Tanımını bilmediğim şekilde, cahilce kriz diye adlandırıyorum tüm bu olan biteni. O gece geliyor, yabancı. Adını bilmediğimden değil, kendime yakın görmediğimden. Hafif şarkılar eşliğinde, hafif içecekler ellerde, ufak bir bar. Tüm bu gürültünün arasından gözlerimi açık tutma çabam parçalıyor beni. Gözlerim kayıp giderken, ışıklara bakmaya yelteniyorum. O sırada belimde hissediyorum bir çift el. Sıcaklık beni kavradığı gibi kendimi huzurla atmak istesem de yatağa, dizginliyorum tüm bu isteklerimi.
"Gözlerin gidiyor." Usulca yarı açık gözlerimi kaydırıyorum yabancıya. Konuşma çabam yok, başaramam da zaten. Kafamı sallıyorum yavaşça. Ellerini belimden çekiyor ve ben yabancının boşluğuna düşüyorum, Tanrım, ben gerçekten düşüyorum. Kayıp gidiyorum ellerinin arasından.
"Uykum var, lütfen benimle uyu." Yine bir konuşmadan kaçma planlarım, kafam aşağı yukarı hareket ediyor. İkinci günü zor getirdiğim uykusuzluğumla bırakıyorum bedenimi tamamıyla ona. Belimden ve bacaklarımdan kavrayarak özel odalardan birine geçiyor. O kadar kafam gidik ve bir o kadar da uysal bir biçimde ne düşünebileceğimi bilmiyorum. Bedenim yumuşaklığı tadıyor, yatakta huzurla kıvrılıyorum. Yabancı beni tekrar belimden kavrıyor, kafasını saçlarıma gömüyor ve ben istemeye istemeye atıyorum adımlarımı yine rüya ile gerçeklik arasında gidip gelen cehennemime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünya Sadece Kalbini Kıracak - YoonKook
FanficSessiz hıçkırıklar, içten içe vaveylalar, binbir gözyaşı ve kırıklık dolu düşüncelerim.