SAKLI GÖZYAŞLARIM

5

19 yüzyıl efsanesine göre Gerçek ve Yalan bir gün buluşurlar. Yalan doğruyu söyler ve "Bugün hava çok güzel" der. Gerçek etrafına bakar ve gözlerini gökyüzüne kaldırır. Gün gerçekten çok güzeldir. Bir kuyunun önüne gelene kadar birlikte çok zaman geçirirler. Yalan tekrar doğruyu söyler ve "Su çok güzel, birlikte banyo yapalım!" der. Gerçek, bir kez daha şüpheci bir şekilde suya dokunur. Su gerçekten çok güzeldir. Soyunur ve yüzmeye başlarlar birlikte. Yalan bir anda sudan çıkar, gerçeğin kıyafetlerini giyerek kaçar ve kayıplara karışır. Kızgın Gerçek kuyudan çıkar, yalanı bulmak ve kıyafetlerini geri almak için her yeri aramaya başlar. Dünyada çıplak gerçeği görenler onu hor görür ve öfkeyle bakarlar ona. Zavallı gerçek kuyuya geri döner ve sonsuza dek ortadan kaybolur. O günden itibaren Yalan dünaynın heryerinde Gerçek kıyafetleriyle Gerçek gibi dolaşır ama kimse çırılçıplak gerçeği görmek istemez, göremez.

İlham amatörler içindir biz profesyoneller kalkar işimizi yaparız.

Kuşa kanadı ağır gelmez.

Altını üstüne getirmek istediğin bir masasda aklı başında oturmak çok sağlam bir imtihandır.

Düşünceler baskı altında yok edilemez.

veda edecek kadar cesur olursan,
hayat seni yeni bir merhaba ile ödüllendirir

"Eğer para basmak fakirliği bitirseydi, diploma basmak da aptallığı bitirirdi."

Pencereden bakarken güneşi esirgemiyorsa gökyüzü, birileri yaşadığınız günlerin bedelini ödediği içindir.

"Aşk her şeyin teslim edildiği, hiçbir şeyin geri istenmediği muhteşem bir felakettir."

Olabilecek en zevksiz, en yavan çağda yaşıyoruz. Uyku bile bize ihanet etti.

Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir.

Cesaret çok söz verip hiçbirini tutmamakmış
Sözümüzde durduğumuzdan yıkıldık

Seni saran beni yakan başka biri var.

Bir insanı sustuğu yerden tanıya bilirsiniz.

Bazı insanlar alçak gönüllüdür bazılarıda alçak olmaya gönüllüdür.

Yapamadığım birçok şey var hem tatminsizim hem günahkar.

İnsanca (merhamet) diye bir dil var kimse konuşmuyor.

Şimdi dilhun oldum yarına yokum.

Düşlerimiz bizi yarına çıkartmıyor, benim için yarınlar öldü o gün.

Geceye sormuşlar neden karanlıksın diye Ulaşılmaz olmak için demiş
Ulaşamdıklarımız bizi bu hale getirdi
Başarısızlıklarımız...

Ben kendimle bile aynı fikirde değilim.

Odamda günlerdir yalnızım, ziyanı yok dünyada da yıllarca yalnız değilmiydim?

Herkesin vicdanı rahatsa, bu kadar kalbi kim kırdı?

İşitin ey yarenler! Aşk bir güneşe benzer. Aşkı olmayan gönül, misal-i taşa benzer.

Fakat dünya, insan olmayan insanlarla doludur.

Yeterince adım atmadığımızdan değil, yolumuzun yol olmadığındandır belki de...

Ve unutma: çok duyulmak istiyorsan az konuş.

yıllar sonra dönsen de boş, son pişmanlık neye yarar, her şeyin bedeli var, olmadı yar.

Birinden bir kez soğuyunca ilelebet soğurum.

Güven ruh gibidir, terkettiği bedene asla geri dönmez.

Ölümün saati yok. Yanınızdaki kişiye değer verin; kırmayın onu. Durup, durup sevdiğinizi söyleyin, özel hissettirin. En ufak bir şeyde bitti demeyin, ağlatmayın, üzmeyin. Neden mi? Çünkü ölümün saati yok

Dünya gözüyle neyi görebilir ki insan?

Ahlak sadece ne yaptığınızla değil, onu neden yaptığınızla da ilişkilidir.

Telaş etme, kalıcı değiliz.

İnsanların ağızlarından çıkanları dinlemeyin,tüm dikkatinizi yaptıklarına verin.

"Erkek ya da kadın, ikisinin de bildikleri doğrudur; Ama kadının tahmin ettiği herşey, erkeğin emin olduğu şeyden daha doğrudur."

Yazılı olmayan bir kural..
içine doğduysa doğrudur

Bu çağın insanı çiçek gönülleri
Talan etmekle meşhurdur..

Yazlar geç geliyor,
Kış bitmiyor gibi.
Ve ben seni çok özledim..

... bazen uçurumdan düşerken uçmayı öğrenirsin.

Hayatınızı cahillere, adilere, kabalara adayarak yazık etmeyin. Yaşayın!

"El üstünde tutulmasam hep el kalırım. "

"masal dinlememiş çocuklar, büyüyünce kendi resmini bile cetvelle çizerler"

Hiçkimsenin neyin ak, neyin kara olduğunu söylemediği yerde, ışık soner, özgürlük gönüllü tutsaklık olur.

"Sevme beni senin sevmelerine kalmadım."

''Sonuçta insanlar tam bir hayal kırıklığı.''

Hazal Saydut