Sabah uyandığımda yanımda Sal yoktu.
Gemi vardı!
Lütfen yakın zamanda öl.
Tövbe de gız!
Tamam "Sal" olarak okunmuyor "Seğl" gibi bir şekilde okunuyor olsa da bu espriyi yapmasam gözüm açık giderdi. Sonuçta ikizim. Aynı anda ölmezsek içim rahat etmez.
O değil de Sal nerede?
Evin içinde dolaştım. Tabii ki her sabah yaptığım gibi kıçımı kaşıyordum. Neden bilmiyorum ama sabahları kıçım kaşınıyordu. Böyle sırtıma doğru tam böyle sırtımla popom arasındaki yer.
Kuyruk sokumun o salak. Kurtsun sen.
Heh! İşte kuyruk sokumu!
Oturma odasına geçtiğimde az buçuk çişim gelmişti. Koltuğa oturmuş elinde babamın kitabını tutuyordu Sal.
"Günahfığğğğaaaan!" Dedim esnerken.
"Misericordiae, durum ciddi. Elini yüzünü yıka sana anlatmam gereken şeyler var. " Dedi ve bunu söylerken gayet sesi kalınlaşmış ve kaşları çatıktı. Yine gaza gelmiştir, diye düşündüm.
Banyoya gidip tuvaletimi yaptım ve yüzümü yıkadım. Bir kaç küçük hazırlıktan sonra tamamdım. Oturma odasına geri gittim.
"Ne oldu Salutis?"
"Önce otur. Biraz şok olabilirsin." Dedi. Ben de dediğini yaptım. Niye her dediğini yaptığımı düşünmem gerekiyordu bir ara.
"Bu kitabı biliyorsun değil mi? Babam büyü yaptırmıştı. Zamanı gelince bize bilmemiz gereken şeyleri aktardı. Onlar öldüğü için bizim tek rehberimiz olan kitap bu." Diyerek kitabı bana hatırlattı. Hafızası da zehir.
"Uzun zamandır parlamıyordu üstündeki ametist. Ne oldu ki?" Dedim.
"Bize bir şey daha söylemiş babam. Ve tabii ki annem." Dedi
"Sadete gel, ne oldu?" Diye sordum.
"Al kendin bak." Diyerek ağır kitabı bana uzattı.
Bir mektup vardı. Yine. Okumaya başladım:
"Sevgili evlatlarım,
Bu bilgiyi hem Signum' u korumak, hem de sizi korumak için yıllardır sakladık. Ama artık hazırsınız. Çünkü zamanı geldi. Annen ve ben öldük. Biliyorsun. Halanız da artık elden ayaktan düştü. Bu mektup size ulaştığına göre böyle olmalı. Biliyorum, uzun zamandır keşfetmeniz gereken bir şey kalmamıştı. Bu kendinizi keşfetmeniz için yeterli bir süreydi. Fakat artık zamanı geldi. Kızım, Misericordiae; sen benim varisimsin. Daha doğrusu dedenin varisisin. Çünkü sen ondan üstün olacaksın. Sen "Zaman Muhafızı" sın. Binlerce kişinin taptığı bir tanrıçasın. En azından onlar için... Ve oğlum, Salutis. Sen ise onu korumakla yükümlüsün. Ne zaman ki Misericordiae birine mühürlendi, o zaman bütün gücü ona geçecek. Oğlum, sen ise biriyle ruh bağı kuracaksın. Ama eğer o kişiyi ararsan çok büyük zarara uğrayacaksın. Hissediyorum. Ve en önemlisi, Signum... O bir mucize. O sizin gibi değil. O bir melez. Sizin kardeşiniz... Ne benim gibi bir kurt, ne anneniz gibi bir vampir. O bir mucize. Doğduktan bir kaç gün sonra onu İstanbul' da bir yurda bıraktık. Onu bulup korumak sizin göreviniz. Onu bulduğunuz gün, her şeyin başladığı gün olacak. Acele edin. Her saniye çok değerli. Sizi seviyoruz...
Kraliyet varisleri olan anneniz ve babanız..."Noluyor ulan?!
Kısa bir geçiş bölümüydü bu. Bir sonraki bölümde karakterleri tanıtacağım. Sizi seviyorum süt dişlerim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET #Wattys2016
FantasíaBir intikam savaşa dönüşürse ne olur? Siz sormadan söyleyeyim bir taraf yok olur, diğer taraf kazanır. (Gerizekalı biz sanki bunu bilmiyorduk) 6 arkadaşın fantastik hikayesi. Hepinizi I Love You ♥♥♥ _Kahkaha Atabilirsiniz ve etrafınızda...