olimpiyatlarda her bir sporcuya bir kutu prezervatif vermişlerdi-37 küçük ince kareler olimpik ahlaksızlığı diye çığlık atıyordu sanki. görünüşe göre, pyeongchang bu yılki oyunlarda çok ileri gitmişti ve bu stadyumlarla ya da pistlerle alakalı değildi. kutu üstünde düzgünce yapıştırılmış bir olimpik logosu bile vardı.
jongin yatağın önünde durdu ve beyaz çarşafların üstünde olan kutunun içeriğine baktı. içinde seks oyuncakları da olup olmadığını merak ediyordu-eğer çok uğraşırsa onları bulabilirdi belki. hijyen setleri de var ama prezervatifler pastayı, kremayı ve tüm doğum günü pastasını gerçekten alıyordu.
siktiğimin otuz yedi tanesi.
jongin hepsini olimpiyatlar süresince bitirip bitiremeyeceğinden emin değildi.
"fikirlerin mi var, kaptan?" chanyeol ağır ağır konuştu.
uzun olan yatakta uzanıyordu. chanyeol'un çantası çoktan ortaya dağıtılmıştı ve prezervatifler yatağın yanındaki masaya serpilmişti. chanyeol'un olimpiyatlara katıldığı ikinci seneydi, jongin gibi. geçen sefer eski kaleci yedekteydi. bu sefer, chanyeol park pricey'nin kaleci gönderilerinde birinci seçim olarak yerini aldı.
"hayır." jongin omuzlarını silkerek yalan söyledi.
chanyeol küçük bir kıkırdama bıraktı. "siktiğimin bir yalancısısın." chanyeol, jongin'in olduğu tarafa doğru uzandı ve kaşlarını aşağı yukarı haraket ettirdi. "herkes olimpiyatların penisleri daha sert yaptığını bilir. ve pyeongcheong da bunun üzerine çalıştı. güney kore kökenli olduğum için gurur duyuyorum."
jongin prezervatif paketlerini çantasının içine koymadan önce homurdandı. bu nc-17* hoşgeldin hediyesi gibi bir şeydi. çantayı masanın üstüne fırlattı ve yatağın üstüne atladı, etrafı dağıtmış olduğu gerçeğini umursamadı.
"spor için buradayız, chanyeol."
chanyeol bir kez daha omuz silkerek sırt üstü yatar duruma geldi ve gözlerini tavana dikti. sırıtıyordu.
"biraz rahatla, kaptan ciddi. birileriyle seks yapmak olimpiyat geleneğidir. bunu bilmiyorsun çünkü sochi* de iken bir sevgilin vardı-gerçekten büyük bir hataydı-ama bu sefer ne hakkında konuştuğumu öğreneceksin. içindeki ekstra enerji bir yerlere gitmeli, değil mi?"
jongin bir kaşını kaldırdı ama yine de kafasını salladı. chanyeol'un yalan söylediğini düşündüğünden değildi. olimpiyatlar, tüm sporcuların bir araya geldiği yerdir. ve bu tüm atletik insanların çok fazla baskı altında bulunduğu ve biraz rahatlamaya ihtiyacı olduğu anlamına gelir.
chanyeol haklıydı ama jongin, kendisi formasındaki maple yaprağı ile sinirden titrerken bu insanların bunu nasıl başarabildiğini merak ediyordu. yüksek seviyedeki oyunlara karşı bir yabancı değildi-bir kupa ve altın madalya kazandı-ama olimpiyatlar olimpiyatlardır.
jongin omzunda büyük bir C olacağını düşünürken, birileriyle sevişebileceğinden emin değildi-onlarla az buçuk flört edebilirdi.
jongin en sonunda şunu düşündü; ünlü son sözler.
--------
jongin, açılış töreninde orada olamamıştı. nhl bir sürtüktü ve ülkesini ve bayrağını temsil etmek için dünyanın bir yarısından bir yarısına uçmadan bir gün önce takımıyla bir maçı vardı. kanada hokey sporunda direk girebilmişti çünkü kanada'ydı ve kanada nitelikliydi, şüphesiz.
takım koçu planlanmış bir oyun zamanı elde ettiğinde tüm oyuncuları bir araya getiriyor ve oyuncuları iki takımlara ayırıyordu. montreal canadiens kaptanı jongin kim takım arkadaşı JD ile güçlü bir yumruk tokuşturması yaptı, JD nhl'de boston bruins takımındaki sinir bozucu bir sağ kanattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hat-trick (türkçe çeviri)
Fanfictionkaptan jongin kim, bir kerelikten fazlası olduğunu iddia ediyor. kyungsoo beğendiği hokey oyuncularından bahsediyor ve şaşırtıcı bir şekilde jongin onlardan biri değil. yazar: jongdaesang çeviri için yazardan izin alınmıştır, kendisini aynı isimle...