HATIRLA

ŞINAV

FEYZULLAH;
Ateş Komutanım hala anlattıklarıma gülüyordu.
A:Dayıoğlu-hahahhahah-sen şimdi-ahahha....
dedi gülerek. Gülmekten cümle bile kuramamıştı.
Fey:Abi gülme ya! Zaten deli midir nedir? Ruh hastası çıktı kız!
dedim sinirle.
A:Dayıoğlu gülme diyon da, o nasıl bir tanışmadır?
dedi tüm ciddiyetiyle.
Fey:Abi! Tanışma falan yok ortada! Yani geldi geçti. Ben o kızı bi daha görmem zaten.
A:İlk görüşte aşk diyosun-hahhaha!
dedi gülmeye devam edip.
Fey:Abi ne aşkı ya? Asker adamım ben, aşkla işim olmaz benim!
A:Askersin diye sevmicen mi lan?!
Fey:Ben öyle demek istemedim abi! Yani o kızın nesini seviyim manasında dedim ben onu.
dedim konuşmaya nokta koyduğumu zannederek.
A:Kız da güzeldi be!
dedi dalgayla.
Fey:Abi!
dememle kafama patlattı bi tane.
A:Geç lan içeri!
dedi ve önden Karabayır Tim Komutanlığına giriş yaptı. Dinlenme odasına doğru giderken hala gülüyordu.
Fey:Of Abi of!
dedim hayıflanarak. Odadan içeri geçtik. Komutanlarım bir bana bir Karabatak komutanıma bakıyordu.
Keşanlı:Noldu lan?
A:Hiç sorma dayıoğlu!
dedi gülerek. Ben ise suratımı astım.
Hafız:Çaylak? Noldu size?
Fey:Önemli bir şey değil komutanım.
dedim ciddi bir ses tonuyla.
A:Çaylak'ımız aşık oldu Hafız(!)
dedi gülmeye devam edip.
Fey:Abi yok öyle birşey!
dedim inatla.
F:Bizim Çaylak? Hayırdır Çaylak?
dedi meraklı bakışlarla.
Fey:Komutanım siz Karabatak Komutanımı ciddiye almayın.
dedim.
Keşanlı:Aga noldu anlatsana? Kim bu kız?
Fey:Abi delinin teki ya,boşver!
dedim sertçe.
A:Ne delinin teki Keşanlı. Kızı bi görseniz, böyle masmavi gözler, açık kahve tonunda da saçlar. Resmen doğal afet!
dedi ciddi bir şekilde.
Fey:Ve bir de Deli!
dedim konuşmayı sonlandırmak isteyerek. Ama konuşma bitmemişti aksine ben bütün yaşadığım olayı Komutanlarıma anlattım ve kahkaha yükseldi odadan.
Keşanlı:Çaylak-hahhahahaha-sen şimdi-ahahhaha!
dedi gülerek.
Fey:Abi dalga geçmeyin ya!
dedim utanarak.
Aşık:Yine iyisin Çaylak. Kız senin kafanda bir şey parçalamamış!
dedi gülerek.
A:Ben yetişmesen onu da yapardı. Bir bakışı var kızın, offf! Acaip sinirlenmişti.
dedi ve odaya aniden Yavuz Komutanım girdi. Hepimiz birden ayağa kalktık ama Yavuz Komutan buralı olmadı. Aksine çok dalgındı. Girdiği kapıdan çıktı ve tekrar içeri girdi.
Hafız:Komutanım?
diye seslendi ama Yavuz Komutanım tepki vermedi. Onun yerine telefonu kulağında bekliyordu.
A:Komutanım?
diye seslendi tekrardan. Sonunda Yavuz Komutanım bize doğru baktı.
Keşanlı:Bi sorun mu var Komutanım?
diye sordu. Yavuz Komutanım telefonu kulağından çekti ve konuşmaya başladı;
Y:Keşanlı ben görevdeyken buraya bi kız geldi mi?
Keşanlı:Hayır Komutanım, neden?
Y:Kız Kardeşim gelicekti. 3 saat oldu, gelmedi hala. Telefonlarını da açmıyor!
dedi telaşla.
Hafız:Komutanım bi sakin olun! Belki de uçağını kaçırmıştır. Yeni bir bilet almıştır.
Y:O zaman beni arardı Hafız! Nereye gitti kim bilir?
dedi daha da panik olup. Yavuz Komutanım elinde telefonla sürekli kardeşini arıyordu.
A:Komutanım isterseniz ben bir araştırıyım.
dedi. Yavuz Komutanım Karabatak Komutanıma cevap vericekken telefonu çaldı.
Y:Bahar?
dedi ve bir süre bekledi.
Y:Hastane mi? Nasıl?
dedi sesindeki paniği belli ederek.
Y:Emin misin o olduğuna?
diye sordu.
Y:Tamam. Ben hemen geliyorum!
dedi ve telefonu kapattı.
Fey:Komutanım? Önemli birşey mi oldu?
Y: Bahar aradı. Kardeşim hastanedeymiş.
dedi ve ceketini aldı.
Hafız:Komutanım, bekleyin biz de gelelim.
diyince Yavuz Komutanım gülümsedi;
Y:Hadi o zaman!
demesiyle hastaneye yol aldık. Yavuz Komutanım koşarak içeri girdi.
Y:Su Karasu'nun odasını öğrenebilir miyim?
dedi görevliye doğru.
Görevli: 1333 nolu oda.
demesiyle, Yavuz Komutanım adeta uçtu. Sonunda odayı bulmuştuk. Yavuz Komutanım çoktan içer girmişti. Kapıyı tıklattık ve içeri girdik.
Başımı kaldırdığım an karşımda o mavi gözlü kızı gördüm.
Fey:Yok artık!
dedim seslice ve kız da;
S:Pis Tacizci! Senin burda ne işin var ya?!
diye cırlamasıyla gözler ikimizin üzerinde gezindi.
Ateş komutanım ise olaya gülüyordu.
Fey:Tacizci mi?
dedim yutkunarak.
S:Canım mı dememi bekliyordun?! Küstah şey seni?! Hem senin burda ne işin var?!
Fey:Asıl senin bu-
derken olayı çakmıştım. Yavuz Komutanım'ın kız kardeşi Su Karasu'dan başkası değildi karşımdaki mavi gözlü kız.
Y:Çaylak?!
diyince kendime geldim.
Fey:Komutanım?
diye sordum.
Keşanlı:Ulan yoksa bu o kız mı?!
dedi ve gülmeye başladılar.
S:Oha be?! Bir de diğerlerine yetiştirmiş hemen! Sen ne adi ne pislik ne tecavüzcü bokusun? Analar taş doğurur seninki it doğurmuş!
dedi cırlayarak.
Fey:Çüş be kızım! İki dakikada gömdün beni!
dedim biraz seslice.
Y:Su abicim ne oluyor burda?!
dedi sinirli bir şekilde.
S:Abicim onu şu arkandaki tacizci pisliğe sorabilirsin?!
dememle Yavuz Komutanım bana doğru baktı.
Fey:Yok öyle birşey komutanım! Hanımefendi siz de abartmayın lütfen!
dedim Yavuz Komutanımın bana inanmasını sağlayarak.
S:Hala yaptığını kabullenmiyorsun?!
dedi bağırarak.
Keşanlı:Yenge baya kızmış!
diye bir de pot kırdı.
S:Yenge mi?! Çüş be! Pislik olarak gelmişsin dünyaya pislik olarak gidiceksin!
diye cırladı yeniden.
Fey:Abi gözünü seviyim ortalığı daha çok hararetlendirme!
Y:Su! Çaylak! Neler oluyor?!
Fey:Komutanım ben de bilmiyorum.
S:Ne demek bilmiyorum?! Abi bu çocuk beni taciz etti!
demesiyle Yavuz Komutanım sinirle bana baktı.
Fey:Komutanım beni tanırsınız, ben öyle şeyler yapcak adam mıyım?
S:Demek ki yaparmışsın!
Fey:Sen bi girmesene araya! Komutanım şimdi biz havaalanında yanlışlıkla birbirimize çarptık ve aramızda ufak bir tartışma geçti. Sonrasında ise uçakta karşılaştık-
S:-Cam kenarına oturmuş! Sonrasında uçak inince de beni kucağına aldı-
Fey:-Sende kalkmadın ki geçiyim!
diye karşılık verdim.
Y:Yani tüm 'taciz' sorunu bu muydu Su?
S:Ne olmasını bekliyordun Karasu Bey?
Y:Sabır! Çaylak keşke kucağına almışken Tobura kadar getirseydin.
Fey:O zaman hiç kurtulamazdım ki çenesinden Komutanım!
dedim ve bir kaç saniye sonra dediğimin farkına vardım.
Fey:Pardon Komutanım ben öyle şey etmek istememiştim.
Y:Ben anladım seni merak etme.
dedi gülerek. Sonra Su'ya döndü.
Y:Peki sen uçaktan indikten sonra ne yaptın? Yani 3 saattir telefonuna ulaşmaya çalışıyorum.
dedi. Su ilkin cevap vermedi. Sonra Bahar'a baktı. Anlatsam mı der gibi bakıyordu ama. Bahar kafasıyla Su'yu onayladı.
S:Bilmiyorum.
dedi ve Yavuz Komutanım'ın tepkisini bekledi.
Y:Ne demek bilmiyorum?
S:Bildiğin bilmiyorum. En son şu 'tacizci' ile konuştuğumu hatırlıyorum sonrası yok! Yani sonrasında ne oldu bende bilmiyorum.
Fey:Artık o tacizci lafını kaldırsak mı?!
dedim.
Y:Çaylak!
dedi uyarıcı bie ses tonuyla.
Y:Abicim sana son kez soruyorum, başına ne geldi?!
dedi sinirle.
S:Senin kulakların duyma yetisini kaybetmiş Karasu Bey! Bilmiyorun dedim ya!
dedi sesini yükseltip.
Y:Bi insan ne yaptığını bilmez mi ya?!
S:Uyandığım da kendimi hastanede buldum o kadar!
A:Siz şimdi ne yaptığınızı hatırlamıyor musunuz?
S:Hayır. En son sizi gördüğümü hatırlıyorum sonrası yok.
dedi. Odada kısa süreliğine sessizlik oluştu. Yavuz Komutanım ve Bahar dışarı çıktılar. Ben de onları duyabilcek şekilde odanın içinde duruyordum.
Y:Bahar! Bu mümkün mü? Yani nasıl unutmuş olabilir?
B:Böyle durumlar normal Yavuz. Bayılırken kafasını çarpmıştır,unutmuştur. Korkulcak bir şey yok. Darp izine falan rastlamadık. Sanırsam yolda bayılmış ve kafasını çarpmış. Çok önemli bir şey yok merak etme.
dedi gülümseyerek. Yavuz Komutanımın ne yaptığını göremiyordum çünkü arkası bana dönüktü.
Ve ikisi birden odaya girdiler.
S:Bahar, ben ne zaman çıkarım burdan?
B:Birazdan çıkarsın. Ben çıkış işlemlerini hallediyim.
dedi Yavuz Komutanıma bakıp.
S:Vay be! Abimin hep çirkin ve salak bir kızla çıkıcağını düşünmüştüm ama mucizelerde olabiliyormuş.
dedi sırıtarak.
Y:Abicim istersen sen kapa çeneni!
S:Bir hastaya ne kadar kötü davranıyorsunuz Karasu Bey? Hiç yakıştıramadım!
dedi gülerek.
B:Neyse ben işlemleri hallediyim.
dedi utanarak.
S:Utanırmışta yengem.
dedi Bahar'ın arkasından. Yavuz Komutanım Su'yu hafiften cimcirdi.
S:Hastayım ben hasta! İyi davranman gerek bana!
Y:Çeneni kapadığın an iyi davranıcam.
S:'Tacizci' abimler ne zamandır çıkıyor? Bi bildiğin varsa söylesene!
dedi bana doğru. Bütün komutanlarım sağ baştan gülmeye başladılar.
Fey:Adım Feyzullah Su Hanım! Ayrıca kendisi benim Komutanım olur!
S:Ne şans ama, senin komutanında benim abim(!) Abi! Şu küçük kız kardeşini biraz mutlu etmek ister misin?
dedi şeytani bir gülümseme ile.
Y:Yine ne istiyorsun?
S:Tacizcinin 50 şınav çekmesini istiyorum hem de hastane önünde!
dedi şeytanımsı gülüşüne devam edip.
Fey:Komutanım?
diyerek çaresiz bakışlar attım.
Y:Bakarız!
demesiyle dünyam başıma yıkıldı. Ve Bahar'ın ardından odadan çıktı.
F:Çaylak şimdiden geçmiş olsun.
A:Dayıoğlu merak etme biz ziyaretine geliriz senin!
dediler gülerek.
Fey:Abi! Siz yapmayın bari ya?!
dedim çaresizce. Heralde sela okuma faslındaydık şu an.
Keşanlı:Sevdiğin kadın için 50 şınav çekiceksin. Tam Türk Askerine yaraşır bir hareket.
dedi sessizce.
Fey:Abi ne sevdiği ya? Kızın içine bi şeytan kaçmadığı kalmış.
dedim aynı sessizlikle.
F:Ateş? Sende burdaki ani hava değişikliğini hissettin mi?
dedi gür sesiyle. Su Fethi Komutanımın ne demeye çalıştığını anlar gibiydi.
A:Ben daha çok bi elektrik-
Fey:-Abi! Ama ayıp oluyo!
diye bağırdım.
A:Utanırmışta(!)
diye dalga geçti. Cevap veremeden odaya Yavuz Komutanım ve Bahar girdi.
B:Çıkış işlemlerini hallettik. Çıkabilirsin.
S:Saol Baharcım.
dedi kolundaki iğnelerden kurtulup. Yavuz Komutanım Su'ya yardımcı olmak adına koluna girdi.
S:Kötürüm değilim! Çok şükür bacaklarımı hissedebiliyorum! Yani kendi başıma yürüyebilirim Karasu Bey!
dedi sinirle ve önden önden yürüdü.
Keşanlı:Of! Komutanım, sizin bu kadınlardan çektikleriniz yetmemiş sanırım. Bir de kardeşiniz çıktı.
Y:Sorma Keşanlı sorma! Bela geliyorum demiyo işte!
diyince kıkırdadık.
B:Umarım burda laf bana gelmemiştir Yavuz!
Y:Baharcım sana lafların en güzeli gelir.
diyip Bahar'ın gönlünü de aldı. Su bizi hastane çıkışında bekliyordu. Beni görünce bakışlarını bana kaydırdı. Sinsi bir yılan edasıyla gülümsedi.
S:50 şınav!
demesiyle Komutanlarım kıkırdadı.
Fey:Komutanım cidden çekçek miyim?
Y:Pozisyonu al! 50 şınav!
demesiyle pozisyonumu aldım. İçimden kaç tane çektiğimi saymaya başladım.1,2,3,4...
Y:Kaç oldu Feyzullah?!
Fey:Sıfır Komutanım!