Selam, biz Naz ve Selin. Bir hiyaye yazalım ve işte bu çıktı. Umarım keyifli ve güzel bulursunuz. İlk deneyimimiz olduğu için ne kadar başarı oluruz bilemiyoruz ama beğeniceğinize eminiz iyi okumalar :)
Kapı sesi okula geç kaldığımı hatırlattı. Hemen hazırlanmaya başladım. Annem beni neden uyandırmamıştı? O sırada Paul içeri giriyordu. Bende koşarak aşağı indim. Hızımı alamayıp Paul'un üstüne düştüm. O benim kurtarıcım. Yedi yaşımdan beri hiç ayrılmadık. Ama bu gidişle bana daha fazla katlanamıyıcak galiba :)
Okula geç kaldığımızı farkettiğimizde aceleyle evden çıktık. Yaz tatilinden çıkıp o sıkıcı derslere girmek resmen bir çin işkencesiydi diye düşünürken onu gördüm. O kim diğceksiniz açıkcası bende bilmiyorum. Yeni gelen bir çocuk için fazla umursamaz. Kızların derdi anlaşıldı yine yakışıklı çocuk arayışındalar. Çocukta bunları fark etsede karın ağrıları geçse.
Tamam yüzünü görmesemde arkadan fena değil derim ama abartmasanız iyi olur.Sonra paul:
-Sanırım adı alex miş.Bizim sürtüklerden duydum,dedi.demek adı alex miş.koridorda duyduğum bu fısıldaşmalar sinirimi bozmaya başlamıştı. Şahsen pek umrumda da değildi adı sanı.
Her sene olduğu gibi bu yılda müzikal seçmeleri başlamıştı. Ve yine benim adımı tiyatro hocası Lily bana sormadan yazmıştı. Aslında beni dans edip sarkı söylemek rahatlatıyor ama derslerimi aksatmama neden oluyor. Sonrada annem ve babamdan bir ton laf işitiyorum. Buna katlanmak on altı yaşında bir kız için çok ama çok zor.
Zil sesini duyup herkes sınıfına geçerken Alex arkası dönük bir şekilde müzikal afişine bakıyordu. Sanki sanattan çok anlarya. Bu düşüncelerden arındığımda matematik hocamız bay Cole nın Melissa tatilin nasıl geçti sorusuyla karşı karşıyaydım.
- her seneki gibi büyük annanemin sıkıcı ve bir o kadar sakin kasabasındaki çiftlik evinde piyanomdan ayrılmadığım bir seneydi. Sağıma baktığımda Alex'i gördüm demek bu çocuk bizim sınıftaymış. Sıra Alex'teydi Bay Cole Alex'in kendisini tanıtmadını istedi. Okuldan atılınca bu okula geldim diyince şoka girdim gerçi öyle bir tip vardı bu çocukta.
Bay Cole : - hobilerin nelerdir nelerden hoşlanırsın Alex-yine klişe sorular-
Alex: -bir amatör rock grubundayım şarkı söyleyip elektro çalıyorum başka şeyler ilgimi çekmiyor. Özellikle süslü ve şımarık kızlar.
Ben kendimi tutamıyıp kahkahayı bastım herkes bana bakmaya başladı. Alex'sında kendini tutamıdığını hissettim ve benim bile hoşuma gitmiyorlar diyiverdim.
Aslında o kadar da sinir bir çocuk değil yani öyle olmamalı.
Tenefüs zili çaldı herkes çita gibi koridoro üçüşüyorlardı. Sınıfta sadece ben ve Alex kalmışttık o mavi gözleri bana baktığında içim ürperdi bana denizi hatırlatan hiçbirşeyi seymem korkarım. Galiba bunu sesli söylemiştim.
Alex: - merak etme yemem . Diyip pişkin pişkin gülmeye başladı
Ben: - komik olmak için çaba sarfetme komik duruma düşüyorsun ve ağlamaya başaldım ellerim titredi.
Alex: - sen gerçekten takıntılısın galiba ya ben komiklik olsun diye söylemedim özür dilerim ağlama bir şey varsa anlatabilirsin.
Ben: - lütfen beni yalnız bırak ya lütfen git bakma bana öyle.
Alex:-bişey mi oldu yanlış bişey mi söyledim
Ben:-hayır sadece lütfen git dedikten sonra daha çok ağlamaya başladım.
Alex te elimi tuttu ve beni sakinleştirmeye çalıştı.benim ise sadece paul a ihtiyacım vardı.o sırada paul içeri girdi alexle ben kafamızı oraya çevirdik.paul bi bana bi alexe birde ellerimize bakıyodu.elimi hemen çektim ama hala ağlıyodum.paul hemen alexi dışarı çıkardı ve bana sarıldı.bu çocuk beni sakinleştirmeyi biliyodu.
Ben:-alex in mavi gözleri vardı
Paul:-tamam tatlım geçti ben burdayım.dedi bu sırada zil çaldı
Paul:-ben diğer teneffüs gelicem sakın ağlama ağlarsan beni düşün biliyosun ağladında bende üzülüyorum.dedi
Ben:-tamam.sadece bunu demiştim.çünkü başka bişi söylemek istemiyordu.
PAUL'UN AĞZINDAN
Alex hala kapıda bekliyordu.Onunla konuşmalıydım.
Alex:- noldu öyle bana bakınca birden ağlamaya başladı hiçbişi yapmamıştım.
Paul:- tamam bak anlatıcam ama melissa sana anlattığımı bilmicek. Tamam mı? Alex çok meraklanmaya başlamıştı ki beni kantine sürüklemeye başladı
ALEX İN AĞZINDAN:
İyice merak etmeye başlamıştım.Paul u kantine sürüklüyordum.sonra bir masaya oturduk ve paul anlatmaya başladı
Paul:- Melissa on yaşındayken bir deniz kazası geçirdi. Ailesiyle dayısının teknesine giderken dalgadan dengisini kaybedip denize düşmüş . Denizde onu çekmeye başlayınca elbisesi pervaneye takılmış sonra babası bir kuvvet onu dipten çekip kurtarmış. Bunun hala etkisinde ve mavi gözlü insanlar ona baktığında kendisini çekiliyormuş gibi hissediyor. Benimde gözlerim mavi ama Melissa benden uzaklaşmasın diye lens takıyorum o benim için çok değerli.
Alex:- Çok üzüldüm gerçekten hiç düşünmemiştim böyle bir korkusu olduğunu ama ne yapabilirim ki birisi için lens takmak çok saçma ne kadar değer verirsen ver
Paul: -o benim için birisi değil herşeyim.
Şu anda elimizde bir kapağımız yok kapak tasarlıyanlar bizimle iletişime geçebilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık sular
Teen FictionMelissa'nın mavi gözlere olan korkusu Alex'le olan ilişkilerini nasıl etkilicek