~Lucy'nin ağzından
Sanırım yorgunluktan hayal görüyorum. Sonuç olarak karşımdaki kişinin Natsu olmasına imkan yok.
"Şey.. üzgünüm ben.. yorgunluktan sanırım, sadece sizi birisine benzettim."(Lucy)
Poşet olmayan elimi saçlarıma götürüp karıştırırken aklıma gelen anılarla başımı yere eğdim.
"Hayır."(Natsu)
"Efendim?"(Lucy)
Natsu'yu anımsatan kişi yanıma yaklaşıp kocaman gülümsediğinde ona dik dik bakmakla yetindim.
"Benzetmedin. Ben Natsu'yum zaten."(Natsu)
Nefes alış verişlerim hızlanmaya başlarken titreyen ellerimi durdurmaya çalıştım. Hayal falan mı görüyorum? Kafayı yedim iyice değil mi?
"Özlemişim se-"(Natsu)
"Neden?"(Lucy)
Sesimin titremesine engel olmaya çalışarak konuşmaya çalıştım. Anlamayan gözlerle bana bakıyor olması zaten sinirlerimi bozarken titreyen ellerimi arkama sakladım. Bu kadar neşeli olmasına anlam veremiyorum. Giderken, beni haber verme zahmetine bile girmeyeceği bir insan olarak görmesine rağmen.. ona en çok ihtiyacım olduğu zaman beni yanlız bırakmasına rağmen..
"Neden hiç bir şey söylemeden gittin? Nasıl hiç bir şey yapmamış gibi davranabiliyorsun? Özledin mi? Giderken tek bir kelime bile etmeyen insan mı söylüyor bunu?"(Lucy)
Şaşkınlıkla ve endişe karışımı bir ifadeyle bana bakıp konuşmak için dudaklarını araladığında zaten girişinde olduğum daireden hızlıca kendi dairemize çıkarak bir odaya girdim ve kapısını kilitledim.
Kilitlediğim kapıya yaslanıp aşağıya doğru kayarak yere oturdum. Karşımdaki duvara boş boş bakarken pencereden esen rüzgarın yüzüme vurmasıyla ağlamaya başladığımı yeni fark ediyordum.
Evin kapısından bir kaç ayak sesi geldiğinde bizimkilerin de eve geldiğini anladım. Evde ismimi seslenirlerken kısa bir süre sonra arkamdaki kapının önünde toplandıklarını anlamıştım.
"Lucy konuşmak ister misin?"(Erza)
"Kural 2 : Canını sıkan bir şey olduğunda bize anlat ki çözüm bulabilelim."(Juvia)
"Evet. Çözüm bulunamayacak bir şey olsa bile. Biz arkadaşız sonuçta yanında olduğumuzu hissettirmeliyiz."(Mira)
Söyledikleri şey ile gülümserken doğru kelimeleri bulmaya çalışıyordum ama uzun sürdüğünden olsa gerek sessizliği bozan Levy olmuştu.
"Bu kadar şeyi söyledikten sonra bir de içeride çıkmazsa ağlarım."(Levy)
"Öldürürüm." (Mira ve Erza)
"Sadece biraz yalnız bırakamaz mısınız? Ne yapacağımı düşünmeliyim."(Lucy)
"Kendi başına düşünme. Gel anlat bize beraber düşünelim."(Mira)
"Lucyyy inat etme lütfen."(Levy)
Dolu gözlerimi elimin tersiyle silerken yarısı yerleştirilmiş odada göz gezdirdim. İşte burada. Oturduğum yerden kalkıp önemli eşyalarımı koyduğum kutunun yanına gidip elime aldım. İçinde 4 tane günlük ve bir kaç tane de fotoğraf vardı. Annem ve babamla olan fotoğraflarım. Günlüklerden Lacivert yıldız desenli olanını aldım. Natsu'nun doğum günümde aldığı günlük.. Tamamen onunla dolu olan günlük.. Kapağında elimi gezdirdiğim günlüğe gülümseyerek baktım. Kapının anahtarını yavaşça çevirip kapıyı açtıktan sonra meraklı meraklı bana bakan gözlere gülümseyip elimdeki defteri onlara uzattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Hope [Fairy Tail - Multiship]
FanficYazar: Kitaptaki karakterlerin yaşamları kader anne tarafından belirlenmiştir. Ben sadece tüm bunların kapalı kapaklar ardında kalması yerine daha çok bilinmesi ve hatırlanması için size aktaran kişiyim.. Kader anne: Bir insan ne zaman ölür, biliyo...