"İsmim dilara ama ben dila denmesini istiyorum.Bugün de los Angelesa gitmek istedim.
Neyse birkaç ay önce kanadaya taşındım. Arabayla geçerken kırmızı Işık yandı ve durdum. Ve önünden "Finn wolfhard" geçti. Ben çok sevmesemde kankim için bir imza birde foto aldım zorda olsa. Neyse bende işlerim olduğu için los Angelesa gidicem.bunu biliyorsunuz ama neyse (müzisyen olduğum için hayranlarımı görmek beni mutlu ediyor) 1 gün boyunca yoldaydım. Ve en sonunda los Angeles'tayım. Evime yerleştim. (Ev tutmuştumda) kankimi aradım ve televizyonun karşısına geçtim tam haber kanalını değiştiricektim ki kankim aradı.
Ece: "kız naber"
B: "iyi"
E: "kız melanieyi görebilirsin biliyorsun değilmi
B: "benim melanieyi görmem ineklerin uçması gibi"
O sırada televizyondan bir son dadika haberi geldi ve kadın
" merhaba sayın seyirciler bir son dakika haberiyle sizlerleyiz. Bir bilim adamı ineklerin uçması için bir formul geliştirdi ve evet inekler artık uçuyor" dedi. O anda şok oldum ve telefonum elimden düşüp parçalandı.
ERTESİ GÜN
(Finn wolfhard da işleri için Los Angelesa gitmiş şans işte)
İneklerin uçma olayına hala çok şaşkınım. Telefonumun kırılması iyi oldu çünkü çok eskimişti ve yeni telefon almayı düşünüyorudum. Zengin olmak güzel şey. Kendime bir "iphone x" aldım. Yoga egzersizimi yapmak için Los Angelesın en bilinen fitness Centre gittim. Çıktıktan sonra da Starbucksa gittim. Bir selfie çektim( Dila )
oradan ayrılacaktımki kimi görsem beğenirsiniz "finn wolfhard"
Keşke bu şans melanieyi görmek için de gelse. O da beni gördüğüne şaşırdı. Ve konuşmaya başladık. O sırada bir kız bizim fotomuzu çekmiş ve instangrama atmış benimde eve gelince kankim söyledi. Hemen instangrama baktım ve resmin altında söyle yazıyordu." finn hem sevgili olmak istemediğini söylüyor hemde sevgilisi var" ve yine şoke oldum ve telefon elimden kayıp param parça oldu.
Ertesi gün
Artık sokağa çıkamıyorum ama işlerim olduğu için Kapşonumu çekip evden çıktım. Ama yüzüm görünmesin diye hep yere bakıyordum ve kime çarptım sizce tabiki "finn wolfhard" içimden sürekli küfrediyordum. Keşke bu kadar şanslı Olmasaydım. Şu anda elimde telefon olsaydı şimdiye çoktan düşürürdüm :) koşarak oradan uzaklaşacaktı ki finn kolundan tutup beni durdurdu.
(Finn'den)
Onu gördüğüm ilk gün yüzüne bakmadan imza verdim ama onunla Starbucksta karşılaşınca çok şaşırdım çünkü o benim sanatçı olarak en sevdigim kişi. sadece sanatçı olarak değil ama ilerde anlarsınız. millieden bizim fotoğrafımızı çekmesini istedim ama bir kız millieden önce davranmış. O günkü çarpışmamız tesadüf değildi. Ona söylemek istedim ama bişey beni engelliyordu.
(Dila'dan)
işlerime geç kalıcaktım ama finn önümde odun gibi duruyordu ve kolumu tutmasından rahatsız oldum ve kolumu çekip koşarak ordan uzaklaştım. Arkamı döndüğümde finn hala orada odum gibi duruyordu.
1 saat sonra
İşlerim bitmişti ama ben nedense Los Angelestan ayrılmak istemiyordum. Acaba bunun nedeni Finn mi. Çok acıkmıştım ve bir restoranda gittim ve orada
Millie, noah, sadie,gaten,caleb, jack ve finn vardı. Çok şaşırdım çünkü böyle bişeyi hiç beklemiyordum. Bütün ekip beni gördüğüne çok şaşırmışlardıSadie: AA fin büyük sürpriz bu mu yani en sevdiğimiz sanatçı
Kulaklarıma inanamadım onlar benim fanım mı. Ben Millie nin fanıyım ve Millie de benim fanım. Aaa şu anda çığlık atabilirim. Dur bunu Finn mi ayarladı ama neden. Yoksa düşündüğüm şeymi. Onlarla konuşmaya başladım ve giderek onları daha çok sevmeye başladım finn de dahil buna.
Millie: Hala inanamıyorum
Dila: bende
Millie: sende bizimle kanadaya gelsene
Dila: ben zaten kanadada oturuyorum yeşil ofis gibi bişeyin yanında (bunu dedikten sonra finn sırıtmaya başladı)
Gaten : orası bizim çalışma yerimiz
İnanamıyorum. Bu gerçek olabilirmi.
Sadie: o zaman hep birlikte gidiyoruz.
Dila: ne zaman gidelim
Finn: (aynı sırıtışla) yarın
Dila : bana uyar zaten işlerim de bitti.
O anda beni eski sevgilim George aradı( ayrılalı 1 hafta oldu ama o öküz buna hala alışamadı)
George: aşkım yarın akşam boşsan yemek yemeye gidelimmi
Dila: BİZ AYRILDIK George BUNU O BOK KAFANA SON ARTIK
sanırım biraz yüksek sesle söyledim çünkü herkes bana bakmaya başladı ve Finn'in yüzündeki sırıtış büyüdü
Dila: hem ben doluyum
George: kiminle olacaksın
Dila: sanane GeorgeGeorge: erkek mi
Dila: evet yeni erkek arkadaşımla randevum var.Dedim ve telefonu kapattım. Gözüm istemsizce finn'e kaydı çok sinirli görünüyordu ve bişey demeden çekip gitti. Kimse bişey anlamamıştı.
Noah: senin erkek arkadaşınmı var.
Dila: hayır tabiki de Peşimi bıraksın diye söyledim.
Bunu der demez noah koşarak uzaklaştı az sonra geldiğinde yanında finn'de vardı ve sırıtıyordu. Bu çocuğu anlamak çok zor az önce öfkesinden gözleri alev saçıyordu bu çocuğun.
Ertesi gün
Valizimi hazırladım ve hava limanına doğru yola çıktım. Vardığımda herkez ordaydı
Uçak geldiğinde sadie, noahın yanına. Millie ve gaten. Calep ve jackin yanına oturdu banada finn kaldı
Biraz uzun oldu farkındayım 725 kelime ama umarım beğenirsiniz. Satır arası yorum yapmayıda unutmayın.hepinizi çok seviyorun Öpüldünüz bayyssss
:3♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WOLFHARD
Teen FictionBir gün melanieyi görmek için Los Angelesa giden ve orada hayatının aşkıyla tanışan kızın hayatını okuyorsunuz