one

442 33 95
                                    


"Jendeuk, bir bunun iyi bir fikir olduğundan emin misin?" Jennie ellerini birbirine dolayıp karnında birleştirdi ve kaşlarını çattı, "İyi bir fikir olduğunu söyleyemem."

Kızıl saçlının yüzündeki endişeli tavrı görünce kıkırdadı ve devam etti, "Elbette iyi bir fikir, yoksa ömür boyu yalnız yaşayacaksın. Ah, ve muhtemelen kendini tatmin etmek için vib-" Kızıl saçlı ona omuz atınca sustu ve kahkaha attı.

Jennie onun mızmızlanacağından emin olduğu için onu konuşturmadan elindeki siyah askılı elbiseyi üzerine doğru fırlattı. Ardından kolundaki saate doğru baktı. 17:00. ''Hadi acele et, nasıl olsa yaklaşık bir saat sonra bana ne kadar minnettar olduğunu söyleyip duracaksın.'' Rosé gözlerini devirdi, bazen onun kadar rahat bir insan olmayı istiyordu. Ayrıca daha fazla dile getirmemesi gerektiğinin farkında olsa da bunun iyi bir fikir olmadığını düşünmeye devam ediyordu. Çünkü o hayatının aşkı ile daha farklı bir şekilde tanışmak istiyordu, belki de kendisi asla ulaşamayacağı hayaller kuruyordu.

Koluna çantasını da taktıktan sonra, ''Hazırım.'' dedi yumuşak ve eşsiz ses tonuyla. Jennie ise duyduğu korna sesi ile birlikte camdan dışarıya baktı. ''Ah, Jisoo bizi almaya gelmiş.'' Ardından Rosé'nin yanına koşup, hızlıca koluna girdi ve aşağıya doğru indiler.

Jennie arabanın kapısını açtı ve oturduğunda yaptığı ilk şey Jisoo'nun dudaklarına minik bir öpücük bırakmaktı. Rosé ise yüzünü ekşitmişti, "Vıcık vıcık olmayı ne zaman bırakacaksınız?" Jisoo ve Jennie yüzünden artık arka koltukta oturmaktan bıkmıştı.

"Chaeyoung-ah." dedi Jisoo, "İlişkimizi en çok destekleyen ve seven kişinin sen olduğunu biliyoruz. Bugün neyin var?" Kafasını ona doğru çevirdi ve yüzündeki ifadeye bakınca kendini tutamadı. "Aslında sadece huysuz, hem aşık olmak istiyorum diyor hem de onu yalnızlıktan kurtarmaya çalıştığım için bana tavır yapıyor."

Rosé onlara kulak asmamaya çalıştı ama yine de istemsiz bir şekilde gözlerini deviriyordu. Normalde huysuz bir insan değildi fakat konu aşk, sevgi veya hoşlantıya geldiğinde başkalarının, en yakın arkadaşları olsa bile, hayatına karışmasından hoşlanmıyordu. Ona göre aşk, bulunmayan hint kumaşı gibi bir şey olmuştu artık.

"Bakın,  artık midemde kelebekler uçturacak, metabolizmamı alt üst edecek, dünyaya farklı bir bakış açısıyla bakmamı sağlayacak, beni kendisinin etrafında döndürecek kişi ile tanışmayı ben de istiyorum. Ama bu yaptığınız çok mantıksızca." O kadar hızlı konuşmuştu ki, soluklanmak için birkaç dakika durdu.

"Chaeyoung, bize minnettar olacağını biliyoruz. Lütfen huysuzlanmayı bırak ve sadece eğlenmeye çalış, tamam mı?" Her ne kadar istemese de, onları başıyla onayladı ve gidecekleri yere kadar gözlerini kapattı.

Bu sırada Jennie ve Jisoo aralarında bir şeyler fısıldaşıyor, bazen de yakınlaşıyorlardı. Her ikisi de Chaeyoung adına heyecanlıydı. O her ne kadar umutsuz olsa da, kızlar güzel şeylerin olacağına inanıyordu.

"Geldik." dedi Jennie. Ama Chaeyoung'dan bir yanıt alamayınca onu dürttü, "Hadi! Hayatının aşkı seni bekliyor."

"Burası da neresi?" dedi Rosé endişeyle.

Onu getirdikleri yer, Cheongdam-dong'da yeni açılmış, sevgili bulma mekanıydı. Fakat diğer mekanlardan onu farklı kılan şey, içerisinin tamamen karanlık olmasıydı. Mekan sahipleri içeride ışığın açılmasına izin vermiyor, sadece sesli olarak insanların birbiriyle tanışmasını sağlıyordu. Böyle bir şey yapmalarının amacı ise insanların ilk önce birbirlerinin karakterini tanıması daha sonra da eğer iki taraf da görüşmeye devam etmek isterse, birbirlerinin dış görünüşe de ilgi duymasıymış.

Jennie ayaküstü mekan hakkında ona bilgi verdikten sonra Jisoo onu içeriye doğru itti, "Seni burada bekliyoruz." dedi Jisoo, Rosé onlara öldürücü bakışlar atarken.

Rosé içeriye doğru ilerledikçe, etraf iyice karanlıklaşıyor, adım atmakta zorlanıyordu. Bir yere takılıp düşmekten her ne kadar korksa da, yavaş fakat emin adımlarla ilermeye devam etti. Elini ilk attığı yere biraz dokunarak nesnenin koltuk olduğundan emin olduktan sonra oraya oturdu ve birkaç dakika sonra yanına başkasının oturduğunu fark etti.

İlk başta konuşup konuşmamak arasında kalsa da, en sonunda eğer gerçekten âşık olmak istiyorsa bir adım atması gerektiğini düşündü. "Her ne kadar burada bulunmaktan hoşlanmasam da, ben Park Chaeyoung. Ama Rosé denmesini severim." dedi.

Utançtan yanakları kıpkırmızı olmuştu fakat ne de olsa yanındakinin onu görmediği gerçeği ona bir rahatlık vermişti. Birkaç dakika oluşan sessizlikten ürkmüş olsa da, yanındaki kişiden de yanıt geldi,

"Ben L-Lalisa Manoban. Sen de bana kısaca Lisa diyebilirsin."

Tanrım! diye geçirdi Rosé içinden, kendisine bir kızın denk geldiğine inanamıyordu. Jennie'ye olan öfkesi giderek ikiye katlanıyordu. Böyle saçma bir ortamda bulunmaması gerektiğini en başından beri düşünüyordu zaten.

"Ah, memnun oldum Lisa." Rosé karşısındakini hayal kırıklığına uğratmak istemediği için yanından kalkamıyordu. Yine de ruhunun derinliklerini saran stres, midesinin ağrımasına sebep olmuştu.

"İkimiz de kız olduğumuz için şaşırdığının farkındayım. Fakat sakin ol, bunda kötü bir şey yok. Bana biraz kendinden bahset." Her ne kadar Rosé bu durumu tuhaf karşılıyor olsa da, Lisa'nın ses tonu o kadar huzur vericiydi ki, bir dakikalığına onu sonsuza dek dinleyebileceğini düşündü.

"H-hayır, beni yanlış anlamanı istemem. En yakın arkadaşlarım zaten lezbiyen. Sadece, daha önce bir kızdan hoşlanmadım." Lisa hafifçe kıkırdadı,

"Peki ya bir erkekten?" Bu soruya nasıl cevap vereceğini bilemeyen Rosé, bir süre düşündü. Yanlış bir şey söylemekten korkuyordu. "Bir erkekten de mi hoşlanmadın?" Lisa sorusunda ısrar edince, Rosé cevap vermeye karar verdi,

"Hayır. Bir erkekten de hoşlanmadım." Utancından yanaklarının alev aldığına yemin edebilirdi. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki, Lisa'nın duymasından korkuyordu.

"Ee, o zaman beni sevmende bir sorun görmüyorum."

BAYAĞIDIR HİKAYE YAZMIYORUM
victorsives BİR ŞEYLER YAZMAMDA ÇOK ISRAR ETTİĞİ İÇİN YAZAYIM DEDİM AMA NASIL DEVAM ETTİREBİLECEĞİMİ HİÇ BİLMİYORUM UMARIM HİKAYENİN İÇİNE ETMEM SİZİ SEVİYORUM SILA EN ÇOK SENİ SEWİOM AŞKIM 💕💘😘😘💖💓

YORUM YAPIN NOLUR

mellifluous :: chaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin