LALETLİ GÖL
Denirki, Evrenin merkezi dünyanın sonundadır. Dünyanın sonu ise evrene yaşam taşır. Yaşam Ruhlarla laletlendiğinden beriyse, Nehirler, yaşama lanet taşır.
" 1800 yıl önce zaman tekrardan akmaya başladığında, lalet bir çığ gibi yaşamın dağından aşağı süzülüyordu. İnsanlar yaşam kalesinden kaçmayı başarıp kendini dış dünyaya attığında, doğa onlara acımasız yüzünü göstermişti, yaşam kalesinden çıkanlar bir daha o kaleyi hiç göremediler ve kalenin etrafı ölümcüldü. Tek yapmaları gereken, gölün karşısındaki diğer türlerle gerçek bir güç yarışına girip tekrar söz sahibi olmaktı. Ama gölün gerisinde hala kalanlar vardı, Sarisler gibi, ruhların laneti onları efsanevi yaratıklara dönüştürecek ve göl ismini onların lanetlerinden alacaktı. "
Yorga : İstediğiniz ordu için haber gönderdim, kraliçe.
Kraliçe : Teşekkürler yorga, bu iyiliğiniz karşılıksız kalmayacak.
Yorga : Ölü ruhlardan birşeyler öğrendiniz mi ?
Kraliçe :Lanetli gölün arkasında, kendini bizden saklayan yaşam kalesi var. Bizim aklımızı bulandırıp duruyor. Kendini bizden saklıyor, dağ hala gücünü kaybetmiş değil, hala dağı besleyen bir şeyler var. Gölü geçmeliyiz, kaleyi bir şekilde bulucaz, Yorga bu yolda seni Tanrı bizim karşımıza çıkardı. Sizler yaşama düşman değilsiniz ve bu kaleyi sizler görebilirsiniz.
Yorga : Bizler, yaşamımız için buradayız, ama yaşam sizden kendisini saklıyor. Yaptığımız şeyin doğru olduğunu düşünmemiz mümkün mü?
Kraliçe : Mümkün olan şey, size üstün yaşam verebileceğimizdir Nemis Irkı. Öyle değil mi ? Buna inandığınız için burasınız sanıyordum.
Kreus : Ne fark ederki, kendini bizden saklayan kalenin sebeplerine bir yenisini eklemiş oluruz. Bu saatten sonra Nemislerde bunu göremez.
Kraliçe : Bu kaleyi nemislerden bir kişi görebilir oda Yorga. Öyle değil mi yorga ? Düşmanını iyi tanırsan, amacınıda bilirsin derler. Yorga senin hiçbir şeyin müttefiki olmadığını biliyorum. Ne olursa olsun amacına ters düşen şeye savaş açacak kadarda gözü karasın. Bizlerde amacımızın sonu olma diye seninle buradayız en başından beri.
Kreus : Bu kale için fark eder mi ?
Kraliçe : Bu büyü, kılıcın büyüsü, halen bir halüsinasyon olarak saklıyor kendini. Ama Varlığın içinden kaçamaz. Her şeyi denemeliyiz, herşeyi ne fark ederki kreus ?
..
8 saat sonra
Yorganın ordu toplamak için haber gönderttiği asker geri hızla koşup yorulmuş ve heyecanlı bir şekilde :
- Komutan yorga ! Taon her yeri ateşe vermiş, etraftaki her şeyi yakıp geçmiş. Ölümüne bir mücadeleye girmişler, başta kraliçenin adamlarıyla içeride bir savaş oluyor sanıyorlarmış ama olay farklıymış bu ateşi çıkartarak, oradaki ordumuzun gücünü kesip bir anda saldırmışlar ve Taoun ordusuyla buraya doğru geliyor.
Yorga : Bu ne demek oluyor kraliçe ?
Kraliçe : Ya bana karşı bir ihanet, ya Taon her şeyi en başından beri biliyordu, yada..
Yorga : yada ne !
Kreus : Kiminle konuştuğuna dikkat et yorga !
Kraliçe : Yada, o burada !
Yorga : Kim ?
Dedikten sonra, Yorgaya haber getiren asker sırtından ok ile vurulur. Ardından büyük bir orduyla komutanların önünden gelen Taon gözükür ve kraliçeye seslenip :
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRININ DENKLEMİ
FantasyTanrı olupta kendini öldürebilir misin ? İlk insan yaratılmadan önce, Tanrı tüm kuralları değiştirdi. Yarattıkça varolduğunu biliyor, ama hiç bir şeyin, kendisinde yok olmayacak kadar derin hafızasında yaşadığının farkında. Onu yok edecek şey, onun...