Kayıp Rüyalar Prensesi

Karıcığım Mı?

Gözlerini açtığında onu içeri vuran güneş karşıladı. Yataktan kalktı ve daha önce hiç görmediği odaya baktı.
Burası onun odası değildi. Biliyordu.
Ama nerede olduğunu kestiremiyordu.

Lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı. Çoktan kendine gelmesi gerekiyordu, en azından o öyle umdu. Fakat değişen bir şey yoktu.

Ev iki katlıydı. Duvarlarında onlarca çerçeve vardı. Genç kız kendi fotoğraflarını görünce şaşırdı. Ama bir şey vardı. Yanında bir erkek daha...

Oğlan çok yakışıklıdı. Siyah saçları ve keskin simasıyla bir mafyayı andırıyordu. Ama bir sıkıntı vardı. Birlikte bir sürü fotoğrafı olan bu oğlan kimdi?

Belki de bir şey bulurum umuduyla oturma odasına gitti. Artık burasının kendi evi olmadığından emindi.

Bir bilgisayar buldu. Fakat şifreliydi. Elektrikler yoktu ve telefonlar çalışmıyordu. Belki de geldiği yere dönmeliydi.

Uyandığı yere gittiğinde büyük bir dolap olduğunu fark etti. İçinde bir sürü erkek kıyafeti de vardı. Tabi ki gerçek evinde bu imkansızdı.

Genç kız, tek başına yaşıyordu ve sevgilisi de yoktu. Belki de diye geçirdi içinden, o oğlanı tanısaydı yalnız olmasına gerek kalmayabilirdi.

Sonra kendini bir anda yatağa giderken buldu. Kendini yönlendiremiyordu ve bu çok ilginçti.

Tamamen kendi iradesi dışında yatağa uzandı ve gözlerini kapadı.

Sonrasında gelen karanlık belki de yeni hayatının başladığı zamandı...

+++++++++++++++

Gözlerini bir kere daha açtığında korkuyla etrafına bakındı. İşte bu sefer kendi evindeydi. Yaşadıkları bir rüyadan ibaretti. Ama rüyasını yönlendirmişti ve bunu cevabı olmayan bir soru olarak bırakmayı tercih etti.

Banyoya gitti ve bu sefer gerçekten elini yüzünü yıkadı. Gördüklerinin bir rüya olduğunu, bilmenin rahatlığıyla dolabını açtı ve giyindi. İşe gitmesi gerekiyordu.

Saate baktığında geç kalmış olduğunu gördü. Biraz daha geç kalırsa işten atılabilirdi.

Genç kız bir kitapçıda çalışıyordu ve her gün çok işleri olurdu.

Hızlıca arabasına atladı ve kitapçıya gitti.

Bu gün çok işi vardı. Tüm kitapların tozunu aldı ve tek tek dizdi.

En azından kovulmadım diye düşündü ve kendine özgü dekore ettiği küçük odasına girdi.

Pembe, kadife koltuğu çok rahattı ve uyumak için mükemmeldi.

Genç kız çok bitkin hissetti ve gözlerini tekrar kapadı...

++++++++++++

Yine aynı odada uyandı. Artık rüyada olduğunu anlaması çok kolaydı.

Belki de biraz etrafı gezmeliydi ve rüyasının tadını çıkarmalıydı.

Hızlıca aşağı kata indi. Çerçeveler, fotoğraflar herşey yine aynı yerindeydi.

Ama tek bir farkla.Siyah saçlı adam da oradaydı...

Genç kız adama yaklaştı. Adamın kokusu okyanusu andırıyordu.

Adam o kadar yakışıklıydı ki genç kız rüyada olduğuna emin oldu ve sonra bu düşündüğüne gülümsedi.

Genç adam gülümseyerek " Günaydın bebeğim. " dedi.

Kız sanki adamın sesini tanıyordu.

Bu adamı tanıyorum diye geçirdi içinden. Ama ne diyeceğini bilemedi. Sonra olanların farkına vardı.

" Sen kimsin " dedi genç kız.

" Aklının yerinde olduğuna emin misin Su ? "

Bir saniye genç kızın adı su değildi ki. En son, annesi öldüğünde genç kız adını değiştirip Masal yapmıştı.

O ismini kimse kullanmıyordu.

Masal kendini tutamadı ve " Benim adım su değil ki. Sen kimsin? " dedi.

O sırada odada güzel bir kahkaha duyuldu. Genç adam kızı kolundan tuttu ve yataklı odaya çıkarmaya başladı.

" Sen iyi değilsin Su" dedi." Belkide dün bu kadar içmemeliydin"

Genç adam hafifçe sırıtarak Masala bakmaya başladı.

Masal anlamsızca adama bakışlar atıyordu.

"  Adın ne? " dedi yakışıklı adama.

Adam umursamadan Masalın dudağına yapıştı.

Masal genç adamı ittirdi.

" Sen ne yaptığını sanıyorsun?"

" Su sen hiç iyi değilsin."

Masalın bileklerinden tuttuğu gibi kızı yatağa yatırdı ve daha çığlık atamadan dudaklarına kapandı.

Masal bunun bir rüya olduğunun farkındaydı. Belki de adını öğrenmeliydi.

Hızlıca adamın altından kalktı.

" Adın ne? Ben çok ciddiyim. "

" Su bu bir şakaysa hiç komik değil. Adım Anıl. Beni hatırlamıyormusun?"

" Hayır."

Anıl sırıttı ve kıza yaklaştı.

" Dün gece öyle demiyordun ama karıcığım..."

Son....

Oy verip destek olmayı unutmayın,  teşekkürler.