BÖLÜM 1

48 15 4
                                    

 (Dzzzzzz)

Uzun ve sıkıcı bir dersten sonra zil çaldı. Çantamı hızlıca topladım ve okuldan çıktım. Aslında uzun zamandan beri ilk defa okuldan sevinçle ayrılıyorum. Hafta sonuna çıkıyoruz ve önümüzde sadece son bir hafta kaldı. Okullar kapanıyor!! Gerçi neden seviniyorsam. Sanki ailemle doğru düzgün tatil yapabiliyormuşum gibi veya arkadaşlarımla beraber gezip eyleniyormuşum gibi. "Hayat sıkıcı arkadaş" diyorum. Sanırım biraz sesli söyledim arkadan ses geliyor:

"Nedenmiş 'bunalım kafa'".

Omzumda sıcak bir el hissediyorum ve başımı döndürüyorum. Chris! Okulda sanırım tek konuştuğum insan. Uzun boylu sert vücutlu esmer biri. Saçları simsiyah ve muhteşem bir parıltısı var. Baya da popüler. Acı gerçek ama okulda gözlerin bana en yakın olduğu an Chris'e bakılan an. Bu acınası bir durum. Chris hala niye benim yanımda anlamıyorum. O sırada Chris bana cevap beklercesine bakıyor. Omzuna yavaşça dokundum ve gülümsedim. Beraber yürümeye başladık birkaç dakika sonra evime vardım. Chris de iki sokak ilerdeki evine doğru yürümeye devam etti.

Cebimden anahtarları çıkarttım ve kapıyı açtım. Ahh olamaz kardeşim televizyonun karşısındaki koltuğa oturmuş laptopu da dizine almış. Ne vardı da acele etmedim ki. Şimdi tüm gün boyunca televizyon ve laptoptan mağdur kalıcam.

Neyse deyip odama çıkmaya karar verdim. Mutlu olduğum kadar da yorulmuşum. Yatağıma uzandım. Yattığımda kendime engel olamadan birşeyler düşünmeye başladım. Tabi ki de onu düşünüyorum. Cassy'i. Ahh uzun parlak sarı saçları normalden de fazla olmayan uzun boyu, mükemmel fiziği ahh! Ama... Ben neyimde o kızı seviyorum ki ? Tam bir asosyalim, yakışıklı da sayılmam. Bunları düşünürken uyuya kalmışım. Annemin yemek hazır sesine uyandım. Aşağı mutfağa indim. Al işte yine Jeremmy'nin sevdiği yemekler. Nerdeyse hiç konuşmadan biraz atıştırdım ve dışarı çıktım. Hava alırım diyerek basketbol sahasına gittim. Birde ne göreyim Cassy!

Basketbol sahasında çocuğun tekiyle basketbol oynuyor yanlarında bir kız daha var. Cassy'nin en iyi arkadaşlarından. Uzaktan onu izlemeye başladım. Bi süre sonra beni gördü. Gülümsedi -ahh o gülümsemesi yok mu- ve beni de oyuna davet etti. Benimle takım olmak istedi çok şaşırdım. Şaşkınlığımı belli etmeden kabul ettim. O çocuk varken niye ben. 2'ye 2 maç attık. Hayatımda oynadığım en eğlenceli oyundu sanırım. Saat 12 olmuştu. Cassy bana bakarak gülümsüyordu. Bende sürekli dövecek gibi o çocuğa bakıyordum. Onun Cassy'nin sevgilisi olduğunu anlamam biraz uzun sürdü. Cassy gitmesi gerektiğini söyleyerek gitti. O gittikten sonra herkes dağıldı. Bende biraz gezindikten sonra eve gittim ve uyudum. Hafta sonum hep Cassy'yi düşünerek geçti.

GRANKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin