SIRADIŞI

KILVANÇ.

Kantinde birbirimize sert bakışlar yollarken tüm kantindekilerin de dikkatini çektiğimizi anlayabiliyordum.

  Bundan sonra ki dersler boştu.İlk gün dolayısıyla tabii ki.

- Ee gençler bir planınız var mı? Yoksa eve gidip emekli gibi oturacak ve tv mi izleyeceksiniz?, Dedi Vural.

- Aslında bugün emekli olmak istiyorum., Dedim.

- Doğru söyle 60 yaşında falansın da yüz gerdirerek mi böyle taş gibisin? dedi Can.

  Güldüm.

- Bir sorun mu var? dedi Güneş.

- Ah hayır , sadece evimi severim., dedim gülümseyerek.

- Pekala eğlenceli bir gün isteyen? Canım biraz rahatlamak istiyor., dedi Can.

-Ah hayır dostum. Onların bölgesine gidip kavga etmekten bahsetmiyorsun değil mi?

-Bulaşmazlarsa , kavga da olmaz vural., dedi Ayaz.

Ayaz'ın 2.kere konuşmasına şahit olmuştum.

- Pekala kızlar. siz ne diyorsunuz?

- Aslında kavgayı pek sevmem ama Yeliz'i Mısra , Damla'yı ben alırım., dedi Güneş.

-  Garipsiniz., dedim ve güldüm.

-Kıvanç'tan-

Grupla bölgeye gitmeye karar vermiştik. Aslında Yeliz bana başka şeyler teklif etse de yeliz'in bu gurursuz hallerinden sıkılmıştım. Ama tabii ki onu incitmek istemiyordum.Kızları incitmeyi pek sevmem.

- Yok artık., dedi Damla.

- Ne yok artık? dedim ve kafamı kapıya çevirdim ve çene kaslarımın gerilmeye başladığını hissettim. Sinirleniyordum evet.

- Ne işleri var bunların burada? dedi Yeliz.

- Bilmiyorum , ögreniriz., dedi Burak.

ve ayaklandı.

- Bekle beni Burak., dedim Burak'ı ikaz ederek.

  Ve masalarına yürümeye başladık.

- Pekala canınız kavga mı etmek istiyor? dedim.

- Kavga etmek istesek direk gelirdik aslında.,dedi Ayaz. ve alayla gülümsedi.

-Buraya gelmişseniz , kavga etmek istiyorsunuz demektir , dolaylı yoldan., dedim ve yeni kıza bakmaya başladım.

  Bu kızı sinir etmek hoşuma gidiyordu.Belki de düşman olduğu içindi.

2-3 dakika boyunca kimseyi aldırmadan Burak onları idare ederken ben ona bakıyordum.

Bana baktığında - nihayet - göz kırptım.

-Gerizekalı., diye söylendi.

Alayla ;

- Ne o kezban mıyız yoksa? bir erkekle göz göze gelemiyor musun? dedim.

Gözlerini bana dikti ve;

- Bunu kezbanlık olarak adlandırmıyorum. Sen midemi bulandırıyorsun sadece. Sana baktıkça kusasım geliyor., dedi ve gözlerini devirdi şu Yeni kız.

   Şaşırmıştım. Bu kız bu cesareti nereden buluyordu? Ve düşman olsa bile Güneş denen kızın ilgisini çektiğime bile emindim.

  Masadakiler gülmeye başladı. Tamam bu kıza bir ders vermenin zamanı gelmişti. İlk gün için yeterince katlanmıştım.

  Masadakilere buraya gelmeleri için işaret verdim. Ve geldiler. Burak'ın kulağına yaklaştım ve ;

- Birinin şu kıza dersini vermesi gerekiyor dostum. Diğerlerini tutun. Ben ona dersini verene kadar tutun., dedim.

  Başını onaylarcasına salladı.

Burak'a işaret verdiğimde mısra denen kızı kolundan tutup dısarıya sürüklemeye başladım. Arkamdan bağırışları duyarak keyif alıyordum.

- Bırak beni gerizekalı ! , diye tepinen bir adet mısra.

- Kapa çeneni., dedim ve onu arabaya bindirip kapıları kilitledim.

  O bana saydırırken arabayı aniden durdurunca kafasını önündeki torpidoya çarptı.

- Sakar şey., dedim ve arabadan indim.

Onun kapısına doğru yürüdüğümde bana kafasını tutarak sinirli bakışlar atıyordu.

Kapısını açtım ve onu arabadan çıkardım.

- Gerizekalı mısın sen be?! Kafamı kırdın hayvan., dedi ve gitmeye yeltendi.

  Omuzlarından tutup arabaya yasladım ve onu sıkıştırdım.

- Bıraksana ya salak mısın?! , diye bağırdı ve beni ittirmeye çalıştı.

Daha fazla üzerine çullandım ve ;

- Hayır kıvanç'ım. Şimdi söylediklerini cevaplarsak ; Kafan taş gibi duruyor. Kırılmaz., dedim ve alayla gülümsedim.

- Ne istiyorsun kılvanç., dedi., gülümseyerek.

Bir dakika kılvanç nedir abi ?

-Kılvanç?, diyebildim. Şaşkınlıkla.

- Kılvanç., dedi başıyla onaylayarak.

   Bu kızın sıradışı olduğunu o an anladım. Ve gözlerimi önce gözlerine sonra dudaklarına diktim. Bu kızı kendime bağlayacaktım.Ve sonra ona bu dediklerine hatırlatacaktım. Ama bu zor olacak gibiydi.

Selaam ! Öncelikle voteler icin teşekkürler :** Bunu da vote ve yorumlarinizla desteklerseniz mutlu oluruz :)

- GM