Öküz Mafya!! +18

1. Bölüm

Yağmurdan ıslanmış saçlarımı elimle geriye attım. Bütün yaşadıklarıma rağmen bir de yağmur başlamıştı. Gözlerimden yaşlar birer birer akarken hızlı adımlarla yürümeye devam ediyordum. Çalan telefonumu hemen meşgule attım. Çağlar arıyordu. Sevgilim. Daha doğrusu eski sevgilim. Bana yaşattıkları yetmezmiş gibi hala aramaya yüz bulabiliyordu. Telefonumu hızla kapatıp çantama attım.

Gözümden akan yaşlar yağmur damlalarına karıştı. Onu gerçekten sevmiştim. Beni sevdiğine inanmıştım. Ama o da hayatımdaki bütün erkekler gibi benimle sadece soyadım için birlikte olmuştu. Herkes Karahanları tanır ve saygı duyardı.

Telefonumun tekrar çalmasıyla gördüğüm şeyle ağlamam şiddetlenmişti. Arayan Ece'ydi. Küçüklüğümden beri başıma gelen her kötü olayda onu arardım fakat bu sefer o kötü olayın sorumlusu oydu. Beni aldatan oydu.

Üstüme sıçrayan çamurlu suyla bağırmam bir oldu "Hey! Yavaş olsana ya!" Üstümü düzeltirken geri geri gelen siyah Porsche 'ye kaşlarımı çatarak baktım. Camını açtı, anlamaz bir ifadeyle cama eğildim. Oğlanda bana ukalaca baktı ve "Ölmezsin. Merak etme."
dedi gözlüğünün üstünden bakarak. "Özür dilemek daha yerinde olmaz mıydı sence de?" dediğimde hafifçe sırttı ve gözlüğünü düzeltip gaza bastı. Arkasından "Öküz!" diye var gücümle bağırdım.

***

Eve geldiğimde kapıyı çaldım. Açan Selma Teyze "Bu halin ne Nefes?" "Arasaydın Salih Abin seni almaya gelirdi." "Biraz yürümek istedim." diye kestirip attım ve merdivenlere yönelirken babamın sesiyle durdum. "Nefes? Sen mi geldin?" "Evet baba." diye bağırdım ve yukarı çıkmaya devam ettim. " Kızım buraya gelir misin?" demesiyle gözlerimi devirerek aşağı inmeye başladım. Yanına gittim ve "Bu hal ne?" diye sorduğunda "Yürüdüm biraz baba bir şey yok." dedim. "Akşam bir düğün var. Gitmemiz lazım hazırlanmaya başla." dedi. "Ama baba... Çok yorgunum. Ben gelemesem olmaz mı?" dediğimde telefonundan kafasını kaldırıp bana baktı ve "Selma kıyafetlerini hazırladı. Hazırlan." diyip telefonuna bakmaya devam etti. Babamla ilişkimiz işte böyleydi. İşte nasılsa evde de öyleydi.

Yukarı çıkıp üstümdekilerden hızlıca kurtulup duş aldım.
Yatağımın üzerindeki kıyafetlere göz gezdirdim. Selma abla zevkimi iyi biliyordu. Siyah hafif sırt dekolteli üstüme yapışan bir elbiseydi. Hemen üstüme giyip saçlarımı sıkı bir topuz yaptım. Hafifçe makyaj yapıp siyah ayakkabı ve çanta alıp aşağı indim. Babam çoktan hazır beni bekliyordu. " Güzel olmuşsun." dediğinde gülümsedim. Arabalarımızdan birine bindik ve yola çıktık.

Mekana geldiğimizde kapının önündeki magazinciler kameralarını bize doğru çevirdi. İşte bundan nefret ediyordum. Hızla arabadan inip babamın koluna girdim ve kapının önünde durup babamın zoruyla poz verdim. İçeri girdik ve bize masamızı gösterdiler. Masaya doğru giderken babamın zoruyla herkese selam vermek zorunda kaldım. Damadın ailesinin yanına gittiğimizde babam yaşıtı olan adamla tokalaştı ve "Hayırlı olsun." dedi. Bende gülümseyerek adamın yanındaki kadının elini sıkıp "Tebrik ederim." dedim. Babam adamla sohbete dalınca babamın omzuna dokunarak "Ben yerimize geçiyorum babacığım." dedim. Aileye dönüp "Tekrar tebrik ederim." dedim gülümseyerek ve yerime geçtim. Telefonumu çıkartıp Çağlar ve Ece'nin gönderdiği mesajlara göz gezdirdim ve hepsini sildim. Önümdeki bardakda ki kokteyl bitmişti. Yeni bir tane almak için etrafa baktım ama garson göremedim. Yerimden kalkıp bara doğru ilerledim. "Bir tane Cosmopolitan alabilir miyim?" dediğimde barmen hazırlamaya koyuldu. Barmeni beklerken ensemde hissettiğim nefesle irkildim. "Öküz ha? Bu biraz ağır olmadı mı?"