Aaahh lanet olsun alay konusu olmuştum. Galiba sevdiğimi herkes fark etmişti. Gözlerim doldu yaşların akmasını zor engelliyordum. Hepsini öldüresim var. Hepsi üstüme geliyor. Başım döndü ve sinirden birine yumruk sakladım. Aslında bu benim yapacağım bir şey değil ben dövüşmeyi sevmem ama bu aralar kendimde aşırı derecede güç ve enerji hissediyorum. Bunu boşaltmak istiyorum. Sinirle de birleşince enerjimi boşalttım. Bi anda içimi korku kapladı ve tam o anda göz yaşlarım akmaya başladı. Onlara da pek göstermemek için dışarı koştum. Koşa koşa evin yolunu tuttum. Cassy'ye çok öfkeliydim. Yolda onunla karşılaştım kötü bir bakış attım ve devam ettim. Beni görünce hızlı adımlar atmaya başladı ama yetişemeyeceğini anladığında durdu. Ondan birden nefret etmeye başlamıştım. Ama bir yandan da kalbim hala onu istiyordu. Ama kalbim bu sefer susacak ya da kararını değiştirecek.
"O Lanet Olası Bir SÜRTÜK"
Bağırdım sonra da hıçkırmaya başladım. Eve girdiğimde kimse yoktu. Oh şükürler olsun günün tek iyi haberi. Bide onlara neden ağladığımı anlatamam. Hemen odama çıktım ve uyudum. Uykuma ne olmuştu iyice düzensizleşti. Okuldan geldiğimde bir kaç saat uyuyorum gece nerdeyse hiç uyumuyorum. İşte bende kafamı başka konularla dağıtmaya çalışıyorum. Uyumuşum hem de mışıl mışıl ama hala acım geçmedi. Her yeri yumruklamak istiyorummm. Hızımı dışarıda aldım. Hala sinirim geçmedi. Böyle sinirlendiğimde, kendimi yalnız hissettiğimde (özellikle babam gittiğinde) kendimi attığım bir mekan var. Basketbol sahasından yaklaşık 100 metre daha ileride. Eskiden sarhoşların olan eski bir evin arkası. Ev kullanılmıyor tabi. İçkiciler gittikten sonra biraz kendime göre temizledim ve sahiplendim. Işık bile takmıştım. Burayı bilen insanların sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. İçeri geçtim ve oturdum. Köşeye sakladığım müzik çaları açtım ve rahatlamaya çalıştım. Biraz uyuklamışım bi yürüme sesine uyandım. Biraz içimi korku kaplamadı değil. Çünkü dediğim gibi burda eskiden sarhoşlar duruyordu. Kapıya dikkatlice bakarken birden kapıdan Cassy çıktı lanet olsun sarhoşun teki gelse çok daha iyi. Dışarı çıkmaya çalıştım ama koluyla beni itti canını yakmak istemedim bu yüzden biraz geri çekildim ve "Dinlemek istemiyorum" dedim ama yine de konuşmaya başladı. "Arel. Lütfen dinle olanları duydum. Üzgünüm. Olanların içinde ben yokum, gerçekten. Yemin ederim!" O kadar masum bakıyordu ki. Oo hayır hayır bu sefer inanmıcam. Canını yakmak umurumda değilmiş gibi birden dışarı adım attım. O da mecburen önümden çekildi. Arkamdan gelmeye çalıştı ama yine yetişemedi. Hala yalanlarıyla beni kandırmaya çalışıyor. Hızlıca eve gittim her ne kadar kızgın olsam da karnımı da dinlemeliydim ve o aç olduğunu guruldayarak belli ediyordu. Biraz atıştırıp yattım.
Sabah tabi ki de okula gitmicektim. Ama mecburen kapı zili sesine uyandım. Çalan Chris. Gelmiceğimi söyledim. Nedenini sormasıyla kapıyı kapayışım tam aynı zamanı bulmuştu. Gittim ve uykuma devam ettim. Tabi artık uyuyabilirsem. Saat 3.30 oldu hiç uyumadım yatağımda sadece oturuyorum. Zil çaldı annem işte, kardeşim okulda olduğu için ben aşağı indim yine Chris'di. Bu sefer galiba her şeyden haberi vardı. O da benim gibi kızgındı. Yanıma geldi.
"Takma bu kadar kafana."
"Ahh tabi takma. Herkese rezil oldum"
"O kadarda sayılmaz okulda daha çok tanınır oldun."
"Nasıl?" Ne diyo bu çocuk tam bi ezik oldum.
"Okulda herkes kötü değil. Okulun çoğu seni tuttu. Ben de Jack'i -bana bunu yapanlardan biri, büyük ihtimalle başları- pataklayınca herkes seni tuttu."
Sonunda iyi haber. Jeremmy'nin birini pataklıcağı kesindi ama Jack biraz büyük lokma. O an ona sarılma isteğimi durduramadım. Tek durdurabildiğim gözyaşlarım oldu. Kollarımı onun üzerinden çekince
"Son bişey" dedi
"Evet"
"İşin içinde Cassy yok. Haberi bile yok. Bunu dememi Cassy istedi ama kendimde biliyordum."
Ona şaşkın bi bakış attım. Hemen gitmesi gerektiğini söyledi ve gitti. Ciddi mi bu ? Jeremmy bana yalan söylemez. Kıza geçen gün çok kötü davrandım. Yine de çok mutluyum.
O İŞİN İÇİNDE YOKK!
Yarın okula gitmeliyim ve ondan özür dilemeliyim. Tamam Arel kendi kendine konuşma.
Biraz yemek yedim. Sabahtan beri evde sıkıntıdan patlamıştım. Biraz dışarı çıktım. Dışarıı güneşin batmasına rağmen çok sıcak. Özel yerime doğru gittim. Ve şuan özel yerimin adını koyuyorum. "MARY". Gayet güzel.
Mary'nin önünde biri görüyorum. Cassy. Yine çok güzel. Altında kot short, üstünde beyaz salaş t-shirt. Sarı saçlarını hafif kabartmış.
İstemsizce ona doğru gitmeye başladım. O da bana doğru yürümeye başladı.
Birden ellerimle hafifçe boynunu tuttum. O da karşılık olarak dudaklarını yaklaştırdı. İkimizde aynı anda "SENİ SEVİYORUM". Sonra birden onu öpmeye başladım...