12 bölüm

3.9K 243 55
                                    

Lütfen bol bol yorumlar yapın.

Saçlarımı havluyla kurutarak odaya geçtim. Bahçede güllerle ilgilenirken kirletmiştim kendimi. Cidden saçlarıma kadar çamur bulaştırmayı nasıl başarmıştım anlamadım. Ama eğlenmiştim. Toprakla, güllerle ilgilenmek rahatlatıyordu insanı.

Doruk yoktu bu gün. Sabah kalktığımdan beri yok. Dün gergindi sormuştum ne olduğunu ama geçiştirmişti. Son zamanlarda Dorukla gayet iyiydi aramız. İyi anlaşıyorduk. Bileğimde çoktan düzelmişti. Saçlarımı tarayıp gelişi güzek saldıktan sonra aşağıya inip televizyonu açtım. Kendime içecek bir şeyler almak için mutfağa gitdim.

Su yoktu oratalıkta. Doruğun ona uyarısından tahminen bir buçuk ay geçmişti ve bu sürede Su üstüne doğru düzgün kiyafetler giymeye başlamıştı. Doruğu gördüğünde kafasını aşağı dikiyordu. Kesinlikle yüzüne bakmıyor onu arsızca süzmüyordu. Bende bundan gayet memnundum.

Buzdolabından çikolatalı sütü alıp bir bardağa koyup yeniden yerine yerleştirip salona geçtim. Kumandayı almış nereye çevirdiğimi bilmiyordum aynı yerlerden tekrar tekrar geçtim. Dikkatimi çeken bir şey yoktu. Sıkılıp televizyonu kapatdım. Bardağın dibinde kalan sütü içip ayağa kalktım. Bir az Doruğun odasında takılayım. Orda dosyalar görmüştüm bir sürü, pek anlamasamda dosya işinden bir az zaman geçerdi. Evde çok sıkılıyordum.

Çalışma odasına gelip hiç düşünmeden gidip dönen koltukta yayıldım. Bir az orada kendimi salladıktan sonra masaya yaklaşıp üstündekileri inceledim. Üst üste toplanmış bir sürü dosya onların karşısında çerçivede benim resmim vardı. İşte bunu beklemiyordum. Buraya bir kaç kez girmiştim ama bunu nasıl fark etmedim ki. Elime alıp resmi inceledim. Ne zaman çekilmiş ki bu?

 Ne zaman çekilmiş ki bu?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evet hatırladım. Sanırım iki yıl önceydi. Altayla görüşüp balık ekmek yemeğe gidecektik. İşten çıkmasını bekliyordum. Çok fazla beklemiştim ve sonrasında Altayın işte sakatlanıp hastahaneye kaldırıldığını öğrenmiştim. Kolu kırılmıştı.

Bu resmi kim çekmişti? Doruk o zamanlardan beridir beni izliyormuydu? Aklımda bir sürü soru oluşmuştu. Dorukla konuşmamız gerek anlaşılan. Elimde incelediğim çerçiveyi yerine bırakıp geriye yaslandım. Şimdi de gözüme masanın altındakı demir kasa takılmıştı.

Hemen kasanın önüne dizlerimin üstünde oturdum ve açmaya çalıştım. Ama tabiki açılmadı. Şifre istiyordu. Acaba ne vardı içinde? Şifre neydi? Benim doğum günüm ola bilirmiydi? İlk aklım gelen bu olmuştu. Vakit kayb etmeden şifre yerine doğum günümü girdim. Yalnış olmuştu. Şaşırdım, ama dizilerde hep böyle olurdu.

Ensemden tutulup kaldırılmamla tamamen kasayı açmaya daldığım için irkilip korkmuştum. Doruk tek kaşı kalkık bir şekilde yüzüme bakıyordu. Gelmesi iyi oldu. Zaten artık her şeyi biliyordum benden bir şey saklamasına gerek yoktu, bu yüzden kasayı açardı.

Geçmişimin Gölgesi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin