10 yıl önce
Kafamı güçlükle kaldırıp, gözlerimi hafifçe araladım.Görüntüler ilk başta bulanık bir haldeyken yavaş yavaş netleşiyordu.Sandalyeye oturtulmuş,ellerim ve ayaklarım bağlanmıştı.Karşımda takım elbise giymiş iki adam dikeliyordu.Adamlardan birisi bana yaklaştı.Ellerini dizlerine koyup bana doğru eğildi ve "İyi uyumuşsunuzdur umarım küçük hanım." dedi garip bir aksanla.
Kırlaşmış siyah saçları ve güldüğünde mavi gözlerinin kenarlarında oluşan kaz ayakları onun en az 50'li yaşlarında olduğunu söylüyordu.Eğer ağzım kurumasaydı yüzünün tam ortasına tükürüğümü yapıştırırdım.Ama ağzımdan çıkan tek kelime "Su" oldu.
Arkada duran diğer adam bana su getirdi.Önümdeki adama bardağı uzattı.Suyu içirmek için çenemden tutup kafamı yukarı kaldırdı.Suyu içerken aniden ağzımı bardaktan çekip adamın yüzüne püskürttüm.Adam hızla doğruldu ve elindeki bardağı sert bir biçimde yere attı."Maldita sea!"* diyerek kükredi.Tam ayağımın dibine geldiği için birkaç cam parçası ayağımı ve ayak bilek kısımlarıma denk gelerek kanamasını sağladı.Arkada duran adam hızla yanımıza geldi.Bu diğer adamın aksine daha genç görünüyordu.Ortalama 25'li yaşlarındaydı.Kahverengi saçları,mavi gözleri vardı ve dikkatli bir şekilde bakınca ikisinin benzediğini farkettim.Baba-oğul olabileceklerini düşündüm.
"Papá* sakin ol." dedi yaşlı adamın kollarından tutarak.İspanyol olduklarını o zaman anlamıştım.Genç adam bana bakarak "Patron onu hiçbir şekilde zarar görmemiş halde görmek istediğini söyledi.Ben hemen yarasını temizleyeyim sen de git üstünü değiştir.Sonra patronu ara, bir an önce gelsin kızı görmeye." dedi kusursuz İngiliz aksanıyla.Yaşlı adama gözlerimi dikerek ona alaycı bir şekilde gülümsedim.
Yaşlı adam sinirli bir şekilde bana bakarak "Patron olmasaydı bardağı değil seni yere fırlatırdım." dedi.
Dudaklarımı büzerek "Yazık." dedim.
Yaşlı adam daha fazla dayanamayacağını bilir halde uzaklaştı.Gözlerimi bu sefer genç adama diktim.O da baktığımı farkedip mavi gözlerini benim mavi gözlerime dikti."Yaşına göre oldukça cesursun." dedi az önceki olanlara şaşırmış bir şekilde.Dediğine aldırış etmeden "Temizlemeyecek misin ?" dedim kanayan yerlerime bakarak.
Bir an durup gözlerini birkaç kez kırpıştırdı ve kendine gelir gibi kafasını salladı."Doğru.Evet.Temizleyecektim." diyerek arkasını dönüp dolapların olduğu yöne doğru gitti.İçinden bir çanta alıp yanıma geldi.Yere dizlerini koydu.Bu haliyle bile benim boyumdan daha uzundu.Yaramı nazikçe temizlemeye başladı.Canımı yakmamaya özen gösteriyordu.Yaralarımın içinde herhangi bir cam kırığı kalmış mı diye kontrol etti.Temizleme işlemi bittikten sonra da ayağımı sarmaya başladı.
"Sen hiç tehlikeli bir adama benzemiyorsun." dedim.Sonradan sandalyede bağlı olduğumu hatırlayıp "En azından az önceki yaşlı adama göre." diyerek ekledim.Hafifçe gülümsedi.O sırada sarma işlemini bitirmişti.Ayağa kalktı.Başıma elini koyarak "Sen de bunları yaşamayı hak eden bir çocuğa benzemiyorsun." dedi.
"Hiçbir çocuk bunu hak etmez." dedim sert şekilde.
"Haklısın.." dedi düşünceli bir şekilde.
"Neden buradayım ? Neden beni 'Patron' dediğiniz kişi görmek istiyor ?"
"Patronun seninle konuşması gereken şeyler varmış.O yüzden burada tutuluyorsun."
"Burada ? Tam olarak neredeyiz şu an ? Annem,babam nerede ? Eminim ki onlar çoktan polise gitmişlerdir, beni arıyorlardır." bunu dememin üstüne garip bir şekilde bana bakmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Espina
Mystery / ThrillerAilesinin ölümünden sorumlu tutulan 'Espina' 10 yıldır arananlar listesindedir.Ailesinin öldürüldüğü zaman henüz 13 yaşında olan Espina,geçmişine dair hiçbir şeyi hatırlamamaktadır. 'Adriaus' adlı gizli bir örgüt Espina'yı kaçırmış ve onu bir katil...