Hayatımı yaşam mücadeleme adamıştım. Ayakta kalmak zorundaydım. Kimsesiz olmak değil de kimsesizliğe mahkûm olmak kötü. Fakat hiçkimse kimsesizliğe mahkûm değil. Sadece tercihleri bunu gerektiriyor.
Dudaklarım ve bedenim tepki vermiyordu şu anda olanlara. Neler olduğunu kestirince Burağı itmeye çalıştım. İlk seferde başarılı olamadım. Burak kendinden geçmişti.
Hafızam tacize uğradığım hatta tecavüz girişimine uğradığım günlere geri dönüyordu.
Nefesim kesilmişti büyük bir hışımla itmiştim Burağı. Nefes almakta güçlük çekiyordum. Kapıyı açıp dışarıya çıktım. Kaportadan destek alarak yürümeye başladım. Elimle de boğazımı tutuyordum.
Kapı sesi duymam hiçbirşey ifade etmezken Yere yığıldığımı kafamdaki sızıyla anladım.
***************
Gözlerimi açmak istemiyordum. Fakat uyanma vakti gelmişti. Hafif kısık gözlerimi açtığımda ışık yüzünden yüzümü buruşturdum.
-Neredeyim?
+Evimdesin Aslım
-Gül ben çok korktum.
+Biliyorum bitanem.
-Burak o nerede?
+Gitti. Uyandığını haber vereyim fırata.
-Fırat?
+Sevgili olduk biz.
-Ben kaç gündür uyuyorum?
+8 saat oldu. Anlatıcam ama önce sen bana anlatıcaksın.
-Neyi?
+Seni bu duruma sokan şeyi.
- Duş alsam iyi hissetmiyorum sonrasında anlatıcam söz.
+Tamam yardımcı olmamı ister misin?
-Havlu ve gecelik verirsen.
+Odada hazır.
-Teşekkürler.
*************
Su bedenimdeki yorgunluğu alıp götürüyordu. Yada ben öyle olmasını istiyordum. Ayakta kalmak güçlü olmak zorundayım. Altın sarayda doğmadım yada ailem olmadı. Bununla kendimi asla acındırmadım . Benim zayıflığım değilken öyleymiş gibi davranılması hoşuma gitmiyor. Eksikliğimdi kabul ama asla zayıf noktam olamazdı. Yada ben kendimi kandırıyordum.
+Bitki çayı yaptım bize.
-Teşekkür ederim.
+Seni dinliyorum.
- Gül şu anda anlatacaklarımı bana acıman için anlatmıyorum. Bana acırsan daha da kötü olurum.
+Dinliyorum.
- Ailem beni iki yaşımda yetiştirme yurduna bırakmış. Yurdun bahçesine anne resmi çizerek uyuduğum günler bile olmuş. Neyse buraları fazla uzatmıyım. On beş yaşımda bir aileye evlatlık olarak verildim. ilk başlarda çok iyi davranmışlardı. Aylar geçtikçe üvey baba vasfındaki şerefsiz taciz etmeye başladı. Köşe bucak sıkıştırıyordu. Gülay teyzem başlarda inanmamıştı. Bir gün evde yalnız bırakmışlardı beni. Odamda film izleyerek uyuyakalmıştım. Bacaklarımdaki ellerle uyandım. Yarı çıplaktım. Savunmasız tek başımaydım. Çığlık atsamda kimse duymuyordu. Üzerime daha da çok geldiğinde bir anda durdu. kenara yığılmasıyla Gülay teyzemle göz göze geldik. Elinde kocaman kanlı bıçak ve korku dolu bakışları. Devamını anlatmak istemiyorum.
Gül gözyaşlarını tutamamıştı. Hatta sarsılarak ağlıyordu. Bana sarıldı.
+Gülay teyze ona noldu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kilometrelerce Aşk
Short StoryAşk diye birşey var mıdır? Ya biz insanoğlu ihtirası, sevgiyi , alışkanlığı, saygıyı , iltiması, minneti bunun gibi bir çok şeyi aşk sanıyorsak? Herkes karşısındaki insanın bir özelliğinden dolayı o insana bağlanıyor. Sonra o özelliği garip gelmeye...