GEÇMİŞ

50 0 0
                                    

POYRAZ
        Söndürdüğüm 3. sigaramdı pek fazla sigara içmeyen biri olarak baya zaman geçirmiştim. Cebimden telefonumu çıkarıp Savaş'ı aradım.

Savaş- Patlama geldim.

Poyraz- Hadi. Hadi. Arab(bip)... Ananı sikiyim Savaş.

        Gene yüzüme kapatmıştı telefonu. 4-5 dakika sonra arabayla önümde durdu.

Poyraz- Daha dolaşacağın yerler vardır ya... Git sen beklerim ben.

Savaş- Tamam hadi uzatma. İşim vardı.
Arabaya binip kapıyı sertçe kapattım.

Poyraz- Bulabildin mi bir şeyler?

        Olumsuz şekilde kafasını salladı.

Savaş- Sen?
        İç geçirmemle arabayı gazlaması bir oldu.

Savaş- Anlaşıldı.

         Eve varana kadar ikimizde sessizliğimize bürünmüştük. Arabayı park edicekti, arabadan indim bahçe kapısı açıktı.

Poyraz- Ha siktirr... Bunlar kim lan!

        Kapının dibine oturmuş iki kişi vardı. Savaş arabayı park edip yanıma doğru ilerlemeye başladı.

Savaş- Eee... Ne yicez lan.

Poyraz- Sshhh! Birileri var. Sessiz ol.

        Sessizce bahçeden içeriye girdik. Bir anda irkilip uyanınca silahları çektik.

Savaş- Sshhh!

Bora- Hop hop hoop! Noluyo!? Siz kimsiniz!?

Oya- Bora!?

        Savaş'la şakşın bir şekilde birbirimize baktık.

Poyraz- Bi dakika sen az önce ne dedin? Bora mı?

        Savaş silahını indirdi.
Savaş- Şşş Poyraz indir silahı.

        Onlar olabilir mi diye düşünürken aynı zamanda şaşkın bir şekilde silahımı indirdim. Nefes alışları az da olsa yavaşlamıştı.

Savaş- Sen? Oya? Yani... Adın Oya mı?

        Savaş'ta şaşkınlıktan konuşamıyordu.

Oya- A-adımı nereden biliyorsun?

Bora- Siz kimsiniz!?

        Evet onlardı. Kendimi aradığım şeye o kadar odaklamıştım ki o günün bu gün olduğunu unutmuşum.

Poyraz- Tamam...tamam şöyle yapalım.

        Savaş'tan silahını alıp kendiminkiyle beraber onların önüne fırlattım. Cebimden anahtarı çıkarıp silahların yanına attım.

Poyraz- Al silahları aç kapıyı böyle olmayacak düzgüncene konuşmamız lazım içerde. Tamam?

        Olayın şokunudan birbirlerine bakmaya başladılar.

Oya- Bora. Eğer gerçekleri öğrenmek istiyorsak bu riskleri de göze almamız lazım. Ucunda ölüm bile olsa.

        Bora yerden silahları ve anahtarı aldı. Kapıyı açması için Oya'ya verdi. Oya kapıyı açarken Bora'da elleri titreyerek silahları bize doğru tutuyordu. Oya kapıyı açtıktan sonra bir süre duraksadı. Gözlerinden süzülen yaşları elinin tersiyle sildi.

Oya- T-tamam...

        Bora Oya'yı alıp içeri girdi. Elinin titremesiyle kapıyı sonuna kadar açtı. Oya yemek masasının orada dikilmiş bekliyordu. Savaş'la içeri girdik, Savaş mutfaktan 4 bira alıp sertçe masaya koydu. Birini kendi önüne çekip açtıktan sonra bir yudum aldı.

Savaş- "Yıllar önce birbirine aşık iki dedektif evlenmiş. Aradan 1-1.5 yıl filan geçmiş. Kadın hamile. Bir değil iki kişiye. Biri kız biri erkek. Oya- Bora."

Bora- Sen bü---

Poyraz- "Kadın yine de çalışmaya devam tabi. İşine aşık. Neyse. Aradan yıllar geçmiş. Önlerinde kocaman eski bir dosya. Her şeyi bırakıp yıllarca bunu araştırmışlar. İpin ucunu bir tuttunmu gerisi çorap söküğü... Ama ipin diğer ucunda ne var bilinmez işte. Bu ikisi bir anda ortadan kayboluyorlar. Ne gören var ne duyan. Arkalarında bıraktıkları iki hiçbir şeyden habersiz masum çocuk. Tabi bunlarında anne-babalarından başka kimi kimsesi yok. Hoooop yetimhane." İşte bakın şimdi karşımızdasınız.

İZWhere stories live. Discover now