-2-
Bu,karşımdaki kendini bilmez paranoyaktan kurtulmam için bir fırsattı diye düşünüp hemen kapıya doğru koştuğumda gülerek bana bakıyordu.Hızla kapıyı açtım.Karşımda büyükannem duruyordu.Sevinçle ona sarıldığımda “Seni gördüğümde bu kadar sevineceğim hiç aklıma gelmezdi.” Diye içimden geçirdim.Gülerek ve bi okadar şaşırarak bana bakıyordu.”Ne oldu kızım?İyimisin?” diye sorularını sıralarken onu oturma odasına götürmek için kolundan çekelemeye başladım.Evde ne oldu belirsiz bir paranoyak vardı ve ben polisi çağırmak yerine yine onun ayaklarının altına gidiyordum.Bu yaptığımın ne kadar anlamsız olduğunu farketmem anca oturma odasına geçdiğimde anladım.Ama ortalıkta yoktu.Korkarak ve bi oakadar sinirli bir şekilde büyük annemin elini bıraktım ve yavaş adımlarla koltukların yanına arkasına bakmaya başdım.Ardından pencereden atlamış olduğunu düşünerek kafamı dışarı uzattığımda ortalıkta mahallemizin göznuru oturmuş gazete okumaya çalışan Manavcı Hikmet Amcadan başka kimse yoktu.
Korkmuş bir şekilde kafamı çevirirken o paranoyağın büyükannemi ele geçirip boynuna bıçak saplamamış olması için Allah’a dua ediyordum.Ama büyükannem tam göremeyen gözleri ile televizyonun fişini takmaya çalışıyordu.Nasıl hayal gücüm var ama!
Büyükanneme birşey söylemedim.Yoksa heyecanlanıp başına bişey gelebilirdi ve ya daha kötüsü bana gülüp delirdiğimi düşünerek bunu harkese anlatabilirdi.
Derin bir “Of!” çektim ve ürkek adımlarla odaları dolaşmaya başladım.Ama hiç bir yerde yoktu.Gitmiş olacağını düşünerek banyoya doğru yöneldim.Fazlasıyla korkmuştum.
Ya tekrar gelirse ve seni parçalara ayırıp pittbulllarına yem ederse?
İç sesim yine beni delirmeye çalışırken senirle yüzüme sıcak bir su çarptım.Ve ikisncisi,üçüncüsü.Ardından yüzümü kurulamak için havluyu aldığımda kapının kilitleniş sesini duydum ve ani reflesle yerimden zıpladım.
İşte kalten gitmenin tam zamanı diye içimden geçirirken az önceki o piskopat bana doğru geliyordu.Yüzünde yine muzip bir ifade vardı.Tam çığlık atacakken eliyle ağzımı kapatıp susmamı sağladı ve sesimizin duyulmaması için musluğu sonuna kadar açtı.
“Elimi çekeceğim ve bağırmayacaksın.” Dedi sakince ama ufak bir tehtit barındırıyordu sanki.Korkudan ışıldadığına emin olduğum gözlerimi ”tamam” dercesine kapayıp açtım.
Elini çektiğinde cidden bağırmamıştım.Bağırmayı düşünmüştüm ama bağırmamıştım işte.
“Güzel.” Dedi sakince ama önceki gibi bir tektit sezmemiştim bunda ve hafifçe gülümsedi.
“S-sen kimsin?” dediğimde sesim korkulu ve titrek çıktı.
“Kim olduğumu nasıl bilmezsin?” dedi yapmacık bir sitemle.Ve ardından dişlerini gösterek güldü.
Anlamamışçasına tek kaşımı kaldırken sıkılgan bir şekilde ve ani bir dönüşle iki kolumdanda tutup beni duvara yasladı.Bana oldukça yakındı ve onu iyi bir şekilde hissedebiliyordum.
Şimdi seni öpecek!
diye iç sesim uyarı yaparken onunla aynı fikirde olduğumu düşünüp başımı yana çevirdim.Kaşlarım çatılmıştı.
“Arkadaşın.” Diye kulağıma fısıldarken “Seni tanımıyorum.” Diye korka korka dişlerimin arasından tısladım.
“Hayır tanıyorsun.” Dediğinde hafif kahkağası kulaklarıma doluyordu.
Aniden yüzümü ona çevirerek ve yine aniden gelen özgüvenle “Hayır tanıyorum!” diye bağırdığımda eliyle ağzımı kapamıştı. “Şhtt.Bağırmak yok” dedi kısık sesle ve elini ağazımdan çekti.Ardından ellerini kolumdan çektiğinde kendime çeki düzen vermeye başamıştım.Ellerini cebine koyup beni izlerken topuklarının üstünde dönüp bu sefer normal bir tondan “Hayali Arkadaşın.” Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARICI
Teen Fiction“Hiç olmayana ve olmayacağa aşık olmanın hikayesi” Kardeşinin hastalığı,ailesinin baskılarına yenik düşüp kendi yalnızlığına gömülmüş bir genç kızın tek tutunacı hayali arkadaşıdır. Bu hayali arkadaş onu bu bataklıktan çıkarabilecek mi? Hayellerine...