jongin, chanyeol'la paylaştığı odasına yavaş adımlarla geri dönerken telefonunda yeni bir numara vardı.
chanyeol ona baktı ve açıkça konuştu: "eğer istersen sana fazladan prezervatif verebilirim."
kaptan yüksek sesle güldükten sonra beresini chanyeol'un kendini beğenmiş sırıtışlı yüzüne fırlattı. "gerek yok—o da bir atlet."
loey ıslık çaldı. "yani toplamda 74 prezervatif." uzun olan yüzünü buruşturdu. "umarım nhl'ye (kanada'daki buz hokeyi ligi) dönmeden önce çükün düşmez."
————————
kanada öncelikli olduğu için antremanda değilken jongin dinlenebiliyordu. do kyungsoo'yla ilgili google'da kapsamlı bir araştırma yapmıştı. araştırma yaparken çöp dedikodu sitelerinden uzak durmuş, bir kusursuzluk örneği olan vikipedi'den yapmıştı. küçük olanın kendinden bir yaş büyük olduğunu görünce biraz şaşırmıştı.
jongin onun yanında artistik patinaj için programları da öğrenmişti, hepsini aklında tutmaya çalışıyordu. bugün kyungsoo'ya kısa programı yüzünden mesaj atmak için baya erken kalkmıştı ve yaşça büyük olanı izleyebilecekti.
kısa programında iyi şanslar, bebeğim
cevap olarak sadece büyük gözlü—utanmış bir emoji almıştı. jongin, kyungsoo'nun, sporcuların ve onların çeşitli özelliklerinin tam olarak farkında olmasını sağladı. sabah esintilerinin yanında antrenman yapmıştı, koçu ve asistanları tarafından birkaç emir almıştı. jongin minik adamı izlemeye sonunda—sonunda—gitmeden önce masaj yaptırmıştı.
stadyuma kimliğiyle girdikten sonra gönüllülerden biri onu sporcular kısmına yönlendirmişti. fazla sporcu yoktu ve jongin, baekhyun'u (kyungsoo'nun en iyi arkadaşı—on yıllık buz hokeyi oyuncusu olan kişi) görmemişti ama bunun sebebi bir saat içinde gerçekleşecek olan ABD'nin Çek Cumhuriyeti ile maçıydı. jongin'in hokey maçını izlemesi gerekiyordu ama onun yerine kyungsoo'nun kısa programını izlemek için stadyuma gelmişti.
sid eğer burada ve sakat olmasaydı onu canlı olarak derisini yüzerdi.
jongin ön sıralardan bir yere oturduğunda, onu çeken kameraları hissetmişti. yavaşca ısınan cildiyle birlikte bilinçlice ensesini kaşıdı. güney kore'de asla alışamayacağı tek şey düzgünce korece konuşmamasına rağmen korelilerin ondan her şeye rağmen gurur duyuyor olmasıydı.
kanada'da jongin kazandığı kupadan sonra yerel bir montreal kahramanı ve başka yerlerde bir numara milli düşmandı. memleketinde ona kral jongin diyorlardı, ülkesini temsil eden kraliçe yuna'yı dışlayarak.
haber başlıklarını şimdiden tahmin edebiliyordu—bu katıldığı ilk artistik patinaj yarışmasıydı. jongin'in biseksüel olarak açılmasından sonra medya onunla aynı ortamda nefes alan birini bile hevesli bir şekilde onu jongin'le bağdaştırabiliyordu.
ona yöneltilen bakışları ve parmakla gösterilip konuşmalarını aldırmamaya çalışıyordu. jongin'in artistik patinaja hiç ilgisi yoktu, sadece heyecanlı buluyordu ama tek bir kişi için bunu izliyordu zaten. beklerken kyungsoo'nun yarı ölmüş instagram hesabını takip etti ve kısa bir süre sonra bunun medyada dedikodu olacağını anladı.
instagram'dan çıkıp twitter'a giriş yaptığında ABD-Çek Cumhuriyeti maçını kontrol etti. henüz maçta bir şey yoktu ve jongin, kyungsoo'nun adının anons edildiğini duyunca heyecanla kafasını kaldırdı. paten alanın sağına dikkatlice baktı ve kanadalı artistik patinajcı performansını bitirip alandan ayrılırken kyungsoo'yu vücudunu esnetirken buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hat-trick (türkçe çeviri)
Фанфикkaptan jongin kim, bir kerelikten fazlası olduğunu iddia ediyor. kyungsoo beğendiği hokey oyuncularından bahsediyor ve şaşırtıcı bir şekilde jongin onlardan biri değil. yazar: jongdaesang çeviri için yazardan izin alınmıştır, kendisini aynı isimle...