İçimi dolduran acıdan çok nefretti . Okula ilk geldiğim gün okulun belasını bulmak her ne kadar dizivari gelse de ileride dizlerdeki gibi onunla bir şey yaşamayacağıma emindim.
''Hayvan''
Diye mırıldandım ve kalabalıktan çıktım . Gözlerim çoktan yaşarmıştı ve göz rengimin maviden laciverte geçtiklerini biliyordum.
''Mia''
Amelia'ya döndüm. Tek gözüm bulanık görüyordu ve bu çok rahatsız ediciydi bu yüzden gözlerimi hafifçe kıstım.
''Sen müdürün yanına git ben revire giderim. ''
''Saçmalama boşver müdürü . Ben çok özür dilerim seni oraya sokmamalıydım.''
Yüzünde ki pişmanlığa zorda olsa gülümsedim. Aramızda güçlü bir bağ vardı ve birimizin canı yandığında diğerinin de yanardı. Bunu biliyordum çünkü bana hep böyle oluyordu ve güçlerim sağ olsun bir şeyin gerçek veya sahte olduğunu ayırt edebiliyordum.
''Senin suçun yok o öküzün suçu. Hadi sen git ben iyiyim zaten. ''
Sesimde acıdan eser yoktu. Duygularımı gizlemeyi öğrenmiştim artık ve çevremde ki hiç kimsenin beni güçsüz görmesini istemiyordum. Bu yüzden onu müdürün odasına göndermiştim . Duygularımı saklamaya üç yıl önce başlamıştım. Daha çocukken annemi kaybetmiştim ve o zamanlar herkes bana acıyarak bakardı. Nede olsa annesiz ve babasız bir çocuktum. Onların bana acımasına kızmıyordum aslında çünkü zaman zaman ben bile kendime acıyordum. Sonra ifadesizlik maskesi takmaya başladım. İçinde ki fırtınalara rağmen gülümseyebiliyordum. Bu da zamanın bana kazandırdığı tek şeydi sanırım.
Büyük kırmızı binaya girdiğimde etrafa bakınmaya başladım . Revirden önce kantini bulup buzda alabilirdim. Uzun koridorda yürüdükten sonra bulamamanın siniriyle geri döndüm . Ve önüme gelen ilk çocuğun kolunu tuttum.
''Pardon revir nerede? ''
Çocuk önce yüzüme baktı ardından bakışları gözümde takılı kaldı. Kızardığına emindim ama bu kadar çok dikkat çektiğin göre morarmaya başlamış olmalıydı .
''Gözüne ne oldu?''
Sinirle gözlerimi titretip acının biraz daha yayılmasını sağladıktan sonra mırıldandım.
''Öküz tepti''
Çocuk kaşlarını çatarken hafifçe gülümsedi.
''Olayı anlatana kadar gözüm moraracak revirin yerini söyler misin? ''
Çocuk kendisini toparladı.
''Ben seni götürürüm. ''
Adını bilmediğim çocuğu takip ediyordum. Binadan çıkıp beyaz binaya girdi ve bende ardından binaya girdim . Kısık gözlerle etrafı incelemeye çalışırken sabah ki öküz görüş alanına girdi. Yüzümü buluşturup başka tarafa çevirdim kafamı . Ondan nefret ediyordum . Normalde insanlardan nefret etmezdim ama bu onu sevmek için sebebim yokken nefret etmek için bir çok sebep vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühürlü Melek
FantasyBen kimdim? North London Lisesinin sıradan bir öğrencisi mi yoksa çikolata bağımlısı bir kız mı? Ah kimi kandırıyorum benim hayatım hiç bir zaman normal bir kız gibi olmadı. Ben bir mühürlü melektim. Diğer yarısını arayan ve bulduğunda mühürden kur...