Uyandığımda yanıbaşımda hafif kumral bi adam gördüm. Görüşüm çok net değildi. Yavaş yavaş görüşüm netleşince onun Ateş olduğunu anladım. Sonra bayılmadan önce
yaşadıklarım bir film şeridi gibi geçti gözümün önünden."Ateş" diye yorgun bir ses çıkardım.
"Efendim, bişeye mi ihtiyacın var" dedi telaşlı bir şekilde.
"Yok..." dedim.
Elim ellerinin arasındaydı. Sıkı sıkı sarıyordu. Yeni tanıştığım başka bi insan olsa ağzına ederdim. Ama... ama Ateş elimi bırakmasın diye dua ediyodum resmen. Yorgundum... muhtemelen biraz önce çok ağır bi ilaç almıştım. Göz kapaklarım ağırlaştı ve kapandı. Ateş hâlâ elimi tutuyordu. Elimi tutması içimi ülpertiyordu...
Uyandığımda artık iyiydim. Enerjiktim. Ateş elimi tutarken uyuyakalmıştı. Bi an korkuyla doğruldum. Annem... yoktu.
"Annem nerede" diye telaşlı bir şekilde sordum ellerimi kavrayan adamı da korkutarak.
"Yapılması gereken işlemler varmış hastane ile ilgili onları hallediyor. Sen yat.. korkma" dedi. Elimi daha da sıktı.
O sırada Ege içeri girdi. Abisini benim ellerimi tutarak görünce ufak bi şaşkınlık geçirdi.
"Abi... babamın yanında olman gerekmez miydi? Bu kızı nereden tanıyosun" diye kükredi.
"Sanane Ege hadi bak hastana" dedi.
Ege gözlerini 'gösteririm ben sana' der gibi baktı ve serumuma bi şeyler karıştırdı. Bana baktı. Her zamanki klasik şeyler işte...
Daha sonra topuklularını vura vura çıktı gitti..."Gerçekten.. senin baban hasta. Neden onun yanında değilsin?" diye yorgun bir sesle sordum.
"Boşver işte. Klasik baba oğul muhabbetleri. Sen nasılsın?" dedi.
"Iyiyim. İyi gibiyim" diyebildim.
O da başını salladı ve yatağımın yanındaki kitabı aldı.
"Vayy! Haming Way"
"7. Okuyuşum" dedim ve bi kahkaha patlattık.
"2 kez okudum ben de" dedi.
"Sevgilin var mı" dedim ve pişman oldum. Edepsiz gibi o soru neydi.
"Hayır, yok. Kapattım ben gönül defterini" dedi ve acı acı güldü.
"Çok mu yandı canın"
"Çok..." diyebildi.
"Benim de.." demiştim.
"Aldattı mı?"
"Edepsizdi.. Evlenmediğim bi adamla yatamazdım."
"Bu kadar mı?"
"O konu kapandı... sonra hastalığımı öğrendim. Ona bundan bahsettim. Benimle daha fazla birlikte kalamazmış. Beni terketti. Ben de onu..."
"Kötüymüş"
"Seninki?"
"En yakın arkadaşımla aldattı diyelim kısaca"
"Kötüymüş seninki de"
"Amaaan boşver. Hadi doktorunla konuşalım da dışarı çıkalım." dedi keyifle.
"Tamam" dedim ve güldüm.
5-10 dk sonra geldi ve dışarı çıkabileceğimizi söyledi. Elini dansa kaldırırmışçasına uzattı. Tereddüt etmeden elini kavradım. Sonra bırakmak aklıma geldi ama çok sıkı tutmuştu elimi. Elimi çeksem kalbi kırılanilirdi. Ben de onunkini sıkı sıkı tuttum. Genç sevgililer gibi el eleydik şimdi. Karşıdan Fethi eniştemi ve yanında Keşanlı abimi gördüm. Tam elini bırakıcaktım ama çoktan onlar yanımıza gelmişlerdi.
"Yanlış zamanda mı geldik gençler" dedi Keşanlı abim. Ellerimizi hemen ayırdık.
"Yok. Arkadaşım düşmemem için elimi tuttu. Yorgunum da" diye kıvırmıştım. Ateş hemen onlarla tanıştı. Biraz ayaküstü sohbet ettik. Ateş'in telefonu çaldı. "Pardon" dedi ve biraz uzaklaştı. 15 saniye sonra falan gelip gitmesi gerektiğini söyledi. Sarıldım ve gitti.
Ertesi Gün
Uyanmıştım. Her zamanki gibi tabletimden günlük haberlere göz atıyordum. Ve o haberle duraksadım. Büyüttüm ve gerçekliğini kendimce sorguladım. O sırada kapım alacaklı gibi açıldı. İçeri giren kişiyle irkildim.Herkese selam! Yeni bir bölümle karşınızdayım.
Sizce neler olacak?
Satır arası ve normal yorum yapmayı unutmayın!
Vote lamauı unutmayın!
Hikayeleri paylaştığımda anında haberdar olmak için hikayemi kütüphanenize ekleyebilirsiniz.
İnstagramımı takip etmeyi unutmayın
İnstagram; soz.edit.pageSevgiler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR
Randomİki gencin olumsuz bir nedenle yollarının kesişme öyküsüdür. Kanser bir kız ve ünlü bir hastane sahibi olan Vedat Acar'ın oğlu Ateş Acar'ın hikayesidir.