Aman Tanrım!

36 6 6
                                        

"Sana bir mektup geldi.Açmam doğru olmaz diye dokunmadım."

Masanın üstündeki zarfı elime alıp kenarından düzgünce yırttım.

Kağıdı zarftan çıkarıp merakla okumaya başladım.Zarfta kim tarafından gönderildiği yazmıyordu.Okudukça şaşkınlığımı gizlemekte zorluk çekiyordum.Dediği yere gitmeyecek olursam kapıma dayanacakmış.Peşimi hiç bırakmayacakmış.Bana olan sevgisi hiç eksilmemiş falan filan.Nasıl bir saçmalık bu.Umrumda olmadığının hala farkında değil mi?Gitmeyeceğim.Bu saçmalıklarla daha fazla uğraşamam.

"Kimdenmiş?"

"Eski bir arkadaşımdan.Buraya taşındığımı duyunca mektup yazmak istemiş."

"Mektup yazan kalmış mı bu devirde?"

"Yardıma ihtiyacın var mı?"

Konu değişsin diye şekilden şekile girdim.Yalan söylemeyi hiç beceremiyordum.Elime çorbayı karıştırdığı kaşığı tutuşturup önlüğünü çıkardı.Kendine bir sandalye çekip ufak masaya oturdu.Yorulmuştu belliki.

Televizyonun karşısındaki üçlü koltuğa kurulmuş film izliyorduk.Elimizde sıcak kahvelerimiz yanında da en sevdiğimiz bisküviler.Yorgundum.Okul ve bizim deliler beni iyice yormuştu.Göz kapaklarım ağırlaşmıştı sanki.Gözlerimi açmakta zorlanıyordum.

"Ben yatıyorum büyükanne."

"Bu saatte mi?Gözlerime inanamıyorum."

"Okul yordu beni."

"Sahi okulda ilk günün nasıldı?"

"Sıradan ve sıkıcı.Sonuçta orası bir okul."

"İşte benim Ava'm."

Gülerek beni kendine çekip sarıldı.Bende karşılık verdim.Böyle dediğimi ama notlarımın hep iyi olduğunu bilirdi.

"Sarılmayı bırakmazsan böyle uyuyacağım."

Sarılmayı bırakıp yanağıma bir öpücük kondurdu.İyi geceler derken bir yandan da bardağımı ve bisküvi tabağımı alıp koltuktan kalktım.Mutfağın ışığını açmaya çalışıyordum.Elimdekileri ufak masaya bırakıp ışığı açtım.Büyükannemin mutfağı geniş ve iyi dekore edilmişti.Beyaz hakimdi mutfağa.Ona uygun küçük masası,çiçekli perdeler,modern birde aydınlatması vardı.Bisküvileri yumuşamaları için masanın üstünde bıraktım.Onları böyle daha çok seviyordum.Bardağımı alıp lavabonun önüne geçtim.Camdan dışarıyı izlerken bardağımı yıkıyordum.Bardak elimden kurtuldu bir anda.Lavabonun içinde parçalara ayrıldı.Bardağa bakmak için eğildiğimde ortadan kaybolmuş olmalıydı ki artık orada yoktu.Gözlerim yuvalarından çıkacakmış gibiydi.Gürültüleri duyan büyükannem geldi hemen.O da korkmuştu.

"Tanrı aşkına!Neler oluyor?İyi misin Ava?"

"Ben şey gördüm."

"Ne gördün?"

Bunu ona nasıl söyleyebilirdim bilmiyorum.Ben bile emin değilken onu umutlandıramazdım.Söyleyip onu boş yere üzmek istemedim.Ve hemen birşey uydurdum.

"Iı...Camdan bakıyordum ve bir kedi cama atladı.Bende korktum ve bardağı düşürdüm."

"Bir gün bu yüzden kalp krizi geçireceğim.Sen iyi misin?"

"Evet.Ben iyiyim."

Bardak parçalarını toplayıp çöpe atarken herşeyin yolda olduğunu ve gidip filme devam etmesini söyledim.Mırın kırın etsede onu içeriye gönderdim.Toplamaya devam ediyordum.Tam bir yerimi kesmediğimi düşünürken cam parçası parmağımı kesip geçti.Parçaların hepsini lavabodan aldıktan sonra elimi bir peçeteye sardım.Derin kesilmişti.Peçete kanlar içindeydi.Mutfaktan çıkıp banyoya gittim.Orada ilk yardım çantası görmüştüm sanki.Dolabı kurcalamaya başladım.En üst raftaydı.Büyükannem bunu nasıl alıyordu?Ben bile bu boyla zor ulaşmıştım.Parmağımı sarıp bantladım.Aklım hala dışarıda olanlardaydı.Çok mu uykusuzum diye geçirdim aklımdan.Evet.Kesinlikle uykusuzluktan olmuştu bu.Yavaşça odama doğru ilerledim.Koridorda asılı fotoğraflar dikkatimi çekti.Babam,annem ve ben.Daha 8 yaşındaydım o zaman.Mutluluğumuz gözlerimizden okunuyordu.Gözlerim doldu.Bunlara bakmak sadece acı veriyordu bana.Odama girip kapımı kapattım.

YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin