SIRADIŞI

SARHOŞ

Arabada Güneş'i arıycam demiştim. Şu salak yüzünden tamamen aklımdan çıkmış. Arabayı sağa çekip, çantamdan telefonumu bulmaya çalışıyorum. Vee buldum.

Güneş'in numarasını bulduktan sonra arama tuşuna basıp telefonu açmasını bekledim, ikinci çalıştan sonra açtı.

- Mısra bende senin aramanı bekliyordum.

- Güneş ben bizim okulun yakınlarındayım sen nerdesin alayım mı seni? ya da nerde buluşucaz söyle ben geliyim., dedim tabi ben yine ardı ardına soruları sıralarken güneşe hiç konuşma fırsatı vermedim

- Mısra bi yavaş ol.,dedi ve gülmeye başladı.

- Tamam güneş sinirim bozuk birazda.

- Biraz mı?

- Güneeeş!!

- Tamam ben bebek parkındayım oraya gel istersen ordan geçeriz.

- Tamam geliyorum canım.,dedim ve telefonu kapattım arabayı hızla çalıştırdım. Arabayla hız yapmaya bayılırım hatta izmirdeyken yasal olmayan bazı yarışlara katılırdım gizli gizli ama tabii hız istanbul trafiğinde ne mümkün?

Yarım saat kadar yolda geçtikten sonra bebek'e nihayet gelebildim. Aslında kaç kere geldim bimiyorum çünkü ben küçükken gelirmişiz istanbul'a. İlk kez gezip göreceğim yer çok ama şuan istanbul'u karış karış gezmeye hiç vaktim yok.

Biraz yürüdükten sonra bankta oturan güneşi farkediyorum ve adımlarımı hızlandırarak yanına doğru ilerliyorum.

- Selaam.,dedim güneş'e sırıtraak.

- Selam gel otur., dedi gayet sevecen bir tonda yanına oturduktan sonra sohbet etmeye başladık.

- Nerden çıktı bu alışveriş terapisi? dedim tek kaşımı kaldırıp gülümseyerek.

- Bi yerden çıktığı yokta aklıma esti öyle birden., dedi ama kesin bişey var bunda.

- Tamam o zaman nereye gidiyoruz? dedim gülümseyerek.

- Nişantaşına gidelim güzel şeyler var cidden., dedi o da ben gibi gülümseyerek.

- Tamam o zaman ama yolları baya karıştırıyorum yardımcı olman gerek., dedim sırıtarak.

Arabaya doğru hızlı adımlarla ilerlerken güneşin sorusuyla ona doğru döndüm.

- Senin canını sıkan konu kıvaç mı? dedi tek kaşını kaldırarak

- Hahah kı-kıvaç mı? o ne alaka ya ?dedim sesimi biraz yükselterek.

-Kekeliyorsun.Anlat bakalım., dedi arabanın kapısını açarken.

Arabanın kapısını açtım ve kapıya yaslanıp;

-Bugün yüzme yarışında ona yenildim.Ve iddaya girmiştik.Gerizekalı olduğunu şurdan anla beyefendi yendiği zaman yarın sabaha kadar içecektik. Ben de gaza gelip kabul ettim., dedim ve derin bir nefes alıp omuz silkerek arabaya bindim.

Güneş'de bindi ve ;

-Bu çocuk seninle neden ilgileniyor acaba? dedi.Sesinde bir ima olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

-Bence düşman olmamızdan dolayı sürekli beni rezil etmek istiyor. Bir de üstüne ben öp- uppss., dedim ve elimi anlıma çarptım.

-Ne? Ne dedin sen! Öptün mü onu kızım!? dedi ve elini şaşkınlığını belli edercesine ağzına götürdü.

-Hayır bak dudaklarıma çirkin dedi ben de sinirlenip etkilenmesini istedim ve ortaya bu fotoğraf çıktı., dedim pişmanlık belirten ses tonuyla.