Shawn, kesinlikle bu dünyada görülebilecek, en iyimser, en saf ve en iyi insan olabilirdi. Güleryüzlüydü ve sakin bir çocuktu. Kalbimin onu seçmesine şaşırmamak gerekti. Ama biliyordum, bir davranışını görecektim ve büyülü olan bu hoşlantım, aç ve vahşi bir kuşun avını kapıp götürmesi gibi elden kaybedilecekti. Anı yaşamak gerekiyordu, geleceğe göre davranmam gerekirse Shawn'ı takmamam lazım idi.Ama umursanmayacak biri değildi. Karıncaya bile zarar veremeyecek kadar yumuşak bir kalbe sahip bu çocuğa olan hislerimi nasıl engelleyebilirdim ki? Nasıl öylece uzaktan bakıp, onunla arkadaş kalabilirdim? Kalbim seçtiği kurbanı istiyordu.
Kendi halinde birisiydi, okulda yaşadığı zorbalıklar ve ardından gelen yalnızlıkla beraber anksiyetesi* baş göstermişti. İlaç kullanıyordu, "Kesinlikle iyi olduğumu düşünüyorum." demişti gülerek.
Söylediğine göre, bu sinsi hastalığın verdiği duyguları unutmak için çözümü kitaplarda aramıştı. Gerçekten de işe yarıyor olmalıydı, içindeki o kırık çocuğu yetiştirmiş, güçlü ve kendinden emin, komik bir çocuğa çevirmişti. Ağlayan çocuğu ayağa kaldırmıştı, ona gülmeyi öğretmişti. Onunla bir anne gibi gurur duyuyordum.
Gökyüzü kararmaya başladığında gitmemiz gerektiğini anlamıştık. Numaramı ona verip veda ettiğimde, kendimi çok hafif hissediyordum. Dudaklarım yanıyordu ve sendeliyordum. Bacaklarım titriyorlardı ve beynim sanki neler olduğunun farkında değil gibiydi. Shawn'ın verdiği şevkle dünya gözümde çok farklı görünüyordu.
💎
Okulda Chris'i görür görmez, öfke ve hayal kırıklığından uzak olan duygularımla onu kendime doğru çekip sarıldım. Öfke ve hayal kırıklığından uzaktım. Sevinçliydim ve içim huzur doluydu. Kendimi iki aydır hiç hissetmediğim kadar iyi hissediyordum ve —içtenlikle bunu söylüyordum ki— bunu Chris'e borçluydum.
"Çok teşekkür ederim! Çok teşekkürler!" diye haykırdım ellerim onu sımsıkı sararken. Vahşi bir yılanın, avını sarıp boğması gibi Chris'e sarılmıştım. Eğer bırakmazsam kesinlikle ölecekti.
Gülümseyerek geri çekildim. Şaşkınlıkla bakan gözleri, bakışlarımda hiç sinir görmeyince daha da bir şaşkınlıkla doldu. Ne olmuştu? Sahiden ne olmuştu bu çocuğa, der gibi bakıyordu.
"Sevdiğim çocuğa kavuşacağım!" diye fısıldadım kulağına. Ah, bunu demeyi ne kadar özlemiştim! Ne kadardır bekliyordum bu anı.
"Ne oluyor lan?" diye sordu şokla. Yaptığı şerefsizlik, bir ilişkinin başlamasına neden olmuştu ve bu onun asla aklına gelmezdi. Sonuçta kütüphaneye gittiğinizde, masanızda bir not ve kitap bulunuyor, notta da sizden hoşlandığını söylüyorsa hem korkar hem de bunun ödlekçe yapılmış saçmalıktan ibaret bir oyun olduğunu düşünürdünüz. Bunu kim düşünmezdi ki?
Ama Shawn böyle hissetmemiş olmalıydı. Şaşırtıcı bir şekilde sakindi, anksiyete hastasına göre oldukça sakindi. Ama o uzaklardan gelen şiddetli dalgayı görebiliyor ve bütün duyularımla hissedebiliyordum. Sinir ve endişe ile dolu olan bu dalga, tüm şiddeti ile yaklaşmaktaydı.
"Sen gittikten sonra, bir kafeye geçtik ve tanıştık." Dudağımı ısırıp sırıttım. "Bilirsin, sevgilim Shawn Mendes ve artık sap değilim."
"Konuştunuz diye sevgili mi oldunuz şimdi! Vay be, Cameron, aklına sıçacağım senin!"
"Kesinlikle benim sevgilim olacak."
"Pekala, Cameron."
"Chris."
"Cam."
![](https://img.wattpad.com/cover/151781829-288-k952768.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİVRE | SHAMERON (TAMAMLANDI)
FanficDört bölümden oluşan kısa bir Shameron (Shawn Mendes + Cameron Dallas) fanfiction'dır.