rüzgarı düşünmeye çalıştım sadece ve en sonunda kötü anılarım beni esir aldı. Gözyaşlarım bu gece benim misafirimdi ,hemde asla gitmeyecek olan bir misafir. Yeni çarşafları çıkarayım , bu gece uzun olacak...

Hatırladığım tek kelimeydi dudağımda kalan son ses...

"Rüzgar..."

Galaksinin Soluk RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin