~2~

42 0 0
                                        

Güneş doğarken bir değişik hissederim sanki yeni doğmuş gibi. Ama bu sabah pekte iç açıcı sayılmaz. Her zaman ki gibi erken alkıp Doggy'i yürüyüşe çıkarttım bu köpek beni delirtiyor sanki bir bozuk elektrikli süpürge gibi her gittiği yerde pisliğini bırakıyor ve bundan bıkmıyor ama napıyım anne yüreği işte kıyamıyorum.

Eve yine geç geldiğimden okula yetişebilmek için kahvaltı yapmadan çıktım -aceleyle- ve Paul'u beklemeye başladım. Normalde fazlasıyla erken gelirdi neden bu kadar gecikti? Diye düşünürken yine onu gördüm ya neden hep bana yaklaşmaya çalışıyordu ki sevmiyorum işte seni demek isterdim tabi ama öyle olmadı.

Alex: -Melissa günaydın -sırıtık bir suratla-

Melissa:-Sanada günaydın bak benim bir şeyim yok benle daha fazla ilgilenme tamam biliyorum dün korktuğumun sebebini arıyorsun ama beni lütfen zor durumda bırakma.

Alex:-Seni zor durumda bırakmak istediğim falan yok ben sadece bana her defasında böyle bakmanı istemiyorum. Bak şimdi gidiyorum istediğin her zaman ben burdayım.

Melissa:-ilgilendiğin için saol . -iki gündür tanıdığım birine neden ihtiyacım olsun ki?-

Paul koşarak bana doğru geliyordu.

Paul:-heyy mell geç kalıyoruz çabuk ol. Dur bi dakka senin yüzün neden asık bakıyım.

Melissa:-yok bir şey annemle tartıştımda önemli birşey değil.

Paul:-emin misin sen annenle pek tartışmassın.

Melissa:-bundan fazlası yok Paul telaş yapma.

Sonunda okula vardık diye sevinirken bana doğru gelen ve hayat enerjimi silip süpüren okulun popi grup kızlarını gördüm. Hep bir ağızdan. -orospu diliyle-

Sen Alex'i tanıyor musun ne konuştunuz bakıyım hemen anlat bak çok sinir oldum şimdi ya bizide tanıştır LÜTFENNN.

Bense off kızlar sizinle uğraşamam gidin bakın orda konuşun sanki daha önce bir erkekle konuşmadınız.

Yine hep bir ağızdan ne gıcık kızsın sen ya off seni aramıza almamakla doğru birşey yapmışız

Evet canım iyiki sizden değilim yoksa Alex'le nasıl konuşurdum di mi :)

Diye gülücük atarak oradan uzaklaştım kızlarsa kıpkırmızı kalmışlardı.

Benimse güzüm Kate'i aramaya başlamıştı. Kate benim Paul'dan sonra en yakınım ona bile bu geçirdiğim kazayı geçen sene anlattım ve donup kalmıştı aslında garip olan benim yaşadıklarım değil bu garip korkumdu ben bunu atlatmaya çalışssamda her defasında karşıma çıkıyordu. Hatta bir kaç yıl öncesine kadar gökyüzü beni kendisine çekip hapsedicek diye evden çıkmadığım zamanlar oluyordu. Bunu atlattım psikoloğum David sayesinde ama o gözler aklımdan çıkmıyor bazen koparmak geliyor içimden çekip yakmak istiyorum biliyorum bu delillik çok piskopatlık birşey ama karşı koyamıyorum. Ailem bana Amerikada bir psikolog bulmuş onun benim bu takıntımdan koparıcağını söylüyor hemde okul bile bulmuşlar bana saolsunlar. Bir yandan gidiyim herşeyden herkesden uzaklaşıyom istiyorum ama sevdiklerimden ayrı kalırsam daha kötü olurum diyede korkuyorum. En iyisi biraz daha zaman.

Kate:-Heyy Melissa canımm nasılda özlemişim seni.

Melissa:-Sonundaa Kate çokkk özledim seni dün nerelerdeydin.

Kate:-Müzikal için aday listesi yapıyorduk. Senide yazdık tabiki.

Melissa:-Tahmin etmiştim :) bu sene kimler var söyle bakalım.

Kate:-Yine her zaman olduğu gibi Sahsa, Coco , Whitney he birde Spencer ve Reese bizimkilerden bu kadar diğerleri alt sınıflardan.

Melissa:-Sahsa ve Coco ya katlanmak istemiyorum yine bir muzurluk yapıp kendilerini kadroya sokmayı başarırlar.

Kate:-Bu senede yapıcaklarını hiç sanmıyorum yüz bulup Lily'le bile konuşamadılar.

Melisssa:-Oh iyi olmuş onlara çeksinler cezalarını.

Kate:-he birde söylemeyi unutucaktım az kalsın okula yeni gelen çocuk varya okuldan atılmış galiba o da adını yazdırmış sen tanıyor musın onu sizin sınıftaymış galiba.

Melissa:- Gerçekten mi o ne alaka ya doğru zaten anlamalıydım dün müzikal afişine bakıyordu hep umarım dalgasına yazmamıştır adını bizim sınıfta birde umursamaz havalarında hep, cool görünmeye çalışan biri işte.

Kate:-Umarım dediğin gibi olmaz da Lily yine sinir komalarına girmez biliyorsun en korktuğumuz şey.

Ding dang dong bu aslında kapı zili sesi olduğunu biliyorum ama ben ders zili sesi neden olmasın diye herkese yutturmaya çalışıp başarısız olurken bayan Waldorf dışarı çıkıyordu durun bir dakika derse yeni girmemişmiydik yoksa ben mi bir şeyler yani birçok şey kaçırmıştım?. İmdattt devreler yandı. Belkide bu sıkıcı dersi dinlemek istemediğimden zaman ileri alınmıştır bak bu güzel oldu her zaman yapıyım :) -sorunlu biri olmak bunu gerektirir-

Paul:-hey mell cheesecake factory'e gidiyoruz sende gelir misin ?

İşte bu duyduğum en güzel andı cheesecake benim en en en sevdiğim tatlı hatta yemektir.

Melissa:-tabiki geliyorum Paul soru mu bu.

Paul:-bende öyle düşünmüştüm neyse hadi oyalanma Spencer'ın arabasıyla gidiyoruz.

Melissa:-tamam bekle geliyorum.( bir dakika Spencer araba mı kullanıyor duyduğum en saçma şey o sıska çocuk arabada önünü görebiliyor mu acaba ) -kafamda deli sorular-

Kapının açılma sesiyle içeri girdik çok gürültülüydü ama bir o kadarda tatlılar enfes gözüküyordu.

-Ne alırdınız efendim?

Ben bir limonlu cheesecake-en sevdiğim- birde latte alabilir miyim?

-elbette hemen hazırlanıyor hanımefendi.

Hanımefendi? ,hanım ?efendi? Ha-nım e-fen-di (bana daha hiç kimse hanım efendi dememişti ben gerçekten hanımefendi miyim diye sorasım geldi ama kendimi rezil etmeden uzaklaşmayı tercih etmeliydim.)

Cheesecake'ler yendi -acayip mükemmel ötesiydi- mutluluk hormonum tavandaydı.

Yine taki dicem çünkü her mutluluğumda birisi bunu bozmak zorunda buna alışkınım ama günümün geri kalanı garip bir şekilde sakin geçti acaba dünyanın sonumu geldi diye düşünmedim değil.

Karanlık sularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin