1. Bölüm

135 12 2
                                    

Genç kız öfkeli bir şekilde atını büyük kapıya doğru sürdü.Kapının önünde duran askerlere "açın" emrini verdi.Kapının iki yanından duran askerlerden biri "efendim,üzgünüm ama Kraliçeden kesin emir aldık.Bunu yapamayız" deyince öfkesi iki katına çıkan kız "Ben prensesim.Bana itaat edin!" diye gürledi.Askerlerden ses çıkmayınca ve kapı açılmayıncada "ya itaat edin,Ya da ölün" der demez kapılar sonuna kadar açıldı.Bu keskin sözlere karşı gelemezlerdi.Ölmek dert değildi belki ama kızın sesi iki askerinde donmasına neden oldu.

Nereye gittiğini bilmiyordu.Ağaçlar daha da sıklaşmaya başladığında atını durdurdu.Evet bir ormandaydı,hem de tehlikeli bir ormanda...Atından inmeden başını kaldırıp karanlık gökyüzüne baktı.Bugün hava ne kadarda kasvetliydi,aynı gittikçe daha da çok karanlığa bürünen kalbi gibi.Annesi ona bunu nasıl yapmıştı?Aslında içinden annesine kara büyü yapmak geliyordu.Güçlüydü.Bunu yapabilirdi.Ama...Yapmamalıydı.Çünkü annesini çok seviyordu,hem babasından sonra annesini de kaybedemezdi.Uzunca bir ofladı.Ne yapacağını bilmiyordu,dahası bu durum sinirlerini bozuyor kötü biri gibi davranmasına neden oluyordu.Her zaman kötü biri gibi görünsede,kötü biri değildi işte.

Hemen bir plan kurup bu evliliğe mani olmalıydı.Aslında kendisini öldürse annesi vicdan azabı ççeker ve o adamla evlenmezdi. "aptal olma Melina" dedi kendi kendine.Annesi kızını çok seviyordu,vicdan azabı annesini de peşinden sürüklerdi.Bir anda annesinin onu şuan ne kadar merak ettiği aklına geldi.Muhtemelen hatta kesin olarak tüm sarayı ayağa kaldırmış ve kendisini bulması için adamlarını seferber etmiştir diye düşündü.Pekii geri dönmeli miydi?

Atından indi.Atını okşarken bir yandan da bir plan kurana kadar burada kalması gerektiğini kendine hatırlattı.Ormandan ya da gittikçe kararan havadan korkmuyordu.Ama plan kurması oldukca uzun süreceğe benziyordu.Öyle ki herzaman fikirler üreten beyni durmuştu.

Kendi kendine söylenirken bir anda arkasında bir hareketlenme hissetti.Döndüğündeyse kimsecikler yoktu.Zaten bu ormana kimse gelemezdi ki?Burası 'ölü ormandı' sarayda cezalandırılan mahkumlar arka kapıdan buraya salınıverirdi.Başarabilirseniz özgür kalırdınız ve başaramazsanız orman sizi yutardı.

Düşüncelerini bir kenara bırakıp atını bir ağaca bağladı.Başkası olsa kaçardı ama Melina'ya kimse birşey yapamazdı.Atını bağlar bağlamaz etrafında döndü.Ve yine bir ses duydu.. "kim var orada?" diye bağırdı.Cevabını arkasında hissettiği soğuk bir nefesle almıştı.Yanlız değildi. Hareket etmeden tekrar sordu "kimsin sen?"

Yabancı adam gülümsedi. "gerçekten merak ediyor musun?" Melina gözlerini bir süre kapadı."evet" diye fısıldadı sonunda.Ve etrafının adamlarla çevrili olduğunu fark etti.Yabancı adam Melina'nın kulağına iyice yaklaştı "ben..seni...öldürecek olan kişiyim" diye fısıldadı aynı onun gibi.Ve Melina'nın üzerine yıkılışına izin verdi.

Taht SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin