Giriş

6 1 0
                                    

Askıdan çıkardıklarımı gelişi güzel büyük bavulun içine sıkıştırırken gözlerim gibi düşüncelerim de yaptığım işte değildi. O kadar yavaş hareket ediyordum ki belki de son 10 dakikadır aynı tişörtü yerleştiriyorumdur veya zaman kavramım karışmış da olabilir emin değilim.
Son bir hafta içinde hayatımda olanlar sürekli bir film şeridi gibi hızlı hızlı gözümün önünde oynuyor bir türlü başka bir şey düşünemiyordum. 7 gün, 10080 dakika nasıl olur da bana birkaç saat gibi gelmiş olabilirdi ki?
Bu garip zaman dilimi içinde babamın ölüm haberini almış, cenazesine katılmış ve annemin kararıyla il dışına çıkmak zorunda kalmıştım. Hayır öyle babasının ölümünden etkilenmiş küçük prensesin kafa dağıtmak için çıktığı bir seyahat değildi bu, tıpkı suç işlemiş gibi evden sürgüne yollanıyordum. Kafamın içinde kocaman harflerle annemin beni istemediği, ilk fırsatta benden kurtulduğu yazıyordu. Duygularım bunu söylerken 1 haftada bayağı körelmiş mantığım ise bu işte başka bir iş olduğunu söylüyordu.
"Yardım edeyim." Annemin hemen yanımdan gelen sesiyle elimdeki tişört yere düştü ve havaya zıpladım. Düşüncelerim hemen dağılırken anneme döndüm, bu kadar korkmuş olmama anlam veremez bir şekilde bana bakıyordu.
Güzel yüzüne baktım, öyle ağlamaktan gözleri falan şişmemişti yüzünde hüzün vardı ama sanki babamın ölümüne değil başka bir şeylere karşıydı. Şefkatle yüzüme bakarken yumuşacık elleriyle yüzümü avuçladı. "Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun değil mi? Bunun sana ne kadar gereksiz geldiğini biliyorum ama ben ne yapıyorsam seni korumak için yapıyorum. Bir gün anlayacaksın ve bana kırıldığın için kendine kızacaksın." Annem söyledikleriyle zaten karışık olan düşüncelerimi iyice bulamaç haline getirince boş boş ona bakmaktan başka bir şey yapmadım. Tepki vermediğimi görünce elimden tutup beni yatağa oturttu, tepki vermiyordum sadece beni yönetmesine izin veriyordum.
"Timuçin birazdan burada olur, daha önce söylediklerimi hatırlıyordum değil mi? Bak onun-"
Elimi kaldırdım ve baştan beti ilk kez sesimi çıkardım. "Anladım onun sözünden çıkmak yok, o ne derse o. Yaklaşık 1 haftadır bunu söylüyorsun zaten."
Gözlerimin dolduğunu hissedince bakışlarımı odanın içinde dolandırmaya başladım. Başka zaman olsa hır çıkarır gerekirse evden kaçar yine de tanımadığım bir adamla hiç bilmediğim bir şehirde kalmazdım. Ama sanki 1 haftadır ben bir kuklaydım ve her kimin ne ihtiyacı varsa iplerimi eline alıyor işi bitince geri bırakıyor ve bir dahaki gelene kadar ben hareketsizce duruyordum.
Annem kollarını bana sardı ve başımı göğsüne yatırdı, sanırım ağlıyordu. Ben ise yerdeki halıya bakıyordum, onu bile özleyecek miydim? Sonra başımı çalışma masama çevirdim, ya onu? Odamı, evimi, arkadaşlarımı ve annemi özleyecek miydim?
Babamın ölümü neden örtbas edilmişti?
Peki neden gidiyordum?
Nereye gidiyordum?
Kiminle gidiyordum?
Timuçin Akay bu iki kelime hariç yeni hayatım hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
Kimdi?
Kaç yaşındaydı?
Annemi nereden tanıyordu?
İçimden bir ses tüm sorularımın cevabını bu adamda bulabileceğimi  söylüyordu...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 13, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SirayetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin