Buyeo krallığında gece'nin saklı nefreti halkın üzerindeydi. Gökyüzünde siyah renge kırmızılıklar karışmıştı. Bütün şehir ateş altındaydı, etrafta her zamankiçalgı çengi sesleri olması gerekirken şimdi ise çığlıklar, haykırışlar, bomba sesleri ve kılıç sesleri duyuluyordu. Goguryeo krallığı bütün gücü ile savunmasız Buyeo krallığına saldırıyordu, hiç acımaları olmayan askerler kadın çocuk demeden onlara karşı gelen herkesi öldürüyordu. Sokaklarda kanlar içinde çocuk bedenleri vardı, evlerinin içinde saklanan savunmasız aileler bulunuyordu bazılarını köle olarak alıp bazılarını olduğu gibi bırakırken bazılarını da öldürüyorlardı.Jennie etrafta arkadaşlarını arıyordu, kralın askerlerine yardım etmeleri lazımdı ülkelerini korumak zorundalardı. Sokaklarda elinde ki kılıç'ı ile dolaşırken önüne gelen her düşmanı öldürüyordu. Ama onlardan çok fazla olduğundan dikkat çekmeden ara sokaklardan ilerliyordu, arkadaşlarını bulamıcağını anladı ve onların güvende olması için dua ederken kendi evine yöneldi. Aile'si şu an ilk seçeneğiydi, gölgelerin arasında bütün öfkesi ile ilerleyen Jennie onlara bir şey olmaması için dua ediyordu.
Kendi evine gelmesi fazla uzun sürmedi ama kapıyı açtığın da gördüğü görüntü onun buraya hiç gelmemesini istemesini sağladı. Kapı dan destek alarak içeri girerken gözleri yanmaya başlamıştı.
"Anne? Baba?"
Evebeyinleri el ele tutuşmuş kanlar içinde yerde yatıyordu, annesi'nin kıyafetleri biraz parçalanmıştı babasının ise beyni etrafa dağılmıştı. Bakışları koltuğa kaydığında orda boğazı kesilmiş bi şekilde yatan abisini gördü. Dizlerini onu taşıyamaz hale gelirken hıçkırma sesi duydu.
"Lotis?"
Bulanık bakış açısı ile oda da gözlerini gezdirirken yere doğru eğilip koltuğun altına baktı. Koltuğunun altına sıkıştırmış olduğu küçük ayısı ile yaşlı gözleri ile orda duruyordu. Jennie göz yaşlarını silerken emekliyerek koltuğa doğru ilerledi.
"Lotis hadi çık ordan"
Lotis ablasının sesini duyduğunda sürünerek yerinden çıktı ve hızlıca ablasına sarıldı. Jennie küçük bedeni sararken onun saçlarına öpücük kondurdu.
"Abla, a-annem b-baba-"
"Shh"
Jennie ona daha sıkı sarılırken Lotis'in hıçkırıkları yükseldi. Jennie dağılmış evine baktı ve dışardan gelen asker seslerini duydu, burda durmak ikisinin de ölümüne sebeb olucaktı. Jennie ayağa kalkarken kız kardeşini yere koydu ve elini tuttu.
"Lotis sakın sesini çıkarma burdan kurtulacağız tamam mı?"
Lotis dudaklarını birbirlerine bastırırken ablasını başı ile onayladı. Jennie derin bir nefes alarak kapıya doğru ilerledi yanında Lotis olduğundan daha temkinli hareket etmesi gerekiyordu. Herhangi bir durumda kendini ve onu aynı anda koruması daha zor olucaktı. Bu yüzden gölgelerin ardından ilerlemesi gerekiyordu. İki kardeş evden çıkarken Jennie etrafı kolaçan ettikten sonra gölgelerin arasına doğru ilerledi. Yanından geçen askerler neyse ki ikisini görmüyorlardı, Jennie ara sokaklardan ilerlerken ilerde duyduğu gürültüler dikkatini dağıttı. Orman kısmına doğru ilerliyeceği sırada duyduğu tanıdık sesler ile vazgeçti. Lotis'in elini bırakırken onun vücudunu evin duvarı ile birleştirirken başını dışarıya doğru uzattı.
Gözlerine inanamamıştı, halktan insanların ve kendi arkadaşlarının esir düştüğünü gördü. Yanlarında muhafızlar vardı en önlerinde ise kral olduğuna emin olduğu kişi vardı. Goguryeo'nun kralları bunları yapardı, onlar savaşta veya bir yer fetih edilirken her zaman o alanda bulunurdu. Diğer krallar gibi güvenli bir yerden izlemezlerdi, bu da Jennie'nin işine gelmişti. Belki de onu öldürme şerefini kendisi kazanabilirdi. Arkasına döndüğünde Lotis'in büyük gözleri ile kendisine baktığını gördü. Yere eğildi ve ellerini kız kardeşinin omuzlarına yerleştirip konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıng And Musteeker'1
Fanfic"İhanet senin elinden hiç bu kadar güzel olmamıştı Silahşör'ün kızı" Jennie kelimeler altında ezilirken dolan gözlerini saklamaya çalıştı. Önüne gelen saçlar ona yardımcı oluyordu ama karşısında ki adam onu görebiliyordu. Adamın üstüne bir ağarlık ç...