5.Bölüm

2.9K 144 1
                                    

Aslında benim şuan Kaan'la beraber olmamam gerekiyo ama neden onunlayım hiçbir fikrim yok. Nereye gidiyoruz onu da bilmiyorum. 

''Geldik'' dedi. Kafamı çevirmemle şok olmam bir oldu.

''Hadi canım cidden mi ? Sen buraların yolunu bilirmiydin ?'' dedim.

''Yürü hadi. Demekki biliyomuşum.'' Cidden şuan şoktayım. Böle bi öküzden buralara gelmesini beklemezdim. Demekki hala bunun içinde biyerlerde çocukluk kalmış. Ne zamandır lunaparka gelmiyordum. O önde ben arkada onu takip ediyorum. Bi anda durunca bende onu üstüne çıkmış bulundum. Bana dönüp yarım ağız sırıtınca ne olduğunu anlamadığımı belirtmek için kafamı salladım. Başıyla yukarıyı işaret edince kendimden iradesiz gözlerim yukarı baktı. Şuan Crazy Booster'ın önündeydik. Beni orda bırakıp biletleri almaya gitmişti. Biletleri alıp geldiğinde beklemeye başladık. En sonunda sıramız gelmişti. Cidden şuan şu alete binmek çok saçma gelsede hiç sesimi çıkarmadım. O kadar gününü bana ayırmış bunu bozmak istemiyordum. En azından iyi davranabilirdim. Onu ilk tanıdığımda cidden nefret etmiştim. Bi insan bu kadar odun olmaz. Veya olur zaten şuan yanımda ve benim çığlıklarımdan keyif alıyor. Hadi ama lunaparkta en son bineceğim alet bu. Buna binince tepedeyken sanki yere düşcekmiş gibi hissediyorum. En sonunda alet durdu. Benim baş dönmemi saymazsak şuan iyiyim. Kaan benden iyi şuan karşımda durmuş benim bu halime kahkahalarla gülüyor.

Elimizde pamuk şekerlerle salıncağa bindik. Saçlarım rüzgarın etkisiyle adeta dans ediyordu. Kahkahalarımızla bikaç başın bizde dönmesini sağladık. Cidden bu kadar iyi miydi ? İlk geldiğimde neden kötü davrandı. Beni oynatmasını unutmadım ama değişen neydi ? Neyin değiştiğini bilmiyorum ama cidden yaramış.

Salıncaktan indiğimiz zaman kolumdan tutup Ranger'ın olduğu tarafa götürdü. Anlaşılan bi onun bi benim istediğim alete binecektik. Ranger'dan sonra bu sefer ben onun kolundan tutup hızlı trenin oraya götürdüm. 

''Eğleniyor musun?'' diye sordu.

''Eveeettt '' dedim harfleri uzatarak. Sesim çocuk sesi gibi çıkmıştı. Ama cidden çok eğleniyordum. Ne zamandır lunaparka gelmiyorum onu bile hatırlamıyorum. Hızlı trenden indiğimizde ;

''Artık eve gidelim.'' dedim. Hava kararmıştı ve yorulmuştum.

''Son biyere daha gidicez ordan sonra seni eve bırakıcam çünkü benim bi işim var baş belası'' dedi. Gene nereye gideceğimizi sölemeden..

*****

Geldiğimiz yer sahildi. Sahilde tek biz yoktuk. Birkaç çift daha vardı. Dalgaların uçsuz bucaksız sesi cidden büyüleyiciydi. Ne ok yakın ne ok uzakta bir yakamoz belirmişti. Onun görüntüsü bi ayrı rahatlatıcıydı.

Dalgaların kayalara çarpış sesi, denizin ortasında bulunan yakamoz, ay ve yıldızlarla bir ressamın harika bir tablo çıkarması için ideal bir ortamdı. Sanki içimdeki tüm kötü duygular yok oluyordu. Bu atmosferde zaten kötü düşünmek olanaksızdı. 

İleri de bulunan çiftlerin yanına yaklaştığımızda hafif kısık sesli müzik çalıyordu. Birkaç çift dans ederken birkaç çift hala denizin eşsiz manzarasını seyrediyordu. Biz bu çiftlerin grubuna girmiyoruz çünkü biz sadece arkadaşız. Hatta arkadaş bile sayılmayız belki. Şimdi siz diyceksiniz arkadaş değilsen nasıl bugün onunla beraberdin cevap vereyim, aslında cevabını bende bilmiyorum. Gerçekten ''Biz Neyiz ??'' 

Sahilde bulunan küçük kafelerde çalıştığını düşündüğüm 3 garson elinde dilek balonlarıyla geldiler. Kızların şaşırdığı yüzlerinden okunuyordu. Kaan'la dönmüş onlara bakıyorduk. Bir garson elinde dilek balonuyla bize doğru gelmeye başladı. Yanımıza yaklaştığında;

''Bu da sizin efendim. Dilediğiniz dileğin gerçekleşmesi dileğiyle.'' dedi ve yanımızdan uzaklaştı. Ben ise garsonun arkasından şaşkın gözlerle bakıyordum. Kaan kolumdan tutarak denize bira daha yaklaştırdı. Şimdi dalga sesleri daha yakından geliyordu. Dilek balounu yaktığımızda bi tarafından ben bi tarafından Kaan tutuyordu. Gözlerimizi kapattık. 

'' Lütfen Kaan benimle olsun.''

''Lütfen Mira benimle olsun.'' 

İkimiz de aynı anda gözlerimizi açtık. Balonu ellerimizden gökyüzüne bıraktık. Balonun yukarıda adeta süzülüşünüz izlerken Kaan'ın ne dilemiş olacağını da düşünüyordum. Sahi kalbim ve duyularım bana büyük bi oyun oynamıştı. Ben Kaan'ın benimle olmasını dilemiştim. Mantığım asla böyle bişeyi kabul etmiyordu. Ama duygularım işleri karıştırıyordu. Onu sevmiyordum ki. Belki de duygularım böyle bişey olmasını istiyordu fakat olmayacağını biliyordum. Balon karanlık gökyüzünde yıldızlara ulaşırken Kaan'ın kısık sesiyle vücudum titredi.

'' Seni artık evine bırakayım güzelim. İşlerimi halletmem gerek.'' dedi. Tamam anlamında başımı salladım. Yine sessizliğin hakim olduğu karanlık gecede arabann olduğu yöne doğru ilerledik.

Sessiz bir yolculuk sonrası eve gelmiştik. Arabadan indiğimde o da benimle beraber indi.

''Bugün için teşekkür ederim. Her ne kadar öküz, odun, züppe, kendini beğenmiş egoist..'' işaret parmağıyla beni susturdu.

''Sende çok gevezesin bi sus kızım.'' dedi ve yarım ağız güldü. Ağzını yerim neyse sakin.

''Bugün için teşekkür ederim her ne kadar dün zorla o eve götürsen bile.'' 

''Her zaman bebeğim.'' dedi ve burnumun ucunu sıktı. Eve gitmek için adım attığım sırada ''Mira'' dedi. Ona döndüğümde dudağımı öpüp hızla geri çekildi ve yürümeye başladı. Olduğum yerde sanki çivilenmişcesine kaldım. Vücudumu ısı ele geçiriyordu. Bacaklarım titriyordu. Beni öpmüştü. Tamam daha öncede öptü ama o oyun içindi peki bu ne içindi ? Neden öpmüştü ki..

Zengin ZüppeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin