Loş odamın kapısı çalındığında gözlerimi moron misali yavaşça açıp kapıda ki dingile içimden küfür ettim.En son banyodan çıktıktan sonra savaştan çıkmış gibi kendimi yatağa bırakmış bildiğiniz hayvan gibi uyumuştum.Ta ki güzel uykumun ortasına nerden çıktığı belli olmayan kişi gelene kadar. Ufak ve narin vuruluşlarla vurulan kapıyı bir anda açıp baek ise ne var yine allah'ın cezası diyecektim ama karşımda kimseyi göremeyince kafamı yere çevirdim. Küçük boyuyla Kafasını beni görmek için kaldıran ve gözlerinin içinde sanki yıldız parlayan ufak çocuk bana gülümsedi. Gülüşünü ısırırım çocuk senin.
" Yengeeeee. " Bana bakıp bağırarak bacaklarıma yapıştığında bir an afallasamda gülümseyip ufaklığı kucağıma aldım.
"Merhaba Tavşancık."
"Meyaba yengee."
"Oh benim kim olduğu mu biliyor musun ?" Küçük çocuk kucağımda bana bakarak kafasını bir kaç kere onaylar biçimde salladı.
"Sen baek dayımın kayısısın." Cümlesini bitirip dudaklarını birbirine bastırdı ve tıpkı baek'in ki ne benzer büyük parlak gözleriyle bana baktı. Dayanamayıp elimi sırtına koyup onu dahada kendime bastırdım ve yanağını büyük bir öpücük bıraktım.
"Fazla tatlı olma tavşancık ham yaparım seni" Ufak çocuk kucağımda kıkırdarken aşağıdan duyulan Sesle ikimizde duraksadık.
"Young min oğlum yengeni rahat bırak. Ve aşağıya gelin."
"Tamaaaam." cümlesini o ufak ve parlak dudaklarıyla uzatıp bana baktı.
"Hadi aşağıya inelim yenge." Küçük çocuk kucağımdan inmek için kıpırdağında ona engel olup kucağımdan inmesini engelledim.
"Dur bakalım Tavşancık duyduğuma göre buralarda kurt amca geziyormuş." etrafa bakarak söylediğimde kıkırdadı. Kucağımda küçük minie ile merdivenlerden inerken kıkırdaşıyorduk. Son basamağa geldiğimizi farketmemiştim bile.
"Ooww demek yengenle iyi anlaştın young." Kafasını demin ki gibi sallayıp ben masaya yaklaşırken yanağımı öptü.
"O benimle oynuyoy tıpkı dayım gibi."
"Bak hele sen şuna." Bay byun konuştuğunda unni ufaklığı kucağımdan alıp yanındaki sandalyeye oturttu. Masaya göz atığımda her türlü yiyecek vardı. Enfes. Masaya saldırasım geldi desem yalan olmazdı. Tam önümdeki patates kızartmasına uzanacaktım ki çok sevgili kayınvalidemin sorusuyla kıçımın üstüne geri oturdum.
"Kızım Baek nerede ?" Al işte nereden bileyim şimdi o man kafa nerede. Tam ağzımı açmıştım ki açılan kapıyla tekrar geri kapadım.
"Ben geldim."
"Nerdesin Baek? Oğlum sana kaç defa söyleyeceğim sofra bekletilmez. Ayrıca karınada ayıp oluyor."
"Geldim işte anne. Sevgili karıcığım özür dilerim." Yanıma oturmadan önce yanağıma dudaklarını hissetmeyecek şekilde hızlıca bir öpücük bırakıp oturdu. Yemeğe başladığında çok geçmeden bende başladım.
Sonunda tıka basa karnımı doyurduktan sonra Unniye yardım ettim ve bulaşıkları makinaya yerleştirdim.
"Heycanlı mısın ?"
"Ohh ne için."
"O iş için." Tövbe al işte baek unniyide kendine benzettin. Lütfen ben yanlış anlamış olayım lütfen.
"Hangi iş için unni ?" Korkarak sorduğumda unni gülümseyip kollarını birbirine bağladı.
"Gerdek gecesi için." Lan bu kadın beni kendi tükürüğümde boğmaya niyetli galiba.
"Unni."
"Utanma. Sana bir kaç tüyo vermemi istermisin ?" Suratımı ekşitip kafmı olumsuz anlamda salladım.
"Hayır."
"Hadi ama bunlar sana yarın akşam lazım olacak."
Zorla beni kolumdan tutup kaldığım odaya sürükleyip kapıyı kilitledi.
Öykk imdatt kurtaran yok mu a dostlar diye bağıracağım şimdi. Kadın bir saate tüm sex pozisyonlarını detaylıca anlattı. Nasıl en rahat baek'i içime alırmışım, Hangi pozisyonlar çocuk yapımı için uygunmuş. Hangi pozisyon daha çok zevk verirmiş.Baek'in şeyini onu daha da baştan çıkartmak için nasıl emeliymişim.Yuh artık ben böyle eziyet görmedim kadın resmen en masum duygularımı kirletti bir saate.
"Anladın mı tatlım böylece evliliğiniz yıpranmaz gerçi ben evliyken bunları yapamamıştım ama sen yap. Sonra kocan benim ki gibi kaçmasın."
"Tamam unni." Yalandan onaylayıp işkencenin bitmesini bekledim. Unni kalktı kapıya yöneldi veeeee işkence bitti. Yess. Laan o nasıl bir şeydi. Klozete gidip kussam anası ağlar. O derece miğdem bulandı.
Tamam sakinim yok bir şey hepsi bir rüyaydı. Ne rüyası lan kâbus, kâbustu. Anneeeeğğ nerelere gönderdin ya beni.
Yine tıklanan allah'ın belası kapıyla malca düşüncelerimden kurtuldum. Odamın kapısı iyicene kerhane kapısına benzemişti gelen geçen soluğu burada alıyordu. Bıkınlıkla gel deyip kapının açıkmasını bekledim ama kapının kiliti yarıya kadar indiriliyor sonra aniden bırakılıyordu.Sinirle bir nefes alıp kapıya yürüdüm. Gözlerimi devirip gene hangi insan evladı gelecek diye beklerken kapıyı açtım. Küçük min bana elindeki sünger bob oyuncağıyla gel beni ısır diye bakarken onunla aynı boya gelip yanağını sıktım.
"Tatlım senin burada ne işin var ?"
"Annem yolladı yengee. Seninle yatma mı söyledi.Bu gece seninle uyabilir miyiimm" Allah'ım sana geliyorum onu nasıl bir tatlılıktır ya. Dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini büyütüp kırpıştırdı.Sünger bob'una daha da sarılıp cevabımı bekledi.
"Geç bakalım tavşancık." Elimle işaret ettiğimde boynuma sarılıp yanağıma öpücük kondurdu. İçeri paytak adımlarla ilerleyip kısacık bacaklarıyla yatağa tırmandı ve zıplamaya başladı. Ufak kahkahları odamı senlendirirken kolarından tutup yatakta daha yükseğe sıplamasına yardım ettim. Sonunda sık nefesler almaya başladığında üzerindeki kazağı pijamayı onu yatağa yatırdım ufaklık yanında getirdiği ufak çantayı göstererek bana baktığında ne istediğini görmek için oyana baktım.
"Yengeee, bana hikaye okuymusun ?"
"Tavşancığım isterde ben okumazmıyım." Yataktan kalkıp çantadan hikaye kitabını aldım. Işığı yakıp kitabın kapağına bir baktım. Ee Yuh bizim zamanımızda hikayelerde keloğlan olsun, Rapunzel olsun efendime söyliyim bir Nasrettin hoca olsun onlar vardı. Batman nedir ya küçücük çocukları resmen suça itiyorlar.Ya tavşancık Joker'e özenip psikopat olursa, hiç düşünmesinler tabi bunları. Her neyse kitabı elime alıp beni yatakta sünger bob'una sarılmış bir şekilde yatarak bekleyen tavşancığın yanına uzandım.Etrafına battaniyeyi daha da sarıp sırtımı yatağa dayadım. Okumaya başladığımda dayısına benzeyen gözlerle bana bakıp gülümsedi ve yavaşça esnedi.
"Ve Mutlu Son, Batman joker'i yakaladı." Gülümseyerek küçüğe döndüğümde yumruk yaptığı ellerini alnın izasına getirmiş bir şekilde uyuduğunu gördüm. Ufak bacakları yatağın çeyreğini kaplayacak şekilde açıktı. Kendi kendime kıkırdayıp elimdeki hikaye kitabını yanımdaki komidine bıraktım bataniyenin altına girmeden yatağa uzanıp kolumu başımın altına alp diğer elimiyse Young min'in kırılacakmış gibi duran beline attım. Derin uykuda olan ufaklıkla artık yüzyüzeydim. Huzurlu bir uykuda gibi görünüyordu. Bir an , sadece çok kısa bir an aklımdan acaba Benimde böyle bir bebeğim olacak mı ? diye geçirdim ve sonra kendimi tokatladım.Eğer babası Baek olacaksa içimde tutar yinede doğurmazdım.