Annelerin, dokuz ay karnına sığdırdığı canları koca dünyaya sığdıramadık. Günahsız çocukları canice alan sapıklardan daha çok vicdan yapıp, utandım. Küçücük eller, umut dolu gözler, geleceğe doğru yürüyen koca yüreklere acımadan kıydılar. Sustuk, her gün birini daha bekler olduk. Kayboldular, bulunsunlar diye dualar ettik. Bulundular, tecavüz edilmemiş olsun diye dualar ettik. Tecavüz belirtisini gözümüze soktular, canı yanmamıştır umarım dedik. Her seferinde bir bahanelere sığındık. Konuşsak bile faydası yok artık. O ilk çocuk kaçırıldığında konuşacaktık. O kuyuya ilk taşı kim attıysa ibretlik hâle sokacaktık. Bugün Leyla, dün Eylül. Biri sekiz yaşında diğeri dört. Ne olacak? Ne zamana kadar devam edecek? İçim burkuluyor artık. Çok canları yanmış mıdır diye düşünmekten başıma ağrılar yapıştı. Yalvarmış mıdır katillerine? Çok ağlamış mıdır? Korkusunu belli etmemek için direnmiş midir peki? Yaşamın ne olduğunu bilmeden ölümü tadan melekler. Bu dünyaya çocuk getirmekten korkmuyor musunuz? Ben çok korkuyorum. Bu acıyı hayal bile edemiyorum ama o aileler yaşıyor. Rabbim güç versin. Rabbim sabır versin. Ne diyebilirim ki? En çok koyansa bana, o caniler yarın dışarı çıkacak ve başka çocukların yaşam hakkını elinden alacak. İdam mı gelsin? Bence gelmesin. Tek isteğim işkenceyle, acı çekerek, o yavrular gibi yalvararak ölürler. İdam kurtuluş bu şerefsizlere. Yattıkları yatak diken gibi batsın bu şerefsizlere. Yaşarken ölmek neymiş öğrensinler. Diyecek bir lafım yok artık. Son sözüm ise KORKUYORUM. Bunlarla aynı havayı soluduğum için UTANIYORUM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAL KIRIKLIĞIM ✔
PoetryHer gidenin ardından gözyaşı dökmek nedir? Bu satırlar sen kokuyor sevgilim, Hasret dokudum her nefeste. Bu satırlar aşk kokuyor sevgilim, Her an hayalin... Aşk var bu satırlarda, gözyaşı, hüzün. Yarım kalmışlık var, Yaşanmamışlık. Sahi neydi aşk? ...