''O kişinin burada olduğu nereden çıktı Amelia?''
Gözlerim etrafta boş boş dolanırken , buraya gelmenin saçma olduğu fikrine hala katılıyordum . Üstelik ilk gün heyecanı olması gerekirken içimde ne bir heyecan nede korku vardı .
''Toplanan bilgilere göre o çocuğun bu okulda olduğu söyleniyor.''
''Bu okulda yüzlerce çocuk var.''
Ağzımdan inlercesine dökülen sözcükler , Amelia'ya gözlerini devirtmişti. O memnun olsa da ben bu okulda olmaktan memnun değildim.
''Sızlanmak yerine mutlu olsan. Yeni okul yeni çocuklar ah harika.''
Amelia'nın neşesine katılmıyordum.Buraya geliş nedenim basitti kaderimdeki insanı bulacaktım hepsi bu kadardı bu yüzden ne okulun güzelliği nede içinde ki çocukların bir önemi yoktu. Hem ne kadar etkileyici çocuk o kadar kafa karışıklığı demekti .
Okulun bahçesine ilk adımımı attığım da etrafta ki ses yüzümü buruşturmuştu. Oldum olası gürültüden nefret ederdim .
''Biraz gülümse.''
Gözlerimi devirdikten sonra büyük ve yapay bir gülümseme ile Amelia'ya baktım.
''Nasıl oldu mu?'
'Erkek olsam yüzüne bakmam Mia.''
Önümde ki bir kaç arsız sarı tutamı geriye attım ve ufak bir gülümseme belirdi yüzümde.
''Erkek olsan önüne geleni becereceğine şüphem yok Amelia.''
Amelia düşünür gibi işaret parmağını dudağına götürdü ve dudak büzdükten sonra gülümsedi.
''Ah haklısın hayatım işte Yüce Max biliyor da erkek yaratmıyor.''
Büyük mavi gözlerini açarak kafamı salladım ve gülümsedim . Etrafımdaki yapay ve havalı insanlara yüzümü buruşturmadan edemedim . Her okulda böyle kişiler olurdu ama sanki burada ki herkes öyleydi . Hele sabahın sekizinde yiyişmek için fırsat bulan insanlar. Ah nasıl bir mideydi bu ?
''Bu okul için yaş sınırı olmalıydı.''
Diye mırıldandım.
''Bir kaç öpücük ne var bunda Mia? Kardeşimin izlediği çizgi filmde bile öpüşen çiftler var.''
''Demek ki sizin ailede genetik.''
''Sen fazla masumsun yalnızca.''
Gözlerimi devirdim ve karşıda ki kavgaya baktım . Sabah sabah kimin ne derdi vardı Yüce Max aşkına?
''Kesinlikle belalı bir okula benziyor.''
Amelia önce kaşlarını kaldırdı sonra baktığım yere baktı.
''Hey yaşasın kavga . Hadi izleyelim.''
''Amelia!''
İtirazlarıma fırsat vermeden çoktan kavganın etrafında ki kalabalıkta kendimi bulmuştum.
''Ama ben buradan hiçbir şey göremiyorum.''
''Çokta önemli bir şey değil.''
''Ama kavga eden çocuk uzaktan çok taş görünüyordu.''
''İnanamıyorum sana.''
Aslında tek inanamadığım Amelia değildi . Etrafında kavgayı ayırmak yerine tezahürat yapan öğrencilerde beni şaşkına uğratıyordu . Eski okulumda herkes uzlaştırmaya çalışırdı oysa ki . Ah nasılda unutmuştu eskiden bir kasabada yaşarken şimdi koca bir şehirdeydim.
''Hadi gel öne geçelim.'
''Saçmalama.''
'Korkaklık yapma ilk günden eğlence çıktı ne güzel.'
Daha ağzını açamadan sıkışık insanların arasından geçmeye çalışırken buldum kendimi. İnsanların birbirine karışan pahalı parfümleri boş midemi bulandırıyordu. Üstelik kalabalığa karşı ufak bir fobim vardı . İnsanların arasında sıkışınca gözlerim istem dışı kapanıyordu ve fena oluyordum. Birden parfüm kokularından çok temiz hava kokusunu duydum . Ve sonunda gözlerini yavaşça açtım. Amelia dediğini yapmış en öne kadar getirmişti beni . Gözümü tam olarak açmış karşıma bakacaktım ki gözüme yediğim bir yumrukla başım yana düştü. Tiz bir çığlık dudaklarımdan firar ederken acı gözümden içime kadar işlemişti ve neredeyse tüm vücudumu sarmıştı. Yavaşça başımı kaldırdığımda karşımda bana bakan mavi gözlerle karşılaştım.
''İyi misin?''
Çocuğun sesinden umursamazlık akan sorusuna karşı sinirlendiğimi hissediyordum.
''Yüzsüze bak ya gözümde ki koca morluk ve ağrıyla gerçekten çok iyiyim!''
Dişlerimin arasından alayla çıkan sözlere çocuk omuz silkti.
''Kolumun altında durmasaydın sende.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühürlü Melek
FantasyBen kimdim? North London Lisesinin sıradan bir öğrencisi mi yoksa çikolata bağımlısı bir kız mı? Ah kimi kandırıyorum benim hayatım hiç bir zaman normal bir kız gibi olmadı. Ben bir mühürlü melektim. Diğer yarısını arayan ve bulduğunda mühürden kur...