Bir bağ mıdır rüyalar, iki kalbi bütünleştiren, yoksa yok oluş nedeni midir, bir daha geri dönüşü olmayan?
***
"Daha önce ödevlerden nefret ettiğimi söylemiş miydim? Doğru... Söylemiştim. Hatta tekrardan bir hatırlatayım. Ödevlerden nefret ediyorum!" Jennifer ve Matematik ikilisi arasındaki bu güçlü bağ asla hayatımdan çıkmayacak olan önemli şeylerden biriydi. Bir başka madde ise Bayan Gerry'nin (matematik hocası) her dersinde sayfalarca ödev vermesiydi. Jennifer o kadar haklıydı ki... Bir gün matematik ödevi yaparken ölmekten korkuyordum açıkçası. Ömrümün yarısı bununla geçecekti şu 2 senede!
"Jennifer, hani geçen gördüğün şu çok pahalı kırmızı bir çanta vardı hatırlıyor musun? Hatta camın arkasından ona çok dramatik gözlerle bakmıştın." Sarah'nın sorusu karşısında önce tepkisiz kalıp sonraki söyleyeceği şeyi merakla bekleyerek cevap verdi.
"Evet hatırlıyorum. Hala aklımda..."
"Şu basit derslere çalışıp, notlarını biraz daha düzeltip, başarılı birisi olursan ileride onlardan bir sürü alacaksın. Şimdi sitem etmeden testlerini çöz, başım ağrıdı." Sarah grubumuzdaki en aklı başında olan kişiydi. Yani demek istediğim daha sorumluluk sahibi, daha sakin ve daha kibar ve daha... Sanırım kelimeler yetmezdi. Kısacası o dünyalar iyisi bir kızdı. Bu yüzden akşamki pijama partisi için bize atıştırmalık bir sürü yiyecek almıştı. Onu bu yüzden çok seviyordum.
"Fazla hayalperestsin Sarah."
"Fazla geleceğine güveniyorsun Jennifer." ağzını açacakken lafını kestim.
"Sakin olur musunuz? Zaten yeterince ödev derdimiz var bir de birbirimizi kırarak moralimizi bozmayalım değil mi kızlar?" imalı bir ses tonuyla konuştum.
"Hem akşama güzel zaman geçireceğiz, günü berbat etmek mi istiyorsunuz?" annemle babamla aramı düzeltmiştim. Harçlığımı tamire yatırmayacaktım fakat bir daha böyle bir olay olursa 2 yıl telefon almayacaklardı. Açıkçası bir köpek gezdiricisi olarak fazla kazanmıyordum. Kazandığım parayla telefon alacak olsaydım, başka şeylere para harcamazdım ve eve mahkum edilirdim. O yüzden telefonumla ve ailemle aramı iyi tutmalıydım.
"Açıklamamı yaptığıma göre ödevlerimizi bitirebiliriz." deyip aklımı karıştıran sorulara geri döndüm.
***
Annem bizim için patlamış mısır patlatmıştı ve sonra hazırlanmaya gitmişti. Babama, annemi uzun zamandır dışarı yemeğe çıkarmadığını söyleyip biraz aklına girmeye çalışmıştım. Doğrusunu söylemek gerekirse fazla işe yaramamıştı. Bu yüzden temel kaynağı, yani annemi dolduruşa getirmeye başladım. Nedeni ise bilgisayar ekranında film partisi yapmak istemememdi. Eğer yemeğe çıkarlarsa televizyon bize kalacaktı ve biz de koltukta dilediğimiz pozisyonlarda yatacaktık. Dolduruşlarım işe yaramıştı. Yaklaşık 10 dakika sonra annem, babama sitem etmeye başlamıştı ve babam da dayanamayıp annemi dışarı çıkarmıştı. Tabii kapıdan yan gözle bana bakıp 'sonra konuşacağız' dercesine ağzını oynatarak. Sonuç olarak gitmişlerdi ve ben çok mutluydum.
"Baştan söylüyorum korku filmi izlemek istemiyorum. Eğer açarsanız uyumaya giderim." Jennifer korku filmlerini sevmezdi. Ben de korku filmi havasında değildim. Zaten annemler eve gelip, etrafı görünce bize korku filmi yaşatacaktı. Daha fazla gerilime ihtiyacım yoktu şahsen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARANOYA | #Wattys2018
Teen Fiction"Neden hep seni görüyorum? Kimsin sen? Neden her zaman aklımdasın..." Çizim defterimin çoğu sayfasına hiç tanımadığım bir kızın resmini çizmem... Sanırım bu sinir bozucu. Onu daha önce görmediğime yemin edebilirim. Ama zihnimde neden bu kadar ke...